- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 03 Ağustos 2017, Perşembe 9:35
Uluslararası ilişkilerde ön planda devletler ve devletlerden oluşan uluslararası sistem vardır. Devlet düzeyindeki analizle uluslararası sistem düzeyindeki analiz arasında bölge düzeyindeki analiz vardır. Bölgelerin tanımı ve rolleri konusunda farklı teorik yaklaşımlar var. Bölge derken belirli sayıda devletin bir araya gelerek oluşturduğu bölgeden söz ediyoruz. Bunun en iyi bilinen ve en çok kurumlaşmış örneği Avrupa Birliği’dir. Tabii tüm bölgeler AB gibi değil. Harvard Üniversitesi’nden Joseph Nye, bölgeyi “coğrafi ilişki ve belirli derecede karşılıklı bağımlılıkla bir birine bağlı sınırlı sayıda devlet” olarak tanımlar. Mansfield ve Milner “yakınlığa ek olarak kültürel, ekonomik, dil veya siyasi bağlar” olarak tanımlar. Bölgenin ortak bir tanımı yok. Bu yazıda Doğu Akdeniz’in ayrı bir bölge (veya alt bölge) olarak düşünülüp incelenmesi üzerinde durmak istiyorum. Bu özellikle Kıbrıs’ta yaşayan insanlar için önemli. Kıbrıs’ı Doğu Akdeniz çerçevesinde düşünmek çok daha zengin bulgular, sonuçlar verebilir.
Doğu Akdeniz’i ayrı bir bölge olarak düşünmek elbette yeni bir şey değil. Ancak günümüzde bunun daha sistemli ve sürekli yapılmasında yarar var. Google’da arama yaptığınızda Doğu Akdeniz’in ağırlıklı olarak doğal gaz ve enerji konuları ile bağlantılı olarak incelendiğini görürsünüz. Bölgenin jeo-stratejik konumunu, güvenlik sorunlarını, büyük güçlerin ve bölgesel aktörlerin rollerini ve başka konuları ele alan incelemeler de var elbette. Ancak ağırlıklı olarak “Ortadoğu” kavramı kullanılıyor. Doğu Akdeniz kavramını kullanan makale sayısı sınırlı. Kitap ise çok az. Doğu Akdeniz’i Ortadoğu’dan ayrı ama onunla sıkı sıkıya bağlantılı bir bölge olarak düşünebiliriz.
Doğu Akdeniz’in ayrı bir bölge olarak ele alınması konusunda Pire Üniversitesi öğretim görevlisi Aristotle Tziampiris’in Huffington Post’ta yayınlanan “Doğu Akdeniz yeni bölgesi” (The New Region of the Eastern Mediterranean) başlıklı yazısı ilginç. Tziampiris, 21. yüzyılda Doğu Akdeniz’in yeni, ayrı bir bölge olarak görülmesi gerektiğini yazar. Batı ile Doğu’nun buluştuğu bölge olduğuna dikkat çeker. Uluslararası ilişkilerde bölgenin öneminin arttığına işaret eder. Tziampiris, bölgeye Kıbrıs, Yunanistan, Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail, Mısır ve Libya’yı dahil eder. Ben Libya’nın dahil edilmesi gerektiğini düşünmüyorum. Dolayısıyla Doğu Akdeniz’le kıyıdaş ülkelerle Kıbrıs’tan oluşan bir bölge söz konusu. Coğrafi bir bölge. Kurumsal bir yapısı yok. Bölgeye dahil olan ülkeler kendi coğrafi konumlarına göre başka bölgelerin de parçasıdırlar. Ayrıca coğrafi olarak uzaktaki büyük güçler Doğu Akdeniz’de önemli rol oynuyorlar.
Her bölgede büyüklü küçüklü ülkeler olur. Doğu Akdeniz’de coğrafi ve nüfus olarak en büyük ülkeler Türkiye ve Mısır. Tabii ülkelerin gücü sadece coğrafya ve nüfus ile ölçülmez. Askeri, ekonomik, teknolojik güç, sosyal kapital gibi öğeler de önemli. Bu açıdan bakıldığında İsrail önemli bir ülke. Bölge ülkeleri arasındaki ilişkiler değişiyor. Şu anda Mısır, İsrail, Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlar arasında işbirliği söz konusu. Türkiye-İsrail ilişkilerinde belirli bir düzelme var. Bu dinamikleri yakından izlemek gerek. Ülkelerin resmi dillerinden hareketle bölgede dört dil –Yunanca, Türkçe, Arapça, İbranice- olduğunu görürüz. Tabii azınlıkların dilleri de var. Bölgeyi incelemek için dört dilin en azından birkaçını iyi bilmek gerek. Din olarak bölgede Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Museviler var. Tabii bu yine çok kaba bir sınıflandırma. Farklı mezhepler, dini, etnik gruplar var. Tablo zengin.
Doğu Akdeniz en eski anlaşmazlıklardan ikisinin –Filistin-İsrail ve Kıbrıs sorunu- bulunduğu bölge. Suriye’de devam eden iç savaş tüm bölgeyi etkiliyor. Ne zaman, nasıl biteceği belirsiz. Bu savaş büyük güçleri bölgeye çekiyor. ABD eskiden beri bölgede. İsrail ile olan stratejik ittifakı ve diğer çıkarları nedeniyle bölgeyle daima ilgilenecek. Rusya bölgeye indi ve ayrılma niyeti yok. Suriye’de konumunu güçlendirdi ve bölgede uzun vadeli ilişkiler oluşturmaya çalışıyor. Moskova bölgedeki enerji kaynakları ile de ilgileniyor. Avrupa Birliği bir diğer önemli büyük güç. Bölgede önemli çıkarları var. Bu listeye Çin’i de eklemek gerek. Hizbullah aracılığıyla Lübnan’da ve Esad rejimi aracılığıyla Suriye’deki konumu nedeniyle İran’ı da analizlerimize dahil etmemiz gerek.Doğu Akdeniz açısından en çok dikkat çeken konu kuşkusuz hidrokarbon kaynakları konusudur. Mısır ve İsrail önemli miktarda doğal gaza sahip. Kıbrıslı Rumlar sondaj çalışmaları ile buldukları miktarı artırmaya çalışıyorlar. Lübnan ve Suriye’nin de enerji potansiyeli var. Bölgedeki enerji oyununun nasıl gelişeceğini öngörmek zor.
Doğu Akdeniz’deki meydan okumaların listesi uzun. Anlaşmazlıkları, sorunları çözümleyerek işbirliği olanaklarını artırmak mümkün olacak mı? Tüm mesele burada. Bölgeyi iyi incelemek önemli.
MAKALEYE YORUM YAZIN

-
22.04.2018 Baskın seçimler
-
19.04.2018 Demokrasi ölüyor mu?
-
15.04.2018 Suriye, savaş, barış
-
12.04.2018 Otoriter popülizm
-
08.04.2018 Nükleer enerji
-
05.04.2018 Öldürülen Filistinliler
-
01.04.2018 İyimserlik için argümanlar
-
29.03.2018 Yapay zeka rekabeti
-
25.03.2018 Enformasyon savaşları
-
22.03.2018 Siyasi manipülasyonlar çağı
-
18.03.2018 Enerjide geçiş dönemi
-
15.03.2018 Suriye savaşı: Sekizinci yıl
-
11.03.2018 Dünyanın kadın hakları karnesi
-
08.03.2018 Netanyahu’nun siyasi geleceği
-
04.03.2018 Putin’in “yeni” silahları
-
01.03.2018 İtalya seçimleri ve Avrupa
-
25.02.2018 Yolsuzlukla mücadele
-
22.02.2018 Otoriter rejimlerde seçimler
-
18.02.2018 Teknoloji demokrasiye tehdit mi?
-
15.02.2018 Tillerson gelirken
-
11.02.2018 Münih Güvenlik Konferansı mesajı
-
08.02.2018 Yumuşak güç
-
04.02.2018 Hukukun üstünlüğünde de gerileme
-
01.02.2018 Dünyada demokrasi geriliyor
-
28.01.2018 Savaşın geleceği
-
25.01.2018 İfade özgürlüğü
-
21.01.2018 Avrasya şafağı
-
18.01.2018 Özgür olmayan Türkiye
-
14.01.2018 Lübnan ve hidrokarbon kaynakları
-
11.01.2018 Avrupa’da popülizm aşıldı mı?
-
07.01.2018 İran’ı anlamaya çalışmak
-
04.01.2018 Demografi ve gelecek
-
31.12.2017 2018 ve Türkiye
-
28.12.2017 2018’e bakış, öngörüler
-
24.12.2017 2017’de Ortadoğu
-
21.12.2017 Duvarlar dönemi
-
17.12.2017 Putin’in zafer ilânı
-
14.12.2017 Paris tek gezegen zirvesi
-
10.12.2017 Brexit’e doğru
-
07.12.2017 Ortadoğu’da ateşle oynamak
-
03.12.2017 Yemen’e dikkat
-
30.11.2017 Lübnan’a dikkat
-
26.11.2017 Batı mı, doğu mu?
-
23.11.2017 Bir diktatörün sonu
-
19.11.2017 Ne olacak İngiltere’nin hali?
-
16.11.2017 Süper zenginler ve geriye kalanlar
-
12.11.2017 Vergi kaçıran zenginler
-
09.11.2017 Dünyayı sarsan 10 yıl
-
05.11.2017 Bonn iklim zirvesi
-
02.11.2017 Luther, Reform, Avrupa
-
29.10.2017 Balfour Deklarasyonu 100 yaşında
-
26.10.2017 Dünyada demokrasinin durumu
-
22.10.2017 Ortadoğu’da İran faktörü
-
19.10.2017 Çin'in güçlü lideri
-
15.10.2017 Trump ateşle oynuyor
-
12.10.2017 Dış politikada savrulmalar
-
08.10.2017 Ekim Devrimi 100 yaşında
-
05.10.2017 Yalan rüzgarları
-
01.10.2017 Katalonya referandumu
-
28.09.2017 Sağa kayan Almanya
-
24.09.2017 Sıkıcı Almanya seçimleri
-
21.09.2017 72. BM Genel Kurulu
-
17.09.2017 Yine Arakanlı Müslümanlar
-
14.09.2017 Yine iklim değişikliği
-
10.09.2017 Türkiye-AB ilişkileri nereye gidiyor?
-
07.09.2017 Kuzey Kore ne istiyor?
-
03.09.2017 Kasırgalar, kuraklıklar
-
31.08.2017 Arakan trajedisi
-
27.08.2017 Yaklaşan Almanya seçimleri
-
24.08.2017 Unutulan Afganistan savaşı
-
20.08.2017 Batı niçin zengin oldu?
-
17.08.2017 Nükleer savaş mı?
-
13.08.2017 Kutsal mekânlarda anlaşmazlık
-
10.08.2017 Global tehdit algısı: IŞİD, küresel ısınma
-
06.08.2017 Küreselleşmenin sonu mu?
-
30.07.2017 Venezuela tehlikeli dönemeçte
-
27.07.2017 AB düze çıktı mı?
-
23.07.2017 Batı balkanlara dikkat
-
20.07.2017 Tarihten ne öğrenebiliriz?
-
16.07.2017 Transatlantik ilişkilerde kriz
-
13.07.2017 Demografi ve gelecek
-
09.07.2017 Yenilenebilir enerji jeopolitiği
-
06.07.2017 G20 zirvesi: Zor zirve
-
02.07.2017 Gazze: Saatli bomba
-
29.06.2017 Ortadoğu’da yalnız kalmak
-
25.06.2017 Taht oyunları
-
22.06.2017 Avrupalılar ve AB
-
18.06.2017 Adalet
-
15.06.2017 Katar krizi
-
11.06.2017 Ortadoğu’yu sarsan 6 gün
-
08.06.2017 İngiltere sandıkta
-
04.06.2017 Dünyamız ve insanlık için tehlikeli karar
-
01.06.2017 Avrupa tek başına
-
28.05.2017 Zenginlerin G7 zirvesi
-
25.05.2017 Kritik NATO zirvesi
-
21.05.2017 Trump zorda
-
18.05.2017 İran: Ruhani mi, Reisi mi?
-
14.05.2017 Yeni İpek Yolu
-
11.05.2017 Çevre sorunları ve gelecek
-
07.05.2017 Fransa: Irkçılığa hayır
-
04.05.2017 Erdoğan-Putin görüşmesi
-
30.04.2017 Dünyada basın özgürlüğünün durumu
-
27.04.2017 Enerji gerginlikleri
-
23.04.2017 Fransa kritik dönemeçte
-
20.04.2017 Seçimlere doğru İngiltere
-
16.04.2017 Türkiye: Karar günü
-
14.04.2017 Türkiye: Karar zamanı
-
13.04.2017 Türkiye: Karar zamanı
-
09.04.2017 Suriye ve kimyasal silahlar
-
06.04.2017 Popülizmin sahte vaadleri
-
02.04.2017 Fransa ve AB’nin kaderi
-
31.03.2017 Nükleer silahları yasaklamak
-
26.03.2017 AB 60 yaşında: Başarılar, sorunlar
-
23.03.2017 Bir yıl sonra Türkiye-AB anlaşması
-
19.03.2017 Suriye savaşı 6 yaşında
-
16.03.2017 IŞİD sonrasını düşünmek
-
12.03.2017 Brexit’e doğru
-
09.03.2017 Quo vadis AB?
-
05.03.2017 Tiranlık ve günümüz
-
02.03.2017 Avrupa ve “yeni” dünya
-
26.02.2017 1917: Rusya’da özgürlüğün baharı
-
23.02.2017 İçe kapanmak çözüm mü?
-
19.02.2017 Münih güvenlik konferansı
-
16.02.2017 Yoğun bakımdaki Yunanistan
-
12.02.2017 Türkmenistan seçimleri
-
09.02.2017 Yunanistan’ın mali sorunları
-
05.02.2017 Özgürlük gerilerken
-
02.02.2017 Trump’ın bağnazlığı
-
29.01.2017 “Kaybolan” anayasa
-
26.01.2017 Aşırı sağ enternasyonal
-
22.01.2017 Demokrasinin geleceği
-
19.01.2017 Trump ve Amerikan kamuoyu
-
15.01.2017 Obama’yı nasıl bilirdiniz?
-
12.01.2017 Davos 2017
-
08.01.2017 Siber güvenlik
-
05.01.2017 Guterres’in işi zor
-
01.01.2017 1917’den 2017’ye
-
29.12.2016 Popülizm ve demokrasi
-
25.12.2016 2017: Avrupa’nın kaderi
-
22.12.2016 2016: Kötü yıl
-
18.12.2016 İnsanlığın utancı: Halep trajedisi
-
15.12.2016 Din ve eğitim
-
11.12.2016 25 yıl sonra Orta Asya
-
08.12.2016 Eğitimde başarı
-
04.12.2016 İtalya, Avusturya: Karar günü
-
01.12.2016 Ortadoğu, gençler ve gelecek
-
27.11.2016 Brexit, Trump, İtalya, Avusturya
-
24.11.2016 Popülizm üzerine
-
20.11.2016 Kuraklık ve bölgemiz
-
17.11.2016 Trump ve NATO
-
13.11.2016 Popülizmin gücü
-
10.11.2016 Trump dönemi
-
06.11.2016 Türkiye nereye?
-
03.11.2016 Türkiye’nin sınavı
-
30.10.2016 Tarihten öğrenmek
-
27.10.2016 ABD seçimleri yaklaşırken
-
23.10.2016 Habitat III: Şehirler, kalkınma, çevre
-
20.10.2016 IŞİD: Sonun başlangıcı
-
16.10.2016 BM’de Guterres dönemi
-
13.10.2016 Clinton mu, Trump mı?
-
09.10.2016 Irak’ın kaderi
-
06.10.2016 Halep cehennemi ve ABD
-
02.10.2016 Lozan tartışmaları
-
29.09.2016 Azerbaycan’a bakış
-
25.09.2016 Suriye’nin geleceği
-
22.09.2016 Dünya ve mülteci krizi
-
18.09.2016 Karadeniz’de dengeler
-
15.09.2016 71. BM Genel Kurulu başlarken
-
11.09.2016 11 Eylül ve terörle mücadele
-
08.09.2016 Suriye açmazı
-
04.09.2016 Gözler G20 zirvesinde
-
01.09.2016 Kerimov sonrası
-
28.08.2016 Burkini ve özgürlükler