- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 12 Şubat 2018, Pazartesi 9:39
Gelişen dünyamızda her geçen gün insanların alışkanlıkları da değişiklik göstermektedir. İnsanlar eski zamanlarda, kendi tüketecekleri yoğurt, peynir, ekmek ve sebze, meyve gibi ürünleri evlerinde üretir iken alışkanlıkların ve teknolojinin gelişmesi gibi nedenlerden dolayı bütün ürünleri hazır halde satın almaya başlanmışlardır. Hazır gıda sektörüne yönelim ve dünya nüfusunun da hızla artması ile gıda sanayinde üretim miktarı ve ürün çeşitliliği de gün geçtikçe artış göstermiştir. Üretimdeki ve ürün çeşitliliğinde ki bu artış nedeni ile üretilen gıdaların hemen satılması ve tüketilmesi olanaksız olmasından dolayı raf ömrü süresi kavramı ortaya çıkmıştır. Paketli bir ürün, tüketici tarafından tüketilebildiği süre zarfında satışa sunulabilir. Bu süre raf ömrü olarak isimlendirilmektedir. Raf ömrü; gıda ürününün güvenli kalacağı, istenilen duyusal, kimyasal, fiziksel, mikrobiyolojik ve besin değeri özelliklerinin korunabildiği zaman periyodu olarak tanımlanır. Bu süreç içerisinde gıdanın hem güvenlik hem de kalite özelliklerini koruması gerekmektedir. Taze, organik ve diğer tüketici eğilimleri, bazı geleneksel teknolojileri bir kenara itmektedir ancak yiyecekleri güvende ve satılabilir tutmak için yeni teknikler var olmak ile birlikte ürünlerin kendileri de değişmiştir. Bazı insanlar, daha az yağ, tuz, şeker, diğer karbonhidratlar ve daha fazla taze katkı içeren gıdaları en az seviyede tercih etmektedir. Raf ömrünün ölçüsü sadece markette geçirilen aylar değildir. Şarküterideki lezzeti için ya da evde kullanılabilirlik adına fazladan bir gün anlamına da gelebilir. Raf dayanıklılığına yönelik çeşitli bakış açılarını, lezzet ve rengi koruma, mikrobiyolojik güvenlik ve geciktirici yağ oksitlenmesi olarak sıralayabiliriz. Güvenlik genel olarak, yalıtılmış metal veya cam kapta, mikropları öldürmeye yeterli bir iç sıcaklığa kadar getirilmesi yöntemiyle garanti altına alınıyordu. Bazı gıdalar su aktivitesi veya kimyasal koruyucularla yoluyla kontrol altında tutuluyordu. Bu tekniklerini hala pek çok ürünler için raf ömrünün kontrolünde yardımı dokunsa da yeni tüketicilerin satın alma eğilimleri, yeni raf ömrü teknolojilerine bir göz atma talebinde bulunmaktadır. “Gıdanın raf ömrü formülleştirme, işleme, paketleme ve depolama koşulları” olmak üzere dört faktöre bağlıdır. Bu şartlardan bir tanesini değiştirmekle raf ömrünü değiştirebilir; daha iyi ya da daha kötü hale gelebilir. Raf ömrünün özelliklerini bakteriyel kontrol, renk dengesi, maya ve küf önlenmesi, tat dengesi, dokusal denge ve aroma dengesi olarak sıralayabiliriz. Raf ömrü problemlerinin görünümü, oksidatif esmerleşme, özellikle lipit fazındaki tat bileşenlerinin oksidasyonu, büzülme (dökülme ve nemlenme) ya da çözünüp su olma (yapışkanlık ve beklenmedik kristalleşme yapıları) durumlarını içerecek kadar geniş aralıkta olabilir. Bununla ilgili olarak yurt dışında yapılan çalışmalar ve son olarak Türkiye’de Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUNUM) Araştırmacısı Hayriye Ünal ve ekibi, bu çok yönlü ambalaj ihtiyacını karşılamak amacıyla farklı işlevler kazandırılmış kil nanotüpleri içeren bir ambalaj filmi geliştirdi. Bu film meyve ve sebzelerin aşırı olgunlaşmasını ve et örneklerinde mikrobiyal büyümeyi engelleyerek kolay bozulur ürünlerin raf ömrünü uzatan bir özellik taşıyor.
Yapılan açıklamaya göre patentlenmiş nano-kil katkılı gıda ambalajının piyasaya sürülebilmesi konusunda çalışmalara devam ettiklerini, geliştirilen malzemelerin gıda ile temasının güvenilirliği konusunda testlerini sürdürmektedirler. Raf ömrünün amacı, tüketicilerin gıdalardan güvenli ve bilinçli olarak yararlanmasına yardımcı olmaktır. Bu yüzden üretici ve tüketici olarak gıdaların raf ömürlerine insan sağlığını korumak açısından çok dikkat etmeliyiz.
MAKALEYE YORUM YAZIN

-
23.04.2018 Süt endüstrisinde gıda güvenliği
-
16.04.2018 Gıdaların güvenliliğinin izlenmesi
-
09.04.2018 Gıda katkı maddelerinin önemi
-
02.04.2018 Gıdalarda raf ömrünün önemi
-
26.03.2018 Yumurtanın hayatımızdaki yeri
-
12.03.2018 Balık tüketiminin önemi
-
05.03.2018 Gıdalarda fermente ürünler
-
26.02.2018 Elektronik kimliklendirme
-
05.02.2018 Süt ve süt ürünlerinde gıda güvenliği
-
15.01.2018 Dünya hijyen günü
-
08.01.2018 Endüstrileşmede gıdanın önemi
-
01.01.2018 Gıda güvenliğinde HACCP sistemi
-
25.12.2017 Gıdalara verilen önemi artırmalıyız
-
18.12.2017 Güller ve çiçeklerin lezzeti
-
11.12.2017 Kırmızı ve beyaz etlerde gıda güvenliği
-
04.12.2017 Dondurulmuş gıdalar ve soğuk zincir
-
27.11.2017 Kış günlerinde içimizi ısıtan çorba
-
20.11.2017 Gıdaların sağlıklı bir şekilde tüketilmesi
-
13.11.2017 Gıda ambalajının önemi ve amacı
-
06.11.2017 Küresel açlık ve gıda güvenliği
-
30.10.2017 Küresel gıda israfı
-
23.10.2017 Çapraz kontaminasyon
-
02.10.2017 Bir zamanlar adamızda şeker kamışı vardı
-
25.09.2017 Fast -food yiyeceklerin zararları
-
18.09.2017 Geleceğin yatırımı; gen bankaları
-
11.09.2017 Gıda atıklarına karşı mücadele
-
04.09.2017 Besin zehirlenmeleri ve korunma yolları
-
28.08.2017 Gıdalarda temiz etiket devrimi
-
21.08.2017 Gastronomi dünyası
-
14.08.2017 Çiftlikten sofraya gıda güvenliği
-
07.08.2017 Bir mutfak, dünya kadar lezzet
-
31.07.2017 Adını ünlülerden alan yemekler
-
24.07.2017 Gıdalarda katkı maddelerinin kullanım nedenleri ve kontrolü
-
17.07.2017 Efsane lezzetlerden; ‘Krep Suzette’den ‘Peach Melba’ya
-
10.07.2017 Kavurucu sıcaklarda kavun ile serinleyin
-
03.07.2017 Gıda güvenliği ve hukuku
-
26.06.2017 Yaz mevsiminde mısır keyfi
-
19.06.2017 Bilinçli gıda tüketimi
-
12.06.2017 Gıdaların halk sağlığı açısından önemi
-
29.05.2017 Türk mutfağında pilavlar
-
22.05.2017 Çilek zamanı bitmeden
-
15.05.2017 Gıda güvenliği ve tüketicinin korunması
-
08.05.2017 Şimdi dut zamanı
-
01.05.2017 Gıda savunması
-
24.04.2017 Mutfağın efsanelerinden Antonin Careme
-
17.04.2017 Kıbrıs şarabı
-
10.04.2017 Zencefil, tatlıya da tuzluya da yakışır
-
03.04.2017 Mutfak kültürü
-
28.03.2017 Dünden bugüne pasta
-
20.03.2017 Ekmek bir buğday tanesi ile başladı
-
13.03.2017 Geçmişten günümüze gelen baharat “Safran”
-
06.03.2017 Kırmızı şarap
-
27.02.2017 Geçmişten günümüze gelen yumurta
-
20.02.2017 Etlerde hijyen açısından dikkat etmemiz gereken koşullar
-
13.02.2017 Bitkilerin faydaları
-
06.02.2017 Eşsiz Kıbrıs mutfağı
-
30.01.2017 Gıda gündeminde tartışılan palm yağı
-
23.01.2017 Et işletmelerinde hijyen ve sanitasyon
-
16.01.2017 Her mevsim soframızın çiçeği salata
-
09.01.2017 Faydaları saymakla bitmeyen bir gıda olan sarımsak
-
02.01.2017 Birçok hastalığa karşı koruyucu olan “adaçayı”
-
26.12.2016 Vitamin açısından zengin sebzeler
-
19.12.2016 Kış aylarının gözdesi enginar ve ayrelli (kuşkonmaz)
-
05.12.2016 Soğuk havaların sıcak içeceği ‘Salep’
-
28.11.2016 Eski dönemde geçim kaynağı olan “TUZ”
-
21.11.2016 Kış mevsiminin vazgeçilmez lezzeti “kestane”
-
14.11.2016 Hayatımızdaki kahvenin yeri
-
07.11.2016 Sağlıklı gıda tüketimine yönelik tavsiyeler
-
01.11.2016 Soğuk havaların lezzetleri
-
24.10.2016 Siyah İnci “havyar”
-
17.10.2016 Mucizevi meyve nar
-
03.10.2016 Dünyaya yayılan gastronomi kulübü “Chaîne de Rôtisseurs”
-
26.09.2016 Bir tutam baharat
-
19.09.2016 Sandviçin öyküsü
-
05.09.2016 Babutsa zamanı bitmeden
-
01.09.2016 Patatesin serüveni