Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçiminin düğümü 28 Mayıs akşamı erken saatlerde netleşecek.
Çok ciddi bir sürpriz olmazsa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, göreve devam edecek.
Hiç kuşkusuz, bu seçimler Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli, en kritik seçimlerinden biri.
KKTC’den bakıldığı zaman, herkesin sonuçla ilgili bir arzusu, tahmini vardır.
Son söz sandıklarda söylenecek.
Ya da son söz sandıktan çıkan ve onaylanan sonuçlar olacak.
Çıkacak sonucun bir hazım süreci olacak ama neticede hazmedilecek.
***
Türkiye’deki seçim sonuçları, bizleri mutlaka alakadar eder.
29 Mayıs, seçimin ertesi günü… 29 Mayıs’ın sonrası ise devam…
Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki AKP’nin 20 yıllık iktidarının başlangıcında Kıbrıs sorunu, ilk uluslararası çıkış olanağıydı.
Erdoğan ve arkadaşları o zaman etkin bir şekilde, Annan Planı referandumuna EVET yönünde tavır koymuştu.
Rauf Denktaş ve UBP’ye rağmen EVET, denilmişti.
***
Zamanla Erdoğan’ın Kıbrıs politikasında önemli değişimler oldu.
Kapalı Maraş’ın açılması Erdoğan’ın 2015’lerden başlayarak yüksek sesle seslendirdiği bir konu başlığıdır.
2015’te Mustafa Akıncı, Cumhurbaşkanı seçilip Ankara’ya ilk ziyaretini gerçekleştirdiğinde, toplantı masasında Erdoğan’ın, BM ile uyumlu Maraş’ı açma fikri olan Mustafa Akıncı’ya ilk sözlerinden biri şu olmuş: “Ya Mustafa Bey, siz yıllarca mücahitlik yapmış biri olarak Maraş’la ilgili nasıl öyle düşünürsünüz. Gelin biz açalım bitsin.”
Peki, Akıncı ne demiş?
Orada bulunanlardan dinlemiştim.
Akıncı da yanıt olarak, “Toplantı sonrası, basının karşısına geçeceğiz. Siz Kapalı Maraş’ı açma yönündeki kararınızı açıklayın, o zaman” demiş.
O günün koşullarında toplantı masasında konuşulan Maraş, toplantı sonrası basın toplantısını taşınamamıştı.
***
Ancak Recep Tayyip Erdoğan’ın 2020 KKTC Cumhurbaşkanlığı seçiminde çok daha radikal bir değişimi gündeme getirdiği gayet net.
Kapalı Maraş açılımı, Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili İKİ EGEMEN EŞİT DEVLET, söylemi, geliştirildi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ‘iki egemen, eşit devleti’, bırakın müzakere masasına oturmayı, Hristodulidis’le sosyal buluşma için bile koşul haline getirdi.
***
Pazar günü yarışacak iki aday Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kıbrıs sorunuyla ilgili ciddi görüş farklılığı var mı?
Yok.
Türkiye’de farklı siyasi ittifaklarda Kıbrıs politikasına milliyetçi unsurların belirlediğini görmek, sağlıklı değerlendirme için bir gereksinimdir.
Cumhur İttifakında, MHP, Millet İttifakında İYİ PARTİ.
***
Seçimin öncesi ve sonrası, farklılık genelde beklenendir. Bu Kıbrıs sorununda da olabilir mi?
Bana sorarsanız, olabilir.
Bu çok kolay mı?
Kolay değil.
***
29 Mayıs ve sonrası, Kıbrıs sorununda, Türkiye – KKTC ilişkilerinde ve doğal olarak ekonomide gelişmeler yaşayabiliriz.
Felaket tellallığına gerek yok. Ancak, olası ekonomik gelişmelerle ilgili öngörüler, pembe renkte değil.
‘Elimizden ne gelebilir ki’, demeden, hazırlıklarımızı, önlemlerimizi, olası senaryolara göre ciddi ciddi konuşmak gerekir.