banner6

Artan şiddet olayları toplumu endişelendiriyor

banner37

KKTC’de son dönemde yaşanan, kadın cinayetleri, şiddet ve saldırı olayları yanında, son olarak önceki gün yaşanan, Hollandalı genç kıza yapılan cinsel saldırı olayı toplumda büyük öfke uyandırdı

Artan şiddet olayları toplumu endişelendiriyor
banner150

banner150

banner99

Elmas TOKAY

Ülkemizde son günlerde ciddi bir artış gösteren, özellikle kadınlara yönelik şiddet ve saldırı olaylarına önceki gün bir yenisinin daha eklenmesi, kamuoyunda büyük tepkiye yol açtı. Son olarak ülkemize turist olarak gelen henüz 16 yaşındaki genç bir kıza tecavüz etmek için yapılan vahşi saldırı, vatandaşların “nereye gidiyoruz?” endişesini daha da artırdı.

Hukuk camiası, ülkenin son durumu hakkında KIBRIS Gazetesi’ne konuştu. Avukatlar, sadece mahkemelerin verdiği yüksek cezalarla bu sorunun çözülemeyeceği fikrinde. Ülkeye girişlerde yaşanan, düzensizliğe hükümetin hâlâ seyirci kaldığına dikkat çeken avukatlar, sapkınlık suçlarının hastalıkla bağlantılı olduğunu, bu yönde bir önlem alınması gerektiğini belirtti.

Avukatlar, ülke nüfusunu tam olarak bilmeyen bir yönetimin olduğuna da dikkat çekerek, böyle davam edildiği sürece, ülkede asayişin daha da kötüye gideceğinin altını çizdi.

Avukat Bayramoğlu: En büyük neden kontrolsüz girişler

Avukat Gürcan Bayramoğlu, son günlerde yaşanan ve iki kadının vahşice öldürüldüğü cinayetlerin yanı sıra, artan saldırı ve şiddet olaylarının en büyük nedeninin, kontrolsüz girişler ve önlenemez yükselişte olan bilinçsiz bir nüfus olduğunu kaydetti. Nüfus yapısının ve sayısının bu tür olayların yaşanmasını körüklediğini kaydeden Bayramoğlu şunları söyledi;

“Düşünün ki şu an ülkenizi yöneten Başbakan bile nüfusun kaç kişi olduğunu bilmiyor. Üniversitelerde kayıtlı öğrenci sayısına baktığımızda, bir de tam anlamıyla eğitim alan öğrenci sayısına baktığımızda, bu bile, kontrolün yapılamadığı, tamamen kontrol dışı bir ülkede yaşadığımızı gösterir.

Ülkeye giriş çıkışlarda yapılan kontrollerde de sıkıntı var. Dünyada bir ülkeye neden gittiğinizi, ne maksatla gittiğinizi, nasıl bir mali duruma sahip olduğunuzu ve nerde kalacağınızın bilgisini vermek zorundasınız. Vizeyle veya vizesiz gireceğiniz her ülkede bunun yaşarsınız. Ama bizim ülkemizde her hangi bir kontrol yapılmadan, cebindeki paraya bakılmadan, nerede yaşayacağına bakılmadan giriş mührü vurulabiliyor.

Kısa bir süre önce Girne’de bunun acı bir tecrübesini yaşadık. Cebinde parası ve kalacak yeri olmayan bir kişi, ülkeye girere girmez bir saat içerisinde Girne’de sokak ortasında iki kadına saldırdı.

Başka bir adam geldi, ertesi gün bir kadını açık bir alanda vahşice bıçaklayarak öldürdü. Kimse bu insanlara, ‘Bu ülkeye girerken neden geldin’ diye sormadı. Bunun kontrolünü yapamadığımız takdirde bu olayların önünü alamayız. Tabii bu tür kadına şiddet olaylarını sadece Türkiye’den gelen veya üçüncü ülkeden gelen kişilerin yaptığı algısı da yanlış olur, maalesef ülkemizde yaşayan vatandaşlar da özellikle kadına karşı yapılan şiddet suçlarında yer alıyor. Önemli olan bu sorunun sistemli bir şekilde çözülmesi”

Avukat Atamtürk: Bu olaylar toplumu ciddi şekilde etkiliyor

Avukat Melahat Atamtürk, son günlerde meydana gelen cinayet, şiddet ve cinsel saldırı olaylarının toplumu ciddi şekilde etkilendiğine dikkat çekerek, bunun toplumsal bir sorun haline geldiğine değindi. Bu durumun eğitimle alakalı olduğunu kaydeden Atamtürk, şöyle devam etti:

“Bahsettiğim eğitim, üniversite mezunu olmakla alakalı değil, bahsettiğim eğitim, karşısındaki kadına verdiği değerle alakalıdır. Kadını, malzeme, mal ve meta olarak gören bir kişilik, namus mantığıyla, her şeyi yapabilecek kudreti görüyor kendinde. Bu tamamen hasta bir düşüncedir. Bu tarz insanlara mahkemelerin yüksek ceza versin ve bu caydırıcı olsun mantığı da yanıştır. Bu felsefe varlığını yitirmiştir. Burada gerekli olan, devlet otoritesinin alacağı önlemler ve genç yaşta vereceği eğitimle alakalıdır.

Ülkeye girişlerin kontrolsüz olduğu açıkça ortada. Her kimliği alan her pasaportu gösteren şu an ülkeye sorgusuzca giriyor. Bu da, suç işlemeye meyilli kalitesiz kişilerin gelmesine de suç oranlarının artmasına da neden olur. Bu ayrımcılıkla alakalı değil, her insanın seyahat özgürlüğü vardır. Sadece bu durumu birazcık belli şartlara ve kriterlere yükseltirsek, kontrolü biraz daha artırırsak. Bence bu suç oranını da biraz olsun azaltmış oluruz.”

Avukat Şener: Toplum dejenere oluyor

Avukat Mustafa Şener de son zamanlarda yaşanan olayların, toplum olarak dejenere olduğumuzun, kültürümüzün ve nüfus yapımızın değiştiğini başlıca göstergesi olduğunu kaydetti.

Şener, şu andaki bu dengesiz nüfus artışının, bizi yönetenlerin beceriksizliği ile alakalı olduğuna dikkat çekerek, “Tüm bu olanların, bu şiddet olaylarının yaşanmasının en büyük sebebi başta bizi yönetenlerdir. Bizi yöneten insanların, toplum olarak dejenere olmamıza müsaade ettikçe, kendi ceplerini, toplumun menfaatlerinden daha fazla düşündükleri sürece, hiçbir sorun çözülmeyecek ve ülke daha kötüye doğru gidecek” dedi.

Kadına, erkeğe, hayvana, kısacası her türlü canlıya yapılan şiddeti, ayrım yapmaksızın değerlendirmek gerektiğini kaydeden Şener, şiddetin, karşısındakiyle düşüncelerini paylaşamayan, anlatamayan, cehalet sahibi, insanların yaptığı bir olay olduğunu belirtti.

 

Avukat Türk: Bunlar tamamen bir hastalıktır

Artan şiddet olayları, vahşice cinayetler ve bunun yanında sapkınlıkların tamamen bir hastalık olduğuna değinen Avukat Ayşen Yaran Türk, bu tür insanların, ekonomisi yüksek veya düşük olmasıyla bir alakası olmadığını belirtti.

Avukat Türk şunları söyledi:

“Cezaların artırılması bunların önüne geçmez, yani mahkemelere topu atmak sadece anlamsız bir çözüm. Sosyal hizmetlerin, bu tür olaylara duyar duymaz müdahale edilmesi ve ayıklanması gerekir. Toplumun da bilinçlenmesi gerekir.

Dünyada vize uygulanan ülkelere girişlerde yapılan uygulama, bizim ülkemizde de yapılmalı. Şu anda ülkeye tüm girişlerde sorun yaşanıyor. Cebindeki parayı, kalacağı yeri bilip kayıt altına almak gerek. Ancak şu an böyle bir uygulama yok. Gelen kişi parasız kalınca ilk olarak hırsızlık yapmaya, şiddet uygulamaya başlıyor. Bu şiddet zaman zaman da tecavüze kadar gidiyor. Cezaların caydırıcı olması, bu sorunların azalmasına yardımcı olmuyor. O nedenle yönetimin de bir önlem alması gerek.”

Avukat Eminağa: Girişler ciddi şeklide denetimsiz

Avukat Evrim Eminağa ülkeye girişlerde uygulanan yöntemlerin ciddi anlamda yetersiz olduğunu, toplum ve ülke güvenliği adına neredeyse hiç önlem içermediğini vurguladı. Eminağa, şu şekilde konuştu:

“Yaşanan olaylara baktığımız zaman çok ciddi bir inceleme yapmaya dahi gerek kalmadan, suçları işleyen birçok kişinin maalesef KKTC'ye henüz giriş yapmış olan veya buraya yurtdışından gelen kişiler olduğunu kolaylıkla görebiliyoruz. Durum bu ki amacı ne olursa olsun her isteyen elini kolunu sallayarak ülkeye giriş yapabilmekte ve maalesef bu uygulama işi olmayan, hayattan umudu kesmiş, suç işlemek veya işlememek arasında bir seçim yapacak ise suç işlediği zaman bir kaybı olmayacak olan kişiler için cazibe noktası haline gelmiştir.

Bu arada tabii ki, Suçluların İadesi Yasası tahtında, iadesi gerçekleştirilen hükümlü mahkumların KKTC Mahkemelerince aleyhlerine verilen cezalardan daha düşük süre ile cezalarını çekip serbest kalmaları, caydırıcılığı ortadan kaldırmaktadır. Polislerin gerek üniformalı ve gerekse sivil olarak düzenli devriye yapma ihtiyacı, mobese sistemleri ile güvenlik zaafiyetinin minimize edilmesi, derhal alınması gereken önlemler olmalıdır. Bunun yanında orta ve uzun vadede ise ülkemize yaşamak veya çalışmak için gelen insanların kültürümüze ve yapımıza uygun yaşayabilmeleri için her türlü alana girip, sağlanması gereken tüm eğitim çalışlarının yapılması gerek. Bu kişilerin insan hayatına yaraşır ortamlarda çalışma ve yaşamaları için gereken her türlü tedbir alınmalıdır. Eğer bunları yapacak gücümüz yok ise o zaman girişleri her şekilde durdurmamız gerekmektedir.

Güncelleme Tarihi: 04 Mayıs 2017, 08:59
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner111

banner34

banner75

banner88

banner104