Koruyucu atmosfere sahip, Dünya benzeri gezegenler şimdiye dek kendilerini arayan bilim insanlarından kaçmayı başardı, ancak James Webb Uzay Teleskobu'nun son keşfi, bu alanda bir ilk olabilir.
Astronomlar GJ 486b adlı, Güneş Sistemi'ne görece yakın, sadece 26 ışık yılı uzakta olan Virgo Takımyıldızı içerisindeki gezegene yakından bakıyor. İki yıl önce keşfedilen gezegen, Dünya'dan yüzde 30 daha büyük ve kayalık bir öte gezegen. Kendi kızıl cüce yıldızının etrafındaki turunu 1,5 günde tamamlıyor.
Güneşine çok yakın olması ve sıcaklığının 430 derecelere kadar çıkmasına rağmen gezegen su buharı barındırdığına dair izler sunuyor, ki bu da bu dış dünyanın kendisini koruyan bir atmosferi olduğu anlamına gelebilir.
John Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı'ndan araştırmanın başındaki isim olan Kevin Stevenson "Sıcak, katı halde bir gezegenin atmosferindeki su buharı, öte gezegen biliminde büyük bir çığır açabilir. Ancak dikkatli olmalı ve yıldızın bunun sorumlusu olmadığından emin olmalıyız" diyor.
Webb öte gezegenleri nasıl inceliyor?
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve Kanada Uzay Ajansı'nın ortak ürünü olan Webb, uzaydaki en güçlü kızılötesi teleskop. Astronomlar, teleskobun bilimsel yeteneklerinin evreni anlamamıza dair altın çağı başlattığını söylüyor. Webb'in ana görevlerinden biri, diğer dünyaların atmosferlerine bakmak. Su ve metan gazının keşfi -yaşam için önemli bileşenler- potansiyel yaşam ya da biyolojik aktivite için önemli işaretler olabilir.
Webb araştırmacıları "yayılma spektroskopisi" adı verilen teknik ile öte gezegenleri inceliyor. Bu dünyalar kendi yıldızlarının önünden geçtiklerinde, yıldız ışığı atmosferlerinde filtreleniyor. Atmosferlerindeki moleküller belirli ışık dalga boylarını ya da renklerini absorbe ederek, yıldızın ışığını basit parçalara ayırıyor -bir gökkuşağı gibi- böylece astronomlar da hangi ışık parçalarının eksik olduğuna bakarak, atmosferin moleküler bileşimini tahmin edebiliyor.
Gezegenin, yıldızının önünden iki geçişini gözlemleyen araştırmacılar, veriyi analiz etmek için üç farklı metod kullandı. Üç test de su buharı izinin güçlü olduğuna dair sonuç verdi.
Araştırmanın eş yazarı ve Michigan Üniversitesi'nden Ryan MacDonald şunları söylüyor: "Gezegenin bu geçişler sırasında bir yıldız lekesi önünde olduğuna dair gözlemimiz yok. Ancak bu yıldızın başka bölgelerinde lekeler olmadığı anlamına da gelmiyor. Su buharı sinyalini veriye ekleyen senaryoya tam olarak uyan bu durum yüzünden de kaynak gezegensel atmosfer gibi görünebiliyor."
Eğer bunun, dünyalıların "yedek gezegen" bulduğu anlamına geldiğini düşünüyorsanız, çok heyecanlanmayın. Bilim insanları GJ 486b'nin yıldızına çok yakın olduğu için yaşama elverişli olmadığını düşünüyor. Eğer atmosferi varsa, katı bir gezegenin koruyucu kozasına nasıl sahip çıktığını, hele ki yıldızına bu kadar yakınken ısı ve yıldız radyasyonuna karşı onu nasıl koruduğunu öğrenmeyi umuyorlar.
Böylesi bir gezegen atmosferini nasıl yenileyebilir?
Teorilerden biri, gezegendeki volkanların, derinlerden çektiği buharı püskürttüğü yönünde.