Daniş Karabelen’i asla unutmadık


   Geçen 23 Mayıs, Daniş Karabelen’i anma günü, bizim Türk Mukavemet Teşkilatı TMT’nin merkezinde yapıldı. TMT’nin kurucularından Tümgeneral rahmetli Karabelen’i anmak, bizler için gerçekten bir onur ve vefa örneğidir. O törende onun aziz hatırasına saygı duruşunda bulunuldu ve hakkında çok güzel konuşmalar yapıldı.
   Bu törenin en büyük özelliği, Daniş Karabelen’in kızı Özcan Atamert ile torunu İlknur Boray’ın katılması ve onun hakkında konuşma yapmalarıydı. Tabii ki törene, Başta Cumhurbaşkanı Ersin Tatar olmak üzere, bütün zevat ve askeri erkan da katılmışlardır.
   “Daniş Karabelen” dendi mi, bir dönemi ve bir dönemin insanlarını hatırlarız. Belki yeni yetişen gençler bilmezler. Ama yine de anlatmamız lazım Daniş Karabelen gibi önemli görevlerde bulunan ve bizim hayatımıza katkı koyan insanları, yeni gençlere...
   1958’lerde Özel Harp Daire Başkanı olan Karabelen, bizim TMT’nin kuruluşunu sağlayan, bir dönem rahmetlik Adnan Menderes ve Fatin Rüştü Zorlu ile bu uğurda çalışmalar yapan en önemli isimdir. 
   EOKA’ya karşı panzehir olacak TMT’ye yardım talebini, ilk kez Dr. Küçük’le Denktaş yapmışlardı Ankara’ya. O zamanlar Adnan Menderes Başbakan ve Fatin Rüştü Zorlu da Dışişleri bakanıydı. Galiba bir tarih çakışmasıydı onların yaşadıkları.
   Dr. Küçük’ün kurduğu VOLKAN’dan sonra, Denktaş-Nalbantoğlu ve Kemal Tanrısevdi’nin baş başa vererek TMT’nin ilk temellerini veya Kıbrıs ayağını oluşturmaları bir milattı. İşte bu gelişmeler ışığında silah yardımı için Ankara’ya gitmişlerdi, Dr. Küçük’le Denktaş...
   Onların yardım taleplerini, Daniş Karabelen Paşa gerçekleştirmişti.
   Bir de çok sevdiğimiz ve kendisi ile tanışma şerefine nail olduğumuz emekli albay rahmetlik İsmail Tansu var.  Hani, “Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu” adlı kitabın yazarı.
   Mücahitler Derneği’ne gittiğinizde her ikisinin de yan yana resimlerini görürsünüz.
   Bir döneme imza atan Daniş Karabelen ve İsmail Tansu, gerçekten Kıbrıs Türk toplumu için unutulmaz insanlardır.
   TMT’ye ilk silahları onlar göndermişlerdi balıkçı tekneleri ile, Anamur’dan Erenköy sahillerine. Ve o geliş gidişlerde denizde kaybolan Bereketçiler’den Hikmet Rezvan ve Elmas vardır. Bu toplum buralara kolay gelmedi. İşte Adanan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Daniş Karabelen Paşa ve İsmail Tansu gibi gizli kahramanlar, tarihimizin en önemli yerinde yerlerini almışlardır.
   Daniş Karabelen, bir de Kore Gazisi’ydi. Kore’de TMT’nin ilk Bayraktarı Rıza Vuruşkan’la beraberdiler. O nedenle TMT’nin kuruluş aşamasında Karabelen Paşa, çok güvendiği Rıza Vuruşkan’ı Bayraktar olarak Kıbrıs’a göndermişti.
   Zaman geçince bazı şeyler ortaya dökülüyor... Mesela Adanan Menderes ve Fatin Rüştü Zorlu’nun sudan nedenlerle Yassıada’da yargılanıp asılmaları, Türk milleti için tam bir yüz karasıdır. Menderes o silahları bize temin edip gönderirken, gizlilik ilkesine bağlı kalarak “örtülü ödeneği” kullanmış ama mahkemede o paranın nereye gittiği söylememiştir. Lakin zaman sonra asılanlara Türk Milleti itibarlarını iade ederek, devlet töreni ile mezarlarından çıkarılarak İstanbul’un en önemli tepesine gömmüştür.
   Daniş Karabelen’i rahmet ve minnetle anarken, neler neler hatırlamışız...
   Bu konu açılmışken, bir konuya parmak basmak istiyorum, dilerseniz.
   Bugün KKTC’deki bütün belediyeler, maalesef o erdemi göstermediler bu insanların isimlerini bir meydana veya bir caddeye vermediler. Bu mu vefalı olmak? Böyle mi sevgimizi göstereceğiz bu insanlara vefa borcumuzu. Onları anmak, onları unutmamak ve devamlı hatırlamak, bizim boynumuzun borcu olmalıdır diye düşünüyorum.
   Hele bir düşünün bakalım... Hangi caddeye, hangi sokağa, hangi sosyal tesise veya bir meydana konmuştur bu önemli dört adamın ismi?
   Adaya gizli yollardan silah taşıyan bereketçilerin yaşadıklarını, “Gidişle Dönüşün Romanı” adlı eserimde yer verdiğim için kendimi çok mutlu addediyorum.
   Bizim belediyeler ne koyarlar sokaklara, caddelere, sosyal tesislere ve unutulmayacak mekanlara?
    Geçtiğimiz caddelerde aklımda kalanlar...
   Filiz Sokak...
   Lale Sokak...
   Kahramanlar Caddesi...
   Begonya Sokak ve dahaları...
   Herhalde bu konuda bir kampanya başlatmak gerekecek. Belediyelere sesleniyorum. Lütfen Adanan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Daniş Karabelen ve İsmail Tansu’nun isimlerini bir yerlere koyunuz.
   Burada bir anımı paylaşmak istiyorum sizinle...
   Dr. Küçük’ün anılarını kaleme alırken, rahmetlik Dr. Küçük bana o günlerde yaşadıkları sıkıntıları anlatmıştı.   Dr. Küçük anılarında şöyle anlatmıştı bana şu isim ve vefa meselesini.
   “Kıbrıs Cumhuriyeti yeni kurulmuştu... Menderes ve Celal Bayar’a bir jest olsun diye, iki lisemize onların isimlerini koymuştuk. Lakin 27 Mayıs, 1960’ta darbe olunca darbeciler bize cephe almıştı. Mecburen liselere verdiğimiz isimleri geri aldık, onlara yaranmak için.”
   İşte hayatımız bu kahramanlar ve yaptıkları işlerle geçti.
   Bir kez daha Daniş Karabelen’i rahmetle anar, aziz hatırası önünde saygıyla eğilirim.
  

YORUM EKLE

banner111

banner34

banner75

banner88

banner104