Mustafa GÜRSEL
Bir grup doğa düşmanı, dünyaca ünlü ortaçağ kalemiz St. Hilarion’un park yerinde yiyip içti ve çöplerini ağaca asıp kaçtı. KIBRIS muhabiri, alıç ağacına asılan bu çöpleri aldı, etraftaki diğer çöpleri de topladı ve park yerini, daha önce birçok kez yaptığı gibi temizledi…
Doğamız, Dipkarpaz’dan Yeşilırmak’a kadar çöplerle dolu. Toplum olarak doğamızı yeterince sevmiyor ve sahip çıkmıyoruz. Doğa diye bir “Derdimiz” yok. Daha çok “Bireysel dertlerle” uğraşıyoruz. Bu durum, yaşam kalitesini düşürmenin yanında, çevreye duyarlı insanları üzüyor. Geleceğe yönelik umutları kırıyor... Her gün, “Vatan sevgisi ve bir karış vatan toprağı” söylemleri havada uçuşurken, turistler de hayretle gözlerini açıp, “Vatanınız niye bu kadar pis?” diye soruyor…
Doğayı kirletenlerin yanında, temizleyenler, hatta fidan bile dikenler var. Ancak bu doğa dostlarının sayısı, kirletenlere göre oldukça az. Yine de henüz,“Umut” ölmüş değil…
Uzmanlar, doğaya karşı bu zalimlikve sorumsuzluğun sadece çevresel boyutu olmadığını, bu durumun toplumun geleceğini tehdit ettiğini söylüyor.
Çevresini hiç durmadan kirleten, doğasını bozan, toprağına sahip çıkmayan bir toplumun geleceğinin de aydınlık olmadığını vurguluyor… “Olay basit bir çevre kirliliği değildir” diyor…
Güncelleme Tarihi: 27 Mart 2017, 10:06