Ali CANSU
Her şey 1942 yılında Adem ve Vedat Kaner isimli iki kardeşin, köylerde iplikle dokunan kumaşları bisiklet üzerinde ve pazarlarda satarak başlattıkları ticari girişimleri sayesinde ortaya çıkmış ve zaman içerisinde önce ortak bir şirkete, ardından da ikinci kuşağın girişimleriyle ‘Kaner Şirketler Grubu’na dönüşmüş.
Halk arasında ‘Kanerler’ diye bilinen grup, bu günlerde pek çok alanda KKTC geneline hizmet veriyor.
Aile değerlerini korumaya özel önem veren ikinci kuşak yöneticileri, şirkete kattıkları vizyon ve profesyonel yönetim anlayışı ile kurucularının başlattığı faaliyetleri daha da geliştirerek, devraldıkları “Kaner” bayrağını, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırlarını aşan boyutlara taşımış duruda.
Adem ve Vedat Kaner kardeşlerin, ipliğin karne ile dağıtıldığı yokluk yıllarında, zorlukla elde edebildikleri iplikleri köylerde çarşaf dokutmaları ile başlayan ilk ticari faaliyetleri, kadın kumaşı, döşemelik, perde ve halı ticareti ile devam etmiş.
İki kardeş, birlikte verdikleri uğraşlarla 1950’li yıllar ve sonrasında kadın kumaşları ağırlıkta olmak üzere “okkacılık” denilen ve okka ile satılan kumaş faaliyetlerine mağazacılıkla devam etmişler. Kurucu Kaner kardeşlerin el birliği ile geliştirdikleri faaliyetler, eşlerinin de destek ve katkıları ile aile şirketi boyutuna taşınmış.
“Bayrağı annem ve ablam devraldı”
KIBRIS’a konuşan Kaner Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Kaner, vefat eden amcası Adem Kaner ve babası Vedat Kaner’in adeta yokluktan bir şirket var ettiklerini ifade ederek, “Amcam ve babam ileriyi gören kişilerdi. Çok çalıştılar ve bugünlere gelmemizin temelini oluşturdular” dedi.
Kendilerinin ikinci jenerasyon olduklarını kaydeden Kaner, “Amcam, 1970’lerin sonlarında babam ise 1980’lerin sonlarında rahmetlik olduktan sonra annem ve ablam Güliz Kaner’in işin başına geçmesi ile birlikte gelen bir iş hayatımız var” dedi.
Bugünlere gelmek için çok çalışmanın yanında doğru adımlar atılsa da Kıbrıs gibi bir yerde birçok sıkıntılar ile karşılaştıklarını kaydeden Kaner, 1970’li yıllarda insan canının ön planda olmasına rağmen işteki mücadele yoğunluğunun bugün daha da farklılaşarak devam ettiğini, ancak mücadelenin farklı boyutlarda devam ettiğini söyledi.
“Enerjinizi ortaya koyarak bir şeyler ortaya getirmek ablam Güliz, ben ve küçük kardeşim Serhan’ın ruhunda var” diyen Kaner, bugüne çok dikkatli bakılması gerektiğini, çünkü geleceğin bugünden sonra etkileneceğini belirtti.
“Her şey bisikletin üzerinde başladı”
Kaan Kaner, her şeyin 1942 yılında amcası Adem Kaner ve babası Vedat Kaner’in köylerde ipliğin dokunmasıyla oluşan kumaşları pazarlarda ve bisikletin üzerinde satmasıyla başlayan bir tarihlerinin olduğunu ve bundan çok gurur duyduklarını ifade etti.
İki kardeşin ortaklığının kurulan şirketle geliştiğini, daha sonra ikinci kuşağın yönetiminde “Kaner Şirketler Grubu” olarak bugünlere geldiğini anlatan Kaner, ipliğin karne ile dağıtıldığı yokluk yıllarında, zorlukla elde edebildikleri iplikleri köylerde çarşaf dokutmaları ile başlayan ilk ticari faaliyetlerin, kadın kumaşı, döşemelik, perde ve halı ticareti ile devam ettiğini belirtti.
Büyük zorluklarla bugünlere gelindiğini ifade eden Kaner, “Adem ve Vedat kardeşler ileriyi gören kişilerdi. Çok çalıştılar ve bugünlere gelmemizin temelini oluşturdular. Biz ikinci jenerasyonuz. Amcam 1970’lerin sonlarında babam ise 1980’lerin sonalarında rahmetlik olduktan sonra annem ve ablamın başa geçmesi ile birlikte gelen bir iş hayatımız var” dedi.
İş hayatında ülkedeki ilk büyük özelleştirme arasında yer alan ve ciddi sermaye ile ortak girdikleri 2013 yılı başında Ercan Havalimanı ortaklığına ciddi bir yatırımları olduğuna dikkat çeken Kaner, ülkedeki yatırım ikliminin istikrarlı bir yapıda olmadığını ancak Ercan’ın hayatlarında ciddi bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekti.
“40’a yakın marka dağıtım şirketimiz var”
Kaner Şirketler Grubu’nun 700’e yakın bir çalışanı olduğunu ve onlarla gurur duyduklarını ifade eden Kaner, büyüyen şirketleri ile Domino’s Pizza, Gloria Jean’s Coffeess, Efes ve Coca Cola gibi markaları KKTC’de temsil ettiklerini belirterek, Ercan’daki Duty Free işlerine de girdiklerin söyledi.
40 yakın marka dağıtım şirketleri olduğunu ve adanın en büyük dağıtım şirketi olduklarını anlatan Kaner, “Şu anda üç dalda yapılaşmamız olmasına rağmen farklı sektörlere giriş için gerekli çalışmaları yapmaktayız” dedi.
Ekonominin durumu nedeni ile önlerini göremediklerini ifade eden Kaner, “Hep, ne olacak endişesi içerisinde yaşıyoruz” dedi. Son iki yıldır, adada bir çözüm süreci sonrası ne olacağının belli olacağı bir sürece girildiğini anlatan Kaner, “İçeriğini bilmediğiniz bir konuda herkesin bir fikrinin oluşması ve bunu savunması bana biraz tuhaf geliyor” dedi.
“Çözüm sonrası ne olacağını güneyden duyuyoruz”
Bir anlaşma olması durumunda neler olabileceği konusunda kendilerinin yaptığı bazı atölye çalışmaları olduğunu ifade eden Kaner, şöyle devam etti:
“Güney ile bizim aynı işi yapan insanlarla temasımız vardır. Ortak bir komitemiz de vardır. Üzüldüğümüz bir nokta oldu. Güneydeki bu firma görüşmeci heyetinden veya siyasilerinden bir takım bilgiler alıyorlar ve bu bilgiler üzerinden kurulu senaryo üretiyorlar ve bunu kısmen bizimle paylaşıyorlar. Çözüm sonrası ne olacağını onlardan duymamız acı ve garip bir durumdur.”
AB müktesebatı ülkemizde uygulanıp, ertesi güne Euro kullanılacaksa bunun ülke ekonomimize bir vakum etkisi yaratacağı uyarısında bulunan Kaner, “İnanılmaz bir şekilde ekonomimiz geri gider. Seçilmiş sektörlerde AB destek sağlasa da rekabetin tamamı, güney ile açık olacağı için ekonomimiz zora girer” dedi.
Kendisi gibi diğer insanların da ülkesini çok sevdiklerinden emin olduğunu anlatan Kaner, “Ben ülkeme sahip çıkmazsam, ekonomik sıkıntıyı burada ben görürüm. İlle de barış olacak diye ekonomi ve güvenlik, hatta savaş durumuna sokabilecek bir takım kriterler oluşacaksa ben buna ciddi şüpheler ile bakarım” diye konuştu.
Dünya barışı diyenleri Suriye’nin halini görmeye davet eden Kaner, büyük güçlerin orada olmasına rağmen çözülemeyen bir şeylerin olduğunu ifade ederek, “Ben ülkemi niçin o kaosa sürekleyim ki? Ben KKTC olarak yoluma devam ederim” görüşünü ortaya koydu.
Türkiye’nin ülkemizin arkasında olmaması durumunda hem can ve hem de ekonomik yönden bitmiş vaziyette olacağımızı kaydeden Kaner, “İş insanı önünü görmediği zaman yatırım yapamaz ki. Kaosun olduğu yerde bir yatırımı kimse beklemesin” dedi.
Ülkemizde standartların belli bir seviyeye çekilmesinin muhakkak gerekli olduğuna dikkat çeken Kaner, “Bunu kendimiz için yapmamız gerekir. Ancak, maalesef bu yönde de yeteri kadar adım atılmıyor” diye konuştu.
Devleti yönetenlerde bir suç bulmadığını da anlatan Kaner, toplumun da öz eleştiri yapması gerektiğini söyleyerek vatandaşın cebindeki paraya bakmadan arabasını, evini öncelikli olarak görüp banka borcu veya kredi kartını şişirip yaşamaya çalışan insan topluluğu olduğumuzu kaydetti.
Bir taraftan “Türkiye çık git” diyorlar diğer taraftan ise “Para ver, maaşımı ver” denildiğini kaydeden Kaner, “Biz dünya kadar vergi veririz ancak devletten maaş alanlar da çıkıp eylem yapar” dedi.
“İç barışımızı biz öncelikle kendimizde arayalım” diyen Kaner, düşünen, ne istediğini bilen, fikir üreten ve kendi fikrine sahip, bu fikri düzgün savunabilen bir toplum olmaktan çıkıldığını, bunun tekrardan yaratılması gerektiğini söyleyerek, “Ülkede iç barışın sağlanmaması halinde yok olmaya doğru gidiyoruz” dedi.
Güncelleme Tarihi: 02 Ocak 2017, 09:05