banner6

Çarklar durdu, önlem alın!

banner37

Ticaret Odası, dövizdeki rekor yükselişe paralel TL’de yaşanan büyük değer kaybıyla daha da körüklenen ülke ekonomisindeki çöküşün önlenmesi için alınması gerekli tedbirlerle ilgili hükümete mektup gönderdi

Çarklar durdu, önlem alın!
banner150

banner150

banner99

İsmail VOLKAN

Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO), Türk Lirası’nda (TL) yaşanan değer kaybı, Türkiye’deki olumsuzluklar, ihracat ve turizmdeki düşüş nedeniyle ülkemizdeki hayat pahalılığının yüzde 17’ye ulaştığına işaret ederek, piyasalardaki belirsizliğin devam ettiğini belirtti ve pahalılığın daha da artacağı endişesini taşıyor.

KTTO, ülkemizde kriz nedeniyle yaşanan tahribatın en aza düşürülmesi için alınması gereken önlemlerle ilgili bazı araştırmalar yaparak, hazırladıkları bilgilendirme mektubunu hükümete gönderdi.

KTTO, Türkiye’de, hükümetin, ülkede yaşanan hayat pahalılığının artmasını önlemek için Katma Değer Vergisi (KDV) ve Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) uygulamalarında büyük oranda indirim yaptığını hatırlatarak, hükümete sunduğu önlemlerin acilen uygulamasını istedi.

Konuyla ilgili önlemler paketine ulaşan KIBRIS muhabirine konuşan KTTO Başkanı Fikri Toros, hükümet yetkililerine yazılı ve sözlü olarak bilgilendirme yaptıklarını, Türkiye’nin aldığı önlemlerin perakende pazarda ciddi hareketlilik yarattığına dikkat çektiklerini kaydetti.

Toros, ülkemizde de ivedilikle alınması gereken önlemler olduğunu belirterek, yetkililerin bir an önce yaptıkları çalışmayı yürürlüğe koymasını istedi.

Hayat pahalılığının 2017 yılı başlarında yüzde 8 civarında tahmin edildiğini ancak yüzde 17 civarına çıktığına dikkat çeken Toros, Türkiye ve ülkemizde devam eden ciddi belirsizlikler olduğunu, bu nedenle de artışın devam edeceğini bildirdi.

Toros, yapılacak küçük dokunuşlarla piyasada ciddi hareketlilik yaratılabileceğini belirterek, devletin tüm vergi, resim ve harçlarını TL olarak hesaplaması ve döviz kuruna bağlı tüm hesaplamaların terk edilmesi gerektiğini söyledi.

KTTO’nun önerdiği kısa vadeli önlemler

KTTO’nun hükümete ilettiği kısa vadeli önlemler paketi özetle şöyle:

“Kamunun doğrudan katıldığı tüm ekonomik faaliyetlerin Türk Lirası ile hesaplanması ve piyasadaki işlemlerin de TL bazında yapılmasının teşvik edilmesi: Döviz kuru artışlarının hane halkı ve piyasa üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak amaçlanmıştır.

Geçmiş yıllarda bu amaçla geçici olarak uygulanan kira geliri stopajlarının düzenlenmesi, kalıcı olarak TL bazlı sözleşmelere avantaj sağlayacak şekilde yeniden gündeme getirilmelidir. Devlet, tüm vergi, resim ve harçlarını TL olarak hesaplamalı ve döviz kuruna bağlı tüm hesaplamaları terk etmelidir.

Döviz kurları sabitlenmeli

Döviz kuru sabitlemesi: Döviz kuru artışlarının fiyatlar ve piyasa üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak amaçlanmaktadır. Geçici bir önlem olarak, gümrük vergisi ve diğer ithal vergilerinin hesaplanmasında kullanılan döviz kurları sabitlenmelidir.

İhale bedellerinin peşin ödenmesi: Devlet tarafından bağlanan ihalelerde, ihale bedellerinin geçerli teminat karşılığında, yüklenicilere peşin olarak ödenmesi sağlanmalıdır. Bunun piyasadaki nakit akışını artıracağı ve hem kamunun, hem de yüklenici firmaların maliyetlerini düşürmesine katkı yapacağı düşünülmektedir.

Yüzde 16’lık KDV oranı, belirli sektörlerde süreli olarak yüzde 10’a indirilmeli

KDV ve ithalatta alınan stopaj oranlarının yeniden düzenlenmesi: Bu önlem sayesinde, fiyat artışlarının kısmi olarak önlenmesi, tüketici alım gücü ve refah seviyesinin geriletilmemesi amaçlanmıştır. Hazine kabiliyetinin el verdiği ölçüde, genel perakende piyasalarda uygulanan yüzde16’lık KDV oranı, belirli sektörlerde süreli olarak yüzde 10’a indirilmelidir. Ayrıca, belirli bir geçiş dönemi uygulamasına gidilerek, bu dönemde stopaj vergisi üst limiti yüzde 2 olarak belirlenmeli ve bu dönem sonrasında stopaj vergisi tamamen kaldırılmalıdır. Vergi oranlarındaki düşüşün kamu gelirlerini 2017 Bütçesi’nde öngörülen seviyenin altına düşürmeyeceği, bütçe dengesi nominal olarak korunurken, piyasa dengesinin de korunmasına katkıda bulunulabileceği düşünülmektedir.

Enflasyon muhasebesi uygulamasına geçilmesi: Döviz kurlarındaki yükselmeden kaynaklanan kur farkları şirket hesaplarına “kâr” olarak yansımaktadır. Vergi tahsilatlarında kur farkından kaynaklanan bu farkın vergilendirilmemesi için gerekli “enflasyon muhasebesi” uygulamasına geçilmelidir.

Mahsuplaşma ve iade uygulamaları ivedilikle yapılmalıdır

Piyasaya para akışını sağlamak ve özel sektörün nakit finansman maliyetini düşürmek amaçlanmıştır. Birçok işletmenin devletten önemli miktarda Katma Değer Vergisi ve stopaj alacağı bulunmaktadır. İşletmelerin devletten olan kesinleşmiş alacaklarının diğer kamu alacaklarına mahsup edilebilmesi sağlanmalıdır. Yürürlükteki uygulamaya göre sabit kıymet alımlarında işletmelerin ödediği KDV, üç yılda indirim konusu yapılabilmektedir. Sabit kıymet alımlarında ödenen KDV’nin bir seferde indirilmesi sağlanmasıdır.

Devlet kaynaklı yatırımlara hız verilmesi: Bu şekilde piyasadaki ekonomik aktivitelerin hızlanabileceği düşünülmektedir. Bu amaçla, öngörülen yatırımların analiz edilmesi ve bir an önce gerçekleştirilmelerini sağlayacak önlemlerin alınması gerekmektedir.

Yapısal Dönüşüm Programı’nın uygulanması: Bu programın kararlılıkla uygulanması, Türkiye ile ilişkilerin sağlıklı gelişmesini sağlayabilecek ve kamunun yükümlülüklerini Türkiye’den gelecek taze para ile karşılamasına neden olacaktır. Bu şekilde KKTC piyasasındaki nakit miktarının seviyesinin yükselebileceği düşünülmektedir. Örneğin 2015 yılında TC kaynaklı ulaştırma projeleri için 30.150.000 TL ödenek ayrılmasına rağmen, bunun sadece 11.923.088,12 TL kullanılmıştır.

Turizm desteklerinin artırılması

KKTC’ye yurtdışından para girişini sağlayan en önemli aktivite olan turizm sektörüne verilen desteklerin artırılmasının 2017 yazından başlayarak olumlu geri dönüşler göstermesi beklenebilir. Pazarlama faaliyetlerindeki artış, yaz sezonu hazırlıklarını da gündeme getireceğinden kısa vadede de piyasa faaliyetlerinin artmasına neden olabilecektir.

Reel sektör kredi destek programlarının artırılması: Mikro, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin ekonomik faaliyetlerini kolaylaştırmak bakımından yürütülmekte olan faiz farkı destekli kredilerin özellikle döviz kurundaki mağduriyetler ve ekonomik durgunluk dikkate alınarak yaygınlaştırılması ve/veya miktarlarında artışa gidilmesi gerekmektedir. Bu önlem, beklenen faiz artışına karşılık hem işletmeleri koruyacak; hem de mal ve hizmet üretim devamlılığı sağlayarak, istihdam seviyelerini de korumaya destek olacaktır.

Yatırımların hızlandırılması

Farklı sektörlerdeki yatırımcıların yatırımları için yaptıkları başvurular süratle değerlendirilmeli ve yatırıma başlama tarihlerinin erkene çekilmesi için gerekli desteğin verilmesi, piyasaya taze para girişini sağlamak bakımından büyük önem taşımaktadır.

Turizm ve inşaat sektöründeki yapı faaliyetlerinin hızlanması, piyasadaki nakit miktarını ve istihdamı artıracaktır.

Orta vadeli önlemler

Kamu- özel ortaklığı modelinin uygulanması: Enerji ve su sistemlerinde bekleyen KOİ modelinin gerçekleştirilmesi, orta vadede, hem taze para girişine neden olacak, hem de özel sektör firmalarının çalışma maliyetleri ile verimliliklerini olumlu yönde etkileyecektir.

Kamu reformu: Kamu reformu ile iş yapabilirliğin önündeki engellerin azaltılması piyasa faaliyetlerine hız ve verimlilik kazandıracaktır. Bu kapsamda e-devlet uygulamaları özel bir öneme sahiptir.

Güncelleme Tarihi: 15 Mart 2017, 10:13
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner111

banner34

banner75

banner88

banner104