Asbank Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Çağatay Karip, 2020 yılını yorumladı; 2021 yılına yönelik de kapsamlı bir değerlendirmede bulundu.
Karip, yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) salgınının dünyayı bu denli etkileyebileceğinin henüz öngörülmediği 2020 yılının başında düşük faiz, düşük enflasyon ve yüksek yatırım iştahı ile birlikte hızlı bir ekonomik aktivitenin söz konusu olduğunu belirtti.
2. çeyrekten itibaren salgının meydana getirdiği sıkıntıların ekonomileri ve sosyal hayatı çok hızlı, sert bir şekilde vurduğunu kaydeden Karip, ülke yönetimlerininarka arkaya aldığı kapanma ve karantina tedbirlerinin sonucu olarak ortaya çıkan tüketim daralması sebebiyle ekonomilerin soğumaya başladığını aktardı.
Karip, bunların akabinde tedarik zincirlerininde zarar görmeye başlaması ve küresel gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme oranlarının ve tahminlerinin eksi yönde revize edilmeye başlandığını hatırlatarak, küresel büyük ekonomiler ve merkez bankaları tarafından ekonomiye katkı sağlamak amacıyla iktisat tarihindeki ucuz maliyetli en büyük parasal genişlemeye yönelik programlarınbirbiri ardına açıklandığını söyledi.
“Parasal olarak bir bolluk ancak yatırım alanı olarak oldukça dar bir oyun alanında kalan ekonomiler,12 ayını kısıtlı bir döngüde dönmeye devam etti” çözümlemesini yapan Karip, yepyeni kavramlar ve ‘yeni normaller’ ile tanıştığımız bu dönemde gıda tedariği, dijital dönüşümler, sürdürülebilir tarım ve sağlık ürünleri ile medikal yeniliklerinise ‘tahmin edildiğinden daha değerli’ yatırımlar halini aldığına işaret etti.
Salgının ilanı ile kısmen kapanan ekonomilerin, günlük yaşamın içinde ihtiyaçlara ve işe uzaktan erişimin, online satış kanallarınında hızla evrilmeye başladığını aktaran Karip, ticari kuruluşlarında faaliyetlerini dijital kanallar üzerinden yönetmeye çalıştığını ve yeni konsepte hızlı bir adaptasyon süreci yaşadığını söyledi.
Türkiye ve KKTC’nin de bu dönemde düşük faiz politikası, artan enflasyon ve negatif reel faiz sebebiyle döviz kurlarında şok artışlar görmeye başladığını vurgulayan Karip, yüksek dalga boylarına ulaşan TL’deki değer kaybının peşi sıra alınan hızlı kararların faiz artışlarının kapısını açıldığını ve 2020 yılındaTürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplamdayüzde 8,75’lik politika faiz artışı gerçekleştirdiğini belirti.
Karip, söz konusu sürecin, tüketim taleplerinde bir daralmaya sebep olduğu gibi küçük işletmelerin zaten kısıtlı bir işletme sermayesi ile çalışmalarıve tüketimdeki kesintiler sebebiyle sermaye tabanlarında ve nakit akışlarında da hatırı sayılır bir kayba yol açtığı gerçeğine parmak bastı.
KKTC’nin ekonomik büyüklüğünün içinde lokomotif etkiye sahip sektörlerin başında gelen turizmin ‘salgından en fazla etkilenen sektör’ olmasının, turizm ile bağlantılı sektör ve tedarikçilerininde sıkıntıya girmesine sebep olduğunu söyleyen Karip, akabinde eğitim sektöründe de seyahat engeli ve uzaktan eğitim sebebiyle yabancı öğrencilerin gelmemesinin, bu sektörü de sekteye uğrattığını vurguladı.
Türkiye içi toplam nüfusun azalmasının konut ve otomotiv sektörünü olumsuz etkilediğini ve bunun da konsolide tüketimde sarsıcı bir kayba yol açtığını aktaran Karip, bu dönemde ekonomiye nefes aldırabilmek adına açıklanan önlem paketleri ve teşviklerin yanı sıra Kovid-19 yaklaşımı ile bankaların da kredilerde yapılandırmalara gitmesinin ve Kredi garanti Fonu (KGF) kaynaklı düşük faizli ödemesiz dönem içeren kredilerin kullanıma sunulmasının da ekonomiye ‘bir parça da olsa’ destek verdiğini belirtti.
Karip, gelinen nokta itibarıyla aşılanma süreçlerinin istenilen hızda olmamasının, virüste mutasyonun görülmesinin, alınan kapanma kararlarının ve ülkede yaşayan nüfusun ekonomiyi hareketlendirecek büyüklüğe ulaşmamasının ise ekonominin ve günlük yaşantının olması gereken seviyeye kısa ve orta vadede ulaşılamayacağını bize gösterdiğini de savundu.
“Faizde değişim hazirana kadar yok”
Çağatay Karip, 2021 yılına yönelik ekonomik öngörüsünü de açıklarken; TL faiz oranlarının haziran dönemine kadar bu seviyelerde devam edeceğini, enflasyonla mücadelede etkin bir başarı sağlanması durumunda da yılın ikinci yarısından itibaren TL faizlerin yıl sonuna kadar ‘ihtiyatlı biçimde’kademeli düşeceğini söyledi.
Döviz kurlarında ise ‘sıkı para politikası duruşunun’ devam etmesi, Türkiye’de turizm gelirlerinin 2019 yılı seviyesinin yüzde 30-40’lık kısmını yakalaması, enflasyonun tek hanelere indirilmesi konusunda atılan adımlara devam edilmesi, ihracatın dünyadaki gelişmelere bağlı olarak 2020 yılına göre artması ile dolar/TLkuru için 6,75-7,25 bandında dalgalanabileceğini de aktaran Karip, emtia piyasalarında ise petrol fiyatlarının, aşılanma süreçlerinin hızlanması ve küresel bazda risk iştahının artmasına bağlı yaşanacak tüketimde canlanma durumunda yükseleceğinin öngörüldüğünü belirtti.
Ons altın fiyatının ise dolardaki gelişme ve değer artışı/kaybedişlerine, ABD tahvillerindeki değerlemelere bağlı olarak bin 675 dolar-2 bin 100 dolararalığında gidip gelebileceğinin beklendiğini aktaran Karip, Asbankolarak, 2020 yılını tüm bu olumsuzlukların içinde aktiflerini iyi yöneterek, riski tabana dağıtarak, verimli projelere odaklanarak, her bir müşterinin ihtiyaçlarına olabildiğince kendilerine özgü modelde cevap vererek ve müşteri deneyimlemelerini daha dikkate alarak verimli bir noktada tamamladıklarını söyledi.
Karip, ayrıca, 2021 yılında sektördeki 35. yıllarını kutlayacaklarını ve bununda kendileri için çok önemli bir yıldönümüolduğunu vurgularken; “Herhangi bir sektörde ve özellikle finans sektöründe bir kuruluşun 35 yıldır hizmet vermeye devam etmesi çok özel bir durumdur. 2020 yılında, özel bankacılık hizmet segmenti ile varlık yönetimi modelini geliştirdik ve müşterilerimize daha derinleşmiş piyasalardan alternatif yatırım imkanları sunmayı başardık” şeklinde konuştu.
Tüm bu çalışmaların sonucu olarak, 2019 yılında KKTC bankacılık sektöründe toplam aktif büyüklüğünde 13. sıradayken, 2020 yılında 10. sıraya yükseldiklerini de kaydeden Karip, bu gelişmenin 2021 yılında da ülke ekonomisinin gelişimine katkı koyacak her projelerin ve talebin Asbank tarafından desteklenmeye devam edeceğine işaret ettiğine vurgu yaptı.
“Dijital dönüşüm, en fazla önemsediğimiz gelişim alanıdır”
Karip, bu seneki stratejilerinin ise ‘ağırlıklı olarak, küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ)segmentinde ve bireysel segmentteki müşterilerin orta ve uzun vadeli yatırım ihtiyaçlarını geleneksel bankacılık ürünlerinin yanı sıra yenilikçi ürünler ile en hızlı sürede karşılamak ve sürdürülebilir karşılıklı çalışma ortamı sağlamak’ olarak belirlediklerini söyledi.
“Dijital dönüşüm, 2021 yılında banka yönetimi olarak en fazla önemsediğimiz gelişim alanıdır. Geçtiğimiz yıl edindiğimiz deneyimler dijital kanalların finansal kurumlar için vazgeçilmez faaliyet ve gelişim alanlarından biri olduğunu gösterdi” ifadelerini kullanan Karip, KKTC için dış ticaretin yeri ve değerinin her geçen yıl artması hasebiyle dünya ticaret koridorları içinde KKTC firmalarının etkin rol oynayabilmesi ve müşterilerinin yurt dışı pazarlara açılması için etkin dış ticaret yapılanmalarını kullandıklarını belirtti.
Çalışanların ve müşterilerinher zaman için ‘varlıklarının temel kaynağı’ olduğunu da aktaran Karip, bu ilkeden yola çıkarak, insan ve müşteri değerlerine yatırımları da ara vermeden devam ettirdiklerini açıkladı.
Karip, müşterilerin hizmet deneyimlerini ölçerek, şubelerinimüşteriler için en uygun bankacılık hizmetlerini sunacak lokasyonlar haline dönüştürdüklerini de aktarırken; tüm finansal ve mali hizmetlerin yanı sıra Asbank ve grup bünyesinde yer alan iştirakler ve çevreye yönelik sorumluluk bilinci ile sürdürülebilir doğal hayatı, organik yaşamı ve yeşil çevreyi destekleyecek tüm sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya gayret ettiklerini de vurguladı.
Karip, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Yenilenebilir enerji yatırımları, yeşil çevre ve insan hayatı için çok değerli olan tarımın desteklenmesine yönelikte yeni girişimlerimiz olacaktır.
Eğitimin, toplumların gelişmesindeki öneminin fazlası ile farkında olarak, Dr. Cemal Adademir Eğitim Vakfı ile eğitimde gençlerimize parlak bir gelecek için yardım ediyoruz. Sonuçta bu ülkeden kazandıklarımızı yine bu ülkenin değerlerine yatırım yaparak geri vermeyi her zaman öncelik olarak görüyoruz.”