Akay Cemal

Bilal Ağa 47 yıl sonra huzura kavuştu, sıra Pertev Paşa’da…





  Kapalı Maraş’ta bulunan ve Bilal Ağa’nın adını taşıyan ‘Bilal Ağa Mescidi’ tam tamına 58 yıldır adeta zincire vurulmuş bir köle gibi azap çekiyordu. 21 Aralık 1963’ten itibaren Maraş’ta kapısını çalan, halini soran yoktu. Kendi haline terk edilmişliğin acı ve ıstırabını iliklerine kadar hissederek hayata tutunmaya çalıştı. Barış Harekâtı’ndan bu yana 47 yıl geçti. 21 Aralık 1963’ten de 11 yıl, etti mi 58, işte tam 58 yıldır yüzü gülmedi. İnsanlara değil, fakat farelere, yılanlara-çıyanlara, her türlü mahlûkata mekân oldu. Zincirlerden kurtulup da, özgür olacağı günü, yarım asırdan fazla bir süre bekledi, durdu.

   En nihayet Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 47’inci yıldönümü ve Kurban Bayramı’nın ilk günü hayallerine kavuştu, idealleri gerçek oldu. Zincirleri koparıp attı, yüzünde adeta güller açtı. Restorasyonu tamamlanan Bilal Ağa Mescidi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Başbakan Ersan Saner tarafından ibadete açıldı. Erdoğan, “Çifte bayram yaşadık. Cumhurbaşkanı Tatar’ın açıkladığı Maraş açılım kararı bayram coşkumuzu daha da artırdı. Maraş yeniden eski güzel günlerine kavuşacaktır. Bu yeni aşamada, Türk-İslam mimarisinin bölgede günümüze ulaşabilmiş birkaç eserinden biri olan Bilal Ağa Mescidi’ni yeniden ibadete açmanın heyecanını ve iftiharını yaşıyoruz. Restorasyon çalışmalarını çok kısa bir sürede tamamlayan Kıbrıs Vakıflar İdaresi’ne, emanete sahip çıkma noktasında sergilediği hassasiyet nedeniyle şahsım ve halkım adına teşekkür ediyorum” dedi.

   Yukarıda da ifade etmeye çalıştığımız gibi, Bilal Ağa Mescidi, özellikle Rum saldırılarının başladığı 21 Aralık 1963’ten, bir başka deyişle ‘Kanlı Noel’den itibaren 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtına kadar geçen sürede kendi kaderine terk edildi ve bünyesinden her gün bir parçası koparıldı. Hayalet kent KKTC sınırlarına dahil edilince umutlar yeşerdi ve ‘belki bir gün el atarlar’ diye beklenti içine girildi. Bilal Ağa Mescidi’nin nihayet kapısı çalındı, restorasyonu yapıldı ve dualar okundu. İşte o gün Bilal Ağa’nın kurtuluşu ve en mutlu günüydü.

   Peki; Maraş’ta, Derinya’da birçok arazinin esas sahibi olan Bilal Ağa huzura kavuşurken, Osmanlı döneminde Mağusa ve Maraş sahil bölgesinin savunmasından sorumlu Komutan Pertev Paşa’nın da manevi yönden huzura kavuşması gerekmiyor mu? Pertev Paşa, mezarının bulunduğu yerde şehit düşmüş ve oraya defnedilmişti. Pertev Paşa’nın kabri, Osmanlı’nın adayı fethettiği 1571 yılından beri konumunu muhafaza etmektedir. Ancak Barış Harekâtı öncesi, Rum egemenliğindeki Maraş kentinde mezar alanı Rum Belediyesi tarafından sürekli tecavüze uğramış, ‘kamu yararı’ gerekçesiyle yol geçirilirken küçültülmüş, çember yapılacak gerekçesiyle daha da daraltılmış ve ortadan kaldırılmak istenmişti. Mağusa’daki soydaşlarımız, Rumların bu çirkin müdahalelerini protesto etmişse de, Maraş’ta Türklük simgesinin bir eseri olan Pertev Paşa’nın kabrini içlerine sindirememişlerdir. Hep horlamışlar, çöplerle kirletmişler ve oradan söküp atmak için bahane ve zemin hazırlamışlardı.

   Şimdilerde Bilal Ağa Mescidi’nin restorasyonunun yanı sıra, Osmanlı ordusunun bölgeye giren ve şehit edilen Pertev Paşa’nın kabrinin de ismine layık bir şekilde bir türbeye dönüştürülmesi gerekir diye düşünüyoruz. Onlar, Osmanlı’dan beri Maraş’ta damgası olan tarihi eserlerdir. Aynı zamanda Maraş’ın geçmişinde kimlerin hakkı olduğunu gösteren bir nevi belgelerdir.

   Esasen hiç kimse Maraş açılımının tek yanlı olacağını söylemiş değildir. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin bir parçası olan Kapalı Maraş’ı açma kararının, yıllardan beridir mallarına ve mülklerine gidemeyen eski sakinlerinin ve hak sahiplerinin mülklerinin iadesini mümkün kılacak son derece önemli bir açılım olduğunu ifade etti.    

   Rum Yönetimi ise, Maraş’ın hala ‘Hayalet kent’ olarak kalmasını savunan akıl almaz bir duruş sergilemekte, AB de Rum tarafının sözcülüğünü üstlenmektedir. Onlara göre Maraş ayağa kalkmasın, insanlığın hizmetine sunulmasın. Tek kelimeyle yazık!

                                                                                          ***

Muhtar Selçuk Oday defnedildi

   Aslen Limasol’lu olan ve Girne’de ikamet eden, herkes tarafından sevilip sayılan Yukarı Girne Muhtarı Selçuk Oday’ın vefatı derin üzüntü yarattı. Dün Karaoğlanoğlu’nda son yolculuğuna uğurlandı. Sevgili eşi Semra Hanım, kızı ve damadı Akile Oday-Hurşit Gilol, oğlu ve gelini Salih Oday-Radiye Oday, torunları Yaren Yuvka, Özner ve Selçuk Oday, Çınar Gilol, “Acımız büyüktür. Tüm sevenlerine üzüntü ile duyurulur. Mekânı cennet olsun” dediler.

   Girne Avcılık Atıcılık ve Spor Kulübü Başkan ve Yönetim Kurulu adına yapılan yayınlanan taziye mesajında da, camiadan Salih Oday’ın kıymetli babası Selçuk Oday’a Allah’tan rahmet, yaslı ailesine sabır ve başsağlığı temenni edildi.

Bilal Ağa 47 yıl sonra huzura kavuştu, sıra Pertev Paşa’da…

Yorumlar kapalı.