* Millet “geçim”, siyaset kurumu “seçim” derdinde… Siyaset kurumunun eğilimleri, milletin eğilimleriyle ne zaman örtüşebildi ki?..
* Zam üstüne zam… Mübarek “akaryakıt” değil, “yakaryakıt…”
* Taşınmaz Mal Komisyonu’na Rumlardan 3 bine yakın başvuru bekleniyormuş… Bugüne dek TMK’ya kapalı Maraş için yapılan başvuru sayısı ise 344 imiş… Gerçekçilik şudur: TMK başvurularının olası sayısı ile ilgileneceğine bu başvurulara karşılık verip veremediğimizle ilgilenilmeli asıl…
* “Devlet” Rum’un zulasında olursa toplumlararası görüşme nasıl olabilir?.. Mütekabiliyet bunun neresinde?.. Görüşmeler devletler arası olur…
* Sıcaklıkların küresel ortalamadan yüzde 20 daha hızlı arttığı Akdeniz’in, dünyanın en hızlı ısınan denizi haline geldiği belirlendi… Bu yetmezmiş gibi emperyal siyasetler de fokur fokur kaynatıyor Akdeniz’i…
* Aşırı sıcaklık Akdeniz’deki bazı özel canlı türlerini tüketmeye başladı… Dilerim sıra özel bir tür olan Akdenizlilere de gelmez!..
* İnşaat ve emlak sektöründe 28 bini aşkın konut alıcı bekliyor. Peeee!.. Lokma döker gibi konut inşa ederiz… Da, müşteri nerede?..
* Entelektüelliği herkesten farklı davranmak ve konuşmak olduğunu sananlar var. Sonuçta entelektüel olamıyorlar, ama eksantrik oluyorlar…
* Yeni fikirler gerek… Aynı şeyleri biteviye yinelemek gereksiz… Alzheimer kuşkusu yaratır…
* İlk Koronavirüs aşısını geliştirerek adlarını tıp tarihine yazdıran BionTech firmasının sahipleri Özlem Tuncel ile Uğur Şahin, 2023’te kanser aşısını insanlığa sunabileceklerini duyurdular… Tıpta gerçek devrim işte bu kanser aşısı olacak…
* Aşılar yapılıyor, ama organizasyon sıfır. Organizasyon aşısına da ihtiyaç var…
* Kimileri ille de farkındalık yaratma hevesinde… Yarattığı farkındalığın altında kalınca da gerçekten farklı tepkiler verirler…
*Türkiye’de beyzbol sporu yoktur. Ama beyzbol sopası bol miktarda satılır. Adam dövme ve dövüş sporu için!..
* Her zaman lüzumsuzların ve lüzumsuzlukların farkında olalım… Merhum Raif Denktaş bir zamanlar “ot gibi yaşamak olmaz” demişti…
* İnsanlar konuşa konuşa anlaşır. Biz hep konuşuruz, ama anlaşamayız… Ha, çoğu zaman sövüşe sövüşe anlaşacağımızı da sanırız…
* Kimler gelir, kimler gider… Önemli olan giderken hoş bir seda bırakmak…
* “Çevir de kaz yandı” derler… Çevrile çevrile kaz kül oldu, farkında değiller… Zavallı kaz!..
* Yaşamımız Nuri Bilge Ceylan filmi gibi olsun. Lafazanlık yok, sakince eylem var!..
* İrade, yanlışa girildiğinde anında doğruya dönebilme erdemidir…
* Yenilebilir değil, yenilenebilir üretim gerek bize…
* Demiş ki; “Güzel sözler sıcak demir gibidir; vaktinde söylenmezse soğur taş gibi olur.” Cengiz Aytmatov.
* Haftanın öğüdü Can Yücel’den: “63 yıllık ömründe hiç karnı doymayan bir Peygamber’in ümmeti olarak, aşırı beslenme yüzünden sarkan göbeğini fark etmeli insan…”
* Büyük harflerle yazılması gereken: CAM GİBİ OLMALI, SENİ KIRANI KESMEK İÇİN…
* Temel’in dünyası: Temel Trabzon’un turistik bölgesinde açtığı simitçi dükkânının adını geleneği bozmayarak “Simit Dünyası” koyar haliyle… Arkadaşı Dursun ona fikir verir: “Turisti çelebilmek için dükkânın adını İngilizce yaz…” Tavsiyeyi tutar Temel ve levhayı şöyle değiştirir: “World Of Smith…”
* Ve dizeler… Cahit Sıtkı Tarancı’dan: “Pervam yok verdiğin elemden / Her mihnet kabulüm / Yeter ki gün eksilmesin penceremden…”
Yorumlar kapalı.