Hasan Hastürer

Evet… Bir kova sütü, Anastasiadis devirdi…





Rum gazeteci Makarios Drusiotis, Crans Montana’da çözüme çok yaklaşıldığı noktada Nikos Anastasiadis’in, her şeyi berbat ettiğini yazdı. Gündem oldu. Dün de Crans Montana’da son akşamki çalışma yemeğinde yaşananları yazdı.

Kendi adıma çok yeni bir bilgi sahibi olmadım.

Anastasiadis, gerçekleri gizleme, kendine göre gündeme yön verme konusunda becerilidir. Ancak, yaktığı yalan mumun, bir gün söneceğini bilmesi gerekirdi.

6 Temmuz 2017 akşamki yemekte Kıbrıs Türk tarafı harita, Türkiye ise garantiler konusunda süreci destekleyecek açılım ortaya koydu. Anastasiadis’in yaptığı tek eylem, dün Rum basınında da kullanılan ifadeyle, ‘Bir kova sütü devirmek’ oldu.

***

Anastasiadis, Kıbrıs tarihinin gördüğü, özü ve sözü örtüşmeyen ilk sıradaki siyasetçidir

Anastasiadis’le ilgili çok yazdım. Bir tekinde bile güven yansımam olmadı.

12 Ocak 2012,  23 Mart 2018 ve 12 Nisan 2018 tarihli üç yazımdan alıntıları sizlerle paylaşmak istiyorum:

Anastasiadis, uzun bir süreden beri başkanlığa hazırlanmaktadır.

Avrupa’ya yaptığı seyahatler ve gördüğü kabul rastgele değildir.

Eroğlu’nu evine konuk etmesini, hatta öncesinde Eroğlu’nun Anastasiadis’i davet etmesini bütünün tamamlayıcıları olarak görürüm.

***

Peki Anastasiadis’in seçildiğini farz edelim, nasıl bir çözüme imza atar?

Net bir şekilde söyleyim, Anastasiadis, EVET dediği Annan Planı benzeri bir anlaşmaya imza atmaz.

Bizim taraftan pek çok çevrenin beğenmeyip uzlaşmaz gördüğü Hristofyas’tan katı bir duruş etti.

Çok yüksek sesle seslendirilmese de Güney’de kilise dahil sağ unsurlar Kıbrıs Cumhuriyeti’ni eşit siyasi ortaklar olarak paylaşmamız yerine yüzde otuz toprağı bize bırakıp TAKSİM olmasını tercih etmektedir.

1958’lerde YA TAKSİM YA ÖLÜM Kıbrıslı Türklerin attığı slogandı.

Kısa bir süre sonra Rumların YA TAKSİM YA ÖLÜM diye slogan atması benim için hiç sürpriz olmayacak. ( 12 Ocak 2012)
                                                                                       ***

Bir zamanlar Rauf Denktaş için, ‘Sen bir çözüm planı hazırla, kabul edilecek’ dense, Rauf Denktaş kendi hazırlayacağı çözüm planına karşı çıkacak derdim.

Şimdi aynısını Anastasiadis için yazarım, söylerim… 14 Şubat 2014 çerçevesinde planı Anastasiadis somutlaştırsa, hiç kuşkum yok, bir yolunu bulup reddedecek.

Akıncı’nın yerinde olsam, Anastasiadis’le yemek de buluşur. O yemekte, ‘ Sen bir çözüm planı hazırla, getir. Ben de toplumumun bilgisine taşıyayım’ derim.

Hazırlasın, getirsin bakalım, çözümden ne anlar?

Yazıma noktayı koymadan son bir vurgu… Anastasiadis’i çözüm sürecine katkı bakımından, Papadopulos’un da gerisinde görürüm.

Papadopulos, çok daha samimiydi… Kabul ettiği de etmediği de çok kolay anlaşılırdı. ( 23 Mart 2018)

***

Uzun yıllardır tanıdığım Rum gazeteci arkadaşımla, dün sabah (11 Nisan 2018) kısa bir iletişimimiz oldu.

‘Kıbrıs, sorunu bitti!!!’, dedi.

Yıllar evvel, ‘ Kıbrıs sorunu bitti’ dense, çözüme çok yakın olduğu anlaşılırdı.

Şimdi öyle mi? Tam tersi, ‘Çözüm olasılığı sonlandı’ anlamını taşıyor.

Rum gazeteci bir ekleme yapıp, hem Anastasiadis’i hem Akıncı’yı çözüm için etkin liderlik gösterememekle suçladı.

Çözüm umudunun, çok gerilere düştüğü görüşüne, katılıyorum.

İsviçre’de Crans Montanda’ki süreç başarısızlıkla sonuçlanırken, tarafların masada sergilediklerine baktığımız zaman Akıncı’yı Anastasiadis’le, olumsuz anlamda benzer tavır içinde görmek, Akıncı’ya ciddi anlamda haksızlık olur.

Akıncı, Kıbrıs sorununun çözümü için neticeye gidilmesi için çaba harcarken, Anastasiadis, topu oyunda tutmamak için ne gerekirse yaptı.

***

Türkiye’nin Kıbrıslı Türklerden ayrı beklentisi mi var?

Elbette var.

İlk rahmetli Ecevit seslendirmişti… ‘ Kıbrıs’ta bir tek Kıbrıslı Türk olmasa da Kıbrıs bizim için önemlidir.’

Türkiye, Kıbrıs’a baktığı zaman sadece KKTC’yi, adanın Kuzeyini görmüyor.

Adanın bütününe bakıyor.

Türkiye, stratejik hedefleri farklı boyutta da olsa, çözüm sürecine katkı koymuştur… Bunu da görmek, bilmek gerekir.

Türkiye’nin Kıbrıs’a dönük stratejik hedefleri, beklentileriyle ilgili zamana ihtiyacı var.

Peki Türkiye’ye ihtiyacı olan zamanı kim kazandırıyor?

Elbette, Anastasiadis…

Bir gün, bu yıllardaki katkılarından ötürü, Anastasiadis’in Ankara’ya heykeli dikilirse, kimse şaşmasın. (12 Nisan 2018)

Evet… Bir kova sütü, Anastasiadis devirdi…

Yorumlar kapalı.