Ahmet Tolgay

Hastane






Türkiye’nin sağladığı finansmanla temelinin atılmasına gün sayan yeni devlet hastanemizin yatak sayısı 500 olarak tasarlandı… Bugünler için bile yeterli bir kapasite değildir bu… Geleceği de düşünürsek, 500’den çok daha fazla yatağa sahip bir hastanedir ihtiyacımız…
Şu anda Lefkoşa’daki devlet hastanemiz devreye yeni giren pandemi hastanesiyle birlikte toplam 710 yataklı… Bu yatakların 610’u Dr. Burhan Nalbantoğlu devlet hastanesinde, 100’ü ise pandemi hastanesinde…
 ***
Adını şükran ve saygıyla anmak isterim… Rahmetli Burhan Nalbantoğlu dönemin idealist Sağlık Bakanıydı… Adını taşıyan hastanenin temelini attığında o tesisin 50 yıl sonraki hizmet kapasitesini de düşünmüştü… “Şartlarımız ve durumumuz hep böyle kalmayacak” diyordu kendine özgü gerçekçi öngörüleriyle… Ama bu vizyonerliği yüzünden ne bedeller ödedi o… İleriyi gören ve düşünen çağdaş vizyonlu Nalbantoğlu, gereksiz boyutta bir projeye hem de Lefkoşa’nın dışında giriştiği iddiasıyla muhaliflerinin saldırısına uğramış, şantiyede uzun süreli grevler uygulanmıştı… Toplumdaki ilk sağlık grevleri onlardı işte…
Zaman ilerlerken bu saldırılar yüzünden siyasette kamp değiştirmek zorunda da kalır Nalbantoğlu… Ama tüm yıpratıcı muhalefete karşın, Türkiye’den sağladığı desteğe güvenerek, projesinde ısrarlı olur… Ülkesine ve halkına gerçekten yaşamsal bir eser kazandırır… Bu hastane toplumsal yaşamımızda olmasaydı halimiz nice olurdu!.
Özellikle 1974’ten sonra Nalbantoğlu’nun hastane konusundaki vizyonunun ne denli haklı olduğu görüldü… Adaya dağılmış durumda 30’u aşkın kuşatılmış kantonda yaşayan Türkler kuzeyde toplandı… Nüfus patlarcasına büyüdü… Tıptaki hızlı gelişmeler de bu merkezi hastanenin çatısı altındaki yerini buldu…
1974 öncesinin olağanüstü zor koşullarında yaratılan Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin öyküsünü bir başka yazımın konusu yapabilirim… Şimdi yeni hastanemizin öyküsüne bakalım…
 ***
Yeni devlet hastanemiz eğer 500 yataklı olursa, değil geleceğin, bugünün ihtiyacını bile tek başına karşılayamaz… Bugünün devlet hastanesinin ve pandemi hastanesinin devrede kalmasına kesinlikle ihtiyacımız olacak… Peki birkaç farklı çatı altında verilecek hizmetin kalitesi ne olur?.. Bu sorunun yanıtı da mutlaka aranmalıdır…
Hastalar ve hasta yakınları sağlık sorunlarına çözüm bulmak için;  doktorlar ise hastalar için konsültasyon ve ek müdahale gerektiğinde değişik ve mesafeli çatılar arasında mekik mi dokuyacaklar?..
Sözün özü, yeni hastaneye karşın Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin tesislerine ve devrede tutulmasına da gereksinim olacaksa, bunun yaratacağı sıkıntıları hem sağlıkçılar, hem de sağlık servislerinin ağır koşullarında çile çeken insanlarımız yaşayacaklar…
***
Hastane koridorlarında hizmet bekleyen yaşı 80’i aşmış eski klinik şeflerinden kıdemli bir doktorumuza rastladım. İznini almadığım için adını saklı tutuyorum… “500 yataklı yeni hastane yapılıyormuş… Peh, sistem olmadıktan sonra!..” dedi bana çok kırgın…
İhtiyacın karşılanabilmesi için yeni hastaneyle birlikte, çöken kronik sistemin yerine yeni çağdaş sağlık sistemine de geçilmesi gerekir… Sistemsizliğin sürgit olmasının yaratacağı sıkıntıları ise deneyimleri sayesinde durumları çok iyi bilen emekli başhekim Dr. Bülent Dizdarlı anlaşılır biçimde kamuoyumuza açıkladı…
Dizdarlı diyor ki; “Yeni hastane, yataklı servislerimizde revizyon yapmak ve yeni bir sistem oturtmak için bir şanstır. Başta teşkilat yasalarını şimdiden planlamalıyız. Alet edevatımızı ona göre hazırlamalıyız. Aksi halde sadece bina değişmiş oluruz, ama sağlık sistemimize hiçbir faydamız olmaz…”
***
2000’li yılların başında KKTC Sağlık Bakanlığı  yapan Dr. Mustafa Arabacıoğlu’nun çok tedirgin durumda istifa ederken seslendirdiği  saptama geçerliliğini hala korumaktadır: “Sağlıkta sistemsizliği sistem eyledik!..”

 

Hastane

Yorumlar kapalı.