Akay Cemal

İkinci aşama ve Ahilleas Dimitriadis’in sayıklamaları





   20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı’ndan sonra 25 Temmuz 1974’te 1’inci Cenevre görüşmeleri başlamıştı… Ancak 2’inci Cenevre Konferansı görüşmelerinden de bir sonuç çıkmayınca 14 Ağustos’ta ‘Ayşe tatile çıksın’ parolasıyla Barış Harekâtı’nın ikinci aşamasına geçildi. Görüşmeler çıkmaza girince, dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı Turan Güneş, Başbakan Bülent Ecevit’e telefon ederek, ‘Ayşe tatile çıksın’ mesajını verdi. Ayşe, Turan Güneş’in kızıydı ve Ecevit’le aralarında şifre olarak saptanmıştı. Görüşmelerin çıkmaza girmesi halinde, ‘Ayşe tatile çıksın’ parolası kullanılacaktı. Nitekim de öyle oldu.

   Türkiye Milli Savunma Bakanlığı, Barış Harekâtı’nın 2’inci aşamasının başladığı 14 Ağustos 1974’le ilgili olarak ‘Ayşe tatile çıksın’ parolasını ön plana çıkarırken, Türkiye televizyonları da bu konuda geniş yayınlar yaptılar.

   Öte yandan Serdarlı’nın kurtuluşunun yıldönümünde yer alan törende konuşan Belediye Başkanı Halil Kasım, Türk askeri ve kahraman Mücahitlerimiz ile halkımızın omuz omuza vererek, bölgenin özgürlüğe kavuştuğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise konuşmasında, mücadelenin halen devam etmekte olduğuna işaret etti, ‘Ayşe tatile çıksın’ parolasıyla yürütülen Barış Harekâtı’nın ikinci aşamasının yıldönümünde, 1974 öncesine asla dönülmeyeceğini vurguladı. Tatar, “Kendi gençlerimize güvenli bir gelecek teslim etmek için yeni siyaseti, her yerden gelen saldırıya rağmen, sonuna kadar sürdürmek bizler için kutsal bir görevdir” dedi.

   Atlılar-Muratağa-Sandallar Şehitlerini Yaşatma Derneği Başkanı Ahmet Aşır ile Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Başkanı Gürsel Benan ise, geçmiş olayların gelecek nesillere aktarılması gerektiğini ve okullarda yakın tarihin öğretilmesinin önemli olduğunu belirttiler. Konuşmacılar, acı olayların bir daha yaşanmaması için birlik içinde ve güçlü olmak gerektiğini kaydettiler.

   Şimdi bir de madalyonun öteki yüzüne bakalım. 2023 yılının Şubat ayında Güney Kıbrıs’ta yapılacak başkanlık seçimleri adaylarından Ahilleas Dimitriadis, “Maraş, Güzelyurt, Mesarya ve Karpaz’ın, Girne ve köyleriyle birlikte ‘işgal altındaki’ bölgeler listesine eklendiğini ve 48 yıl sonra kaybedilen ve yerinden edilen onlarca insanın trajedisini unutmadıklarını” ileri sürdü.

   Bu Dimitriadis, 1974 öncesi Kıbrıslı Türklerin trajedilerini, çektikleri azap, işkence ve çileyi biliyor mu acaba? Ahilleas Dimitriadis, Maraş’tan Mesarya’ya, Karpaz’dan Girne’ye ve köylerine, Güzelyurt’a kadar öyle bir saydı ki, sanki de daha önceleri oralarda hiç Türk yoktu, yaşamadı. Daha geçenlerde Omorfo asıllı bir soydaşımız şimdiki adı Güzelyurt olan kentte vefat etmişti. Doğma büyüme Güzelyurtlu idi. Ancak zamanla yapılan baskılar sonucu Türkler orada azınlıkta kalmıştı. Girne ve köylerinde hiç mi Türk yoktu? Mesarya’da, Karpaz’da hiç mi Türk yoktu? Osmanlı’dan beri o köylerde oturanlar hangi ırktandır, Dimitriadis bunları bilmez mi?

   Demek oluyor ki, adadaki Türk varlığını yok saymak için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Bilmiyorlar ki, bu Ada’da Kıbrıs Türk halkı, en az kendileri kadar hak sahibidir. Bu gerçekleri kabul ettikleri ve hazmettikleri takdirde Kıbrıs sorununa ilişkin tünelin ucunda ışık görülebilir. Kabullenemedikleri ve hazmedemedikleri sürece de herkes kendi yoluna gitmeye devam eder. Kıbrıs Türk halkının yolu, Ada’da egemen eşitlik temelinde iki kurumsal yapının işbirliğine dayalı bir anlaşmadır.

   Kaldı ki 15 Temmuz 1974 darbesi olmasaydı, 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı da olmazdı. Cenevre görüşmeleri olumlu sonuç verseydi, 14 Ağustos Barış Harekâtı’nın ikinci aşaması da olmazdı. Bugünkü durum, Rum tarafının her şeyi reddetmesi sonucu oluşmuş bulunmaktadır.

 

                                                                                     ***

Hüsnü Feridun son yolculuğuna uğurlandı

   Uzun yıllar Lefkoşa Türk Kız Lisesi’nin müdürlüğünü yapan, deneyimli öğretmen eğitim insani merhume Leman Feridun’un eşi, ömrünü eğitime adayan, Kıbrıs’ın ilk Türk Maarif Müdürü Hüsnü Feridun dün Lefkoşa’da son yolculuğuna uğurlandı. Hüsnü Feridun 11 Ağustos 2022 tarihinde vefat etmişti. Tüm sevenlerine üzüntü ile duyurulurken, evlatları Mine-Asım, Shaun Dziedzic-Metin, Bediz-Ayhan Feridun, torunları Philippa-Ahmet, Lenka-Hakan, Ayla, Bartu Feridun, torun çocukları Dominic ve Zara, “Çok değerli babamız, dedemiz, büyük dedemiz Hüsnü Feridun’u kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Nur içinde yatmasını, mekânının cennet olmasını dileriz” dediler.

Kıran, Rasımoğlu ve Kemal Bozoğlu

   Bu arada Leymosun ve Girne’nin sevilen insanı Kıvanç Rasımoğlu’nun dün Lefkoşa’da sonsuzluğa uğurlandığı tüm dost, akraba ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu. Sevgili eşi Hilmi Rasımoğlu, evlatları Enver Rasımoğluı, İrfan Rasımoğlu (merhum), Meltem-Yücem Rasımoğlu, torunları Özge-Mustafa Rasımoğlu, acılarının büyük olduğunu ifade ederek, nur içinde yatmasını, mekânının cennet olmasını dilediler.

   Öte yandan Zeytinlik köyünün sevilen simalarından, Kıran ailesinin değerli büyüğü Mehmetali Kıran dün Zeytinlik’te toprağa verildi. Sevgili eşi Işıl hanım, evlatları Hasan-Fatma Kıran, Besime-Gökhan Özbilenler, Ahmet-Emine Kıran, manevi kızı Ayşe Aydın, torunları Fadıl-Menekşe Özbilenler, Dağhan Özbilenler-Yaprak Eminağa, Mehmetali, Mehmet Tolun, Mustafa, Işıl ve Emine Kıran ile Zehra Özbilenler, “Yokluğuna asla alışamayacağız. Acımız sonsuzdur. Tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyurulur. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” ifadelerini kullandılar.

   Diğer yandan Bumerang Travelclub Ltd & Cratos Premium Hotel Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye merkezli Boz Grup’un yöneticilerinden Kemal Bozoğlu’nun (47) 18 Ağustos Salı günü Ankara Gölbaşı Mezarlığı’nda defnedileceği açıklandı. Tüm Cratos ailesinin derin bir üzüntü içerisinde olduğu belirtilirken, “Bizlere ve çevresine örnek kişiliğiyle yol göstermiş olan Sn. Kemal Bozoğlu’na Allah’tan rahmet, sevenlerine ve ailesine başsağlığı diliyoruz” denildi.

   Derviş-Selen Abidin, Sanem-Tardu-Talu-Arel adına yayınlanan ‘Acı Kaybımız’ ilanında da “Canım kardeşim, dostum ortağım Kemal Bozoğlu’nu kaybetmenin derin üzüntü içerisindeyiz. Başta anne ve babası Utku ve Ayla Bozoğlu, kıymetli eşi Burcu Bozoğlu ve evlatları Utku ve Mert Bozoğlu olmak üzere, tüm sevenlerine başsağlığı dileriz” ifadeleri kullanıldı. Kemal Bozoğlu, bir süreden beri kanser tedavisi görmekteydi.

İkinci aşama ve Ahilleas Dimitriadis’in sayıklamaları

Yorumlar kapalı.