Liradaki düşüşün 5 nedeni



featured


Ramazan SAFA

Dolar, 3.98 lira ile tüm zamanların en yüksek düzeyini gördü. Böylece TL’nin yılbaşından bu yana dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 12’yi aşarken, yılın en düşük düzeyini gördüğü eylül ayından bu yana ise yüzde 16,85 geriledi.
Doların yanı sıra Euro 4.68, sterlin de 5.28 TL ile rekor kırdı. Yılbaşından bu yana liranın Euro karşısındaki değer kaybı yüzde 25,43; sterlin karşısındaki ise yüzde 21,38 oldu.
İşte lirada görülen düşüşün arkasında yatan nedenler:

1-Reza Zarrab davası

ABD’de İran yaptırımlarını delmek suçlamasıyla yargılanan İran, Türkiye ve Makedonya vatandaşı Reza Zarrab ile ilgili yargı süreci piyasaları olumsuz etkiliyor.
Zarrab ile birlikte Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla da yargılanıyor.
Son dönemde Zarrab’ın savcılıkla anlaşarak, davada sanıklıktan tanıklığa geçebileceği yönündeki spekülasyonlar da piyasalarda bu soruşturmanın Türk hükümetinde üst düzey isimlere ulaşabileceği kaygılarının artmasına yol açıyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17-25 Aralık 2013’te yapılan yolsuzluk operasyonlarının “ülke tarihinin en büyük tuzaklarından biri olduğunu” ve bu başarısız olunca “aynı tezgâhın Amerika’da kurulduğunu” söyledi

2-Bankacılık sektörüne yönelik kaygılar

Türkiye’de bankacılık sektörü, özellikle 2001 krizinden sonra yapılan reformlarla ekonominin en sağlam halkalarından biri olarak görülüyor.
Ancak ABD’de görülen davada Atilla’nın yanı sıra Halkbank eski CEO’su Süleyman Aslan ve eski çalışanı Levent Balkan’ın da isimleri sanık olarak geçiyor.
Sanıklara “ABD ve özellikle de ABD Hazine Bakanlığı’nı dolandırmak için kumpas kurma, Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası’nı delmek için kumpas kurma, bankacılık sisteminde sahtekârlık yapma, bankacılık sisteminde sahtekârlık yapmak için kumpas kurma, kara para aklama ve kara para aklamak için kumpas kurma” suçlamaları yöneltiliyor.
Halkbank yöneticilerinin hüküm giymesi ya da Türk bankacılık sektörüne yönelik bir yaptırıma gidilmesi kaygıları da sektöre yönelik endişeleri artırıyor.

3) Merkez Bankası’na yönelik güvenin azalması

Merkez Bankası ile ilgili tartışmalar ve alınan önlemlerin yeterli olmaması da piyasaları kaygılandıran bir diğer etken.
Merkez Bankası, reel sektörün kur riskini azaltmak amacıyla Türk Lirası uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalesi yaptı. Yılsonuna kadar bir, üç ve altı aylık toplam 3 milyar dolarlık ihale yapılması öngörülüyor.

Ancak piyasa oyuncuları, Merkez Bankası’nın kur ve enflasyondaki artışın önüne geçmek için gerçekten gösterge faizi artırması gerektiğini ve bunu siyasi nedenlerle yapamamasının duyulan güveni azalttığı görüşünde.
Erdoğan’ın geçen hafta içerisinde “ekonomide ciddi bir operasyonla karşı karşıya olunduğunu” söylemesi ve Merkez Bankası’nı sert bir dille eleştirerek, “Merkez bankalarının bağımsızlığı var müdahale etmeyiniz. E tamam. Müdahale etmediğimiz için bu hale geliyor. 2018 için mali disiplini elden bırakmayacak ancak ekonomiyi de çok fazla sıkmadan, nefes aldıracak bir orta yolu bulmak zorundayız” demesi de bankanın bağımsızlığına dair kaygıları artırdı.

4) Geleneksel müttefiklerle yaşanan gerilimler

Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB), ABD ve NATO gibi geleneksel müttefikleriyle üst üste yaşadığı diplomatik krizler de piyasaları olumsuz etkileyen bir diğer gelişme.

AB, insan haklarına yönelik kaygılardan dolayı Türkiye’ye yaptığı mali yardımlarda 105 milyon Euro’luk sembolik bir kesintiye giderken, ABD de ilk kez bir NATO müttefiki için vize başvurularını dondurma kararı aldı.
NATO’nun bir simülasyon sırasında Mustafa Kemal Atatürk ve Erdoğan’ın isimlerini karşı tarafta göstermesi ve bunun üzerine özür dilemesi de son dönemde dış ilişkilerin en önemli gündem maddeleri arasına girdi.
Piyasalarda, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağının ve finansman kaynağının Batılı ülkeler olması nedeniyle yaşanan diplomatik krizlerin mali etkilerinin olmasından endişe ediliyor.

5) Ekonomide “aşırı ısınma” endişesi

Türkiye’de ekonominin yeniden canlanma eğilimi göstermesine karşın piyasada bu büyümenin “sağlıksız” olduğu yorumları yapılıyor. Bunun temel nedeni olarak da bu büyümenin yatırımlardan değil, hem özel hem de kamunun iç talebinden kaynaklanması gösteriliyor.
Bu durum ise cari açığın artmasına neden oluyor. Geçen yıl 32 milyar dolar olan cari açığın bu yıl 39 milyar doları aşması bekleniyor.
(BBC TÜRKÇE)

0
mutlu
Mutlu
0
alk_
Alkış
0
_zg_n
Üzgün
0
_a_rm_
Şaşırmış
Liradaki düşüşün 5 nedeni

Yorumlar kapalı.