Strateji çoğumuz tarafından bilinen bir kelime olmasına rağmen üzerinde çok durmadığımız ve genelde bizim coğrafyamızda saygı duyulmayan bir bilimdir. Hedeflerin önceden belirlenmesi, hedeflere ulaşmak için eylem planlarının yapılması, gerçekleştirilmesi, kaynakların en verimli şekilde kullanılması, kaynaklar ve krizler arasında faaliyet modellerinin belirlenmesi stratejinin ana konusudur. 6. yüzyıldan beridir kullanılan bu terim başta askeri alanda, Romalılar tarafından daha sonra diplomasi ve nihayet ekonomi alanında kullanılmaya başlanmıştır. Strateji geleceğimizi şekillendirmektir. Ana konusu benim gibi finans olan birinin de dünya siyasetini yakından takip etmesi ve politik, diplomatik ve ekonomik stratejileri okumaya çalışması, konvansiyonel medya dışında, alternatif medya kanallarını takip etmesi işleri arasındadır. Para korkaktır. Paranın sahibi yoktur ve paranın sahibi olduğu iddiasında ve zannında bulunana da sürekli ihanet etme arzusundadır. Paranın sahibi olmaz. Petro-Dolar sistemi çöküyor. ABD sistemi kurtarmak için gözünü karartmış durumda. BRICS ülkeleri Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika ortak para birimi kullanmak arzusundalar. Dolara alternatif olması için hızla gayret gösteriyorlar. Euro bölgesini pandemiyle ve Rusya Ukrayna savaşıyla kontrolü altına almayı başaran ABD, Çin’i ve Hindistan’ı da dizginlemek için planlarını uygulamaya başladı. Neden ?
ABD’de bankacılık krizi bitmedi. Donelerle anlatayım, ABD’de geçen mart ayında bankaları kurtarmak için kapsamlı bir program yapıldı. Ancak program çalışmıyor. Bankalar ABD’de batmaya devam ediyor. FED’se (ABD Merkez Bankası) yalanlarına devam ediyor. Geçen mart ayından beridir ABD, Çin, Japonya, İngiltere, İsviçre merkez bankaları eş güdümlü olarak piyasaya 2 trilyon dolar rakamı boca etti. Bankaların acil çekim penceresinden kullandıkları rakam son 6 ayda bir önceki altı aya göre 2 katı artmış durumda. 2 trilyon dolarlık para harekatı, muazzam bir parasal genişleme hareketidir. Evimizdeki eflasyonun ana nedenlerinden biride budur. Yüksek Eflasyon bize, KKTC’ye özgü değildir. Tunus’tan tatilden yeni dönen komşum ülkedeki fiyat artışlarının son 1 senede iki katından fazla olduğunu söyledi. Aynı şikayeti yurtdışına giden farklı ülkelerden gelen dostlarımdan da duyuyorum. Tekrarla Eflasyon bize özgü değil. Küresel bir bela oldu ve her ülkeyi yakıp kavuruyor. 2 trilyon dolar son altı ayda piyasaya sürüldü. Bu devasa rakam dünya borsalarını bir süre yukarıya götürdü. Bir avuç mutlu ve putlu azınlık konvansiyonal medya üzerinden her şey yolunda mesajı vermeye devam etti. Ancak faiz artırımları ile birlikte piyasaya verilen paranın geri çekilme hareketi piyasalar üzerinde stres yaratmaya başladı. İşler fena halde karıştı. Kontrol edemeyecekler. Bakınız, her yazımda vurguluyorum, dünya ekonomisi bir zincirin baklaları gibidir. Bu konuyla alakalı Shadow Banking (Gölge Bankacılık) yazımı lütfen okuyunuz. Çin ticaret yollarının açık kalması için çaba sarf ediyor. ABD ise her konuda engel çıkarıyor. Büyük resimde Çin ve ABD arasındaki Tayvan krizi ve Hindistan Çin arasındaki Arunaçal Pradeş hattı krizi patlamak üzere. Bu üç büyük devlette yoğun şekilde savaş hazırlıkları yapıyor. Bahsettiğimiz ülkelerin 2023 yılı milli gelirlerine göre büyüklüklerine bir bakalım. ABD 26,8 trilyon dolarla 1. Sırada, Çin 19,7 trilyon dolarla 2. Sırada ve Hindistan 3,7 trilyon dolarla 5. Sırada. Bu üç büyük devletin toplam milli gelirleri, 100 trilyon dolarlık dünya ekonomisinin 50,2 trilyon dolarla tam yarısıdır. Üstün aklın planı gayet nettir. Çin’nin abluka altına alınması ve Çin Hinterlandından (Bölgesinden) en az 6 devlet çıkarılması, bu plan için düğmeye basılmıştır.Bunu ABD’de yayınlanan düşünce kuruluşu kökenli dergilerinde yayınlamaktadırlar. ABD Çin’i en büyük belası olarak görüyor ve bu ülkeyi atomize etmeye kararlıdır. Nitekim ABD’de Hindistan kökenli bir kadının başkan yardımcısı seçilmesi Kamala Devi Harris yine ABD’nin kuzeni ve dünya finans merkezlerinden İngiltere’nin başbakanının da Hint kökenli Rishi Sunak olması tesadüf değildir. Ana plan nedir ? Ana Plan, Dünya ekonomisini bir savaş bahanesiyle çökertelim ve tekrar dizayn edelim.
Güzel ülkem adına gerçekten endişeleniyorum. Turizm ve öğrenci öncelikli gelir kaynağımız tamamen hizmet sektöründeyiz. Bana göre, Pandemi dönemi gelecek olan ekonomik krizin provasıydı. Ülkeleri bir test ettiler, kim ne kadar hazırlıklı idi. Allah korusun böyle bir küresel kriz ile karşılaşırsak, KKTC olarak hazırlıklarımız nelerdir? Bununla ilgili başta kur riskimiz olmak üzere ne gibi önlemler aldık, alacağız? Pandemi benzeri bir kilitlenmede yani en kötü senaryoda piyasaya verecek likiditemiz var mı? Yerel Bankalarımız büyük bir finansal krize karşı dayanıklı mı, stres testleri yapıldı mı? Ya da en son yerel bankalarımıza stres testini ne zaman yaptık? Yoksa böyle bir şeye hiç ihtiyaç duymuyor muyuz? Bir tetikleme ile Finansal Krizin geleceği muhtemel ancak çapı ve süresini tahmin etmek güç. Böyle bir küresel finansal krize birikimlerimiz ne kadar süre dayanacak? Şok bir seneryoda krizde tepe noktayı görmemiz sonrası için STRATEJİK PLANIMIZ nedir? Tüm bu soruları sorarak şeytanın avukatlığını yapmaya devam edeceğim. Küresel tarafta işler iyi gitmiyor. Optimist (İyimser) olmak için maalesef neden göremiyorum. Datalar, veriler ve küresel haberler daha temkinli olmamı ve hazırlanmamı söylüyor. Görmezden gelemeyiz. Kalın sağlıcakla.