banner6

Bakımevleri mali sorunlar yaşıyor

banner37

AB projesi altında hazırlanan Yaşlı Bakımevleri Durum Tespit Raporu’na göre, müşterilerden almaları gereken ücretin çok daha altında ücret alan bakımevleri, personel giderlerini dahi karşılamakta sıkıntı yaşıyor

Bakımevleri mali sorunlar yaşıyor
banner150

banner150

banner99

Ceren ÖZBİL

   Ülkemizde, yasası dahi olmayan yaşlı bakımevlerinin, personel ve alt yapı yetersizliğinin yanı sıra mali sorunlar yaşadığı belirtildi.

   Avrupa Birliği (AB) projesi altında hazırlanan Yaşlı Bakımevleri Durum Tespit Raporu’na göre, müşterilerden almaları gereken ücretin çok daha altında ücret alan bakımevleri, personel giderlerini karşılamakta sıkıntı yaşıyor ve yetersiz sayıda personelle çalışıyor.

   Ayrıca bir müşterinin hastaneye yatması durumunda bakımevinde görevli personel, hastanede hasta bakıcı olarak kabul edilmiyor. Bu nedenle bakımevleri ek ücret ödeyerek, hasta bakıcılığı sertifikası olan birini müşterisine bakmak için çağırmak zorunda kalıyor.

   Bu durum da zaten müşteriden aldıkları para ile birçok ihtiyacını zor karşılayan bakımevlerini ekonomik olarak daha da zora sokuyor.

   KIBRIS Gazetesi’ne konuşan Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hatice Jenkins, konuyla ilgili bilgi verdi.

   Bakımevleri işletmecileri ile temas halinde olduğunu kaydeden Jenkins, işletmecilerin en büyük şikâyetlerinden birinin de bakımevinde çalışan bakıcıların hastanelerde kabul edilmemesi olduğunu ifade etti.

   Jenkins, “Bir müşterinin hasta olup hastaneye yatması durumunda, hastane, o hastaya bakması için bakımevindeki bakıcıları kabul etmiyor. Bakımevi ayrı ücret ödeyerek hastabakıcı çağırıyor. Bakıcılara, gecede 200 TL ödendiği düşünüldüğünde, bu 3 gün için 600 TL’ye denk gelir ve bunun ekstra masrafları da var. Müşteriden bin 200 TL alan bir bakımevinin bu masrafı karşılaması zordur” dedi.

“Bakımevlerinde tam zamanlı hemşire yok”

   Raporda, konuyla ilgili şu ifadeler yer aldı:

   “Devletin, Lapta Huzurevi’nde bakılan yaşlı sayısı kadar sürekli personel bulunurken, özel sektördeki bakımevlerinde personel sayısı, olması gerekenin çok altındadır. Özellikle sağlık personeli açısından baktığımızda, bir bakımevi hariç, hiçbir bakımevinde tam zamanlı hemşire bulunmamaktadır.

   Sağlık personeli olmayan bakımevleri ise gerek duyulduğu zaman hemşire veya doktor çağırdıklarını belirtmişlerdir.

   Bakımevlerinde kalan yaşlıların birçoğu yatalak, tansiyon veya şeker hastası, şizofreni veya diğer ciddi rahatsızlıkları olduğunu düşünürsek, bakımevlerinde tam zamanlı en az bir hemşirenin olması ve bu hastaların sık sık bir doktor kontrolünden geçmesi gerekmektedir. Fakat pahalı olduğu için birçok bakımevi, bu sağlık hizmetlerini sağlayamamaktadır.

   Bakımevleri zaman zaman doktora ihtiyaç duyulduğunda devlet hastanelerine ve Sağlık Bakanlığı’na talep yaptıklarını belirtmişler fakat bu taleplerinin olumlu karşılanmadığını ifade etmişlerdir.

   Yaşlı bakımevlerinde kalan yaşlıların çoğu sigortalı veya yoksul olduğu için devlet hastanelerinde ücretsiz bakılabileceği halde bu hastaları hastaneye taşımak, bakımevleri için hem personel yetersizliğinden, hem de özel araçları olmadığından dolayı çok zordur.

   Devletin bu konuda bir düzenleme yaparak devlet hastanesinde görevli doktorların (psikolog, dâhiliye ve diş doktoru gibi) düzenli sıklıklarla yaşlı bakımevlerini ziyaret etmeleri sağlanabilir.

   Yaşlı bakımevleri 24 saat hizmet vermek zorunda olduğu için personelini vardiya usulü çalıştırmakta, fakat 3 yerine 2 vardiya yapıldığı için personel 8 saatten fazla çalışmak zorunda kalmaktadır.

   Bakımevlerinde çalışan bakıcılar genellikle eğitimsiz ve başka bir işe girme imkânı bulunmayan, bölgenin en yoksul kişileridir. Bazı bakımevlerinde yabancı uyruklu bakıcılar da mevcuttur.

“Personel, ağır psikolojik yük altında”

   Kısacası, bakımevleri, personel alımını belirli kriterlere dayanarak seçmemektedir. Bakımevlerinde çalışan personelin bazen asgari ücret altında çalıştıkları, bazen de sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımlarının yapılmadığı da söylenmektedir.

   Bahsi geçen maddi ve fiziksel yüklerin yanı sıra, bu personel ağır psikolojik yük altındadır. Her gün bakıma muhtaç yaşlılarla ve ruh sağlığı bozuk bireylerle ilgilenmek sabır ve meşakkat ister.

   Bu nedenle bakımevlerinde çalışan personelin maddi ve iş yüklerinin hafifletilmesinin yanı sıra, bakımevlerinde çalışan personele psikolojik destek verilmesi gerekmektedir.

Bakımevlerinin gelir ve giderleri:

   Özel sektörde bulunan 6 bakımevinden bir tanesi hariç, hepsi, kadın girişimciler tarafından kurulmuş küçük işletmelerdir. Bu bakımevlerini kuran girişimcilerin bakımevi yönetmek konusunda bir deneyimleri olmadan ve bir fizibilite çalışması yapmadan bu sektöre girdikleri, yaptığımız görüşmelerden ortaya çıkmıştır.

   Özellikle kadın girişimcilerin öncülüğünde açılan bu bakımevleri, toplumda hissedilen bir ihtiyaca tepki olarak ortaya çıkmışlardır. Birçoğunun muhasebecisi yoktur, kendi hesaplarını kendileri yapmaktadırlar. Bu da çok profesyonel olmayan yöntemlerle yapılmaktadır.

   Çoğunlukla bakımevlerinin finansal sıkıntıları olduğu, bazılarının ise çeşitli kurum ve kuruluşlara borçları bulunduğu, yaptığımız görüşmelerde bize aktarılmıştır. Bu borçların bir kısmı devlet kurumlarına (sosyal güvenlik yatırımları, elektrik faturaları gibi), bir kısmı ise özel şahıs ve bankalaradır.

   Bakımevlerinin oldukça kârlı oldukları algısı, toplumda, hatta devlet kurumlarında yaygın olsa da bakımevlerine yaptığımız çeşitli ziyaretlerde bunu destekleyecek bir altyapı veya bakım hizmeti görülmemiştir. Hatta finansal sıkıntılardan dolayı kaliteden ödün vermektedirler.

   En büyük giderleri personel giderleri olduğu, bu nedenle mümkün olduğunca en az sayıda personel ile idare etmeye çalıştıkları, hatta hemşireleri dahi olmadığı görülmektedir. Bakımevlerinden yarısı kira vermekte veya kendi binasını yaptırdığı için bankaya borç ödemektedir.

   Özel işletmeler olarak kuruldukları için devletten destek alamayan bu bakımevlerinin tek geliri, müşterilerinden aldıkları aylık bakım ücretleridir.

   Yaptığımız görüşmelerden aylık bakım ücreti olarak en düşük ücret 1,000 TL civarında, en yüksek ücretin ise 2,900 TL civarında olduğu saptanmıştır.

   Bu ücretler günümüz şartlarına göre yüksek ücretler değildir. Kendi aralarındaki rekabetten dolayı bakımevi ücretleri yıllarca düşük bir seviyede tutulmuş, hatta birkaç bakımevi hariç, diğer bakımevleri, ücretlerini son yıllarda artan enflasyona karşı yükseltmemiştir. Fakat enflasyonla artan maliyetlerini karşılayamadıkları için giderlerinden kesme yoluna gittikleri, bunun da yaşlı ve hastalara olumsuz yansıdığı görülmektedir.

   Yapılan tasarruflar; mutfak masrafları (daha az meyve, sebze, et ve tavuk tüketimi gibi), personel masrafları (personel sayısını azaltma) ve başka benzeri giderlerden (doktor ve ilaç kullanımını azaltmak gibi) yaptıkları kesintilerdir ki, bu da yaşlı bakımında kaliteyi düşürmek anlamına gelmektedir.

   Yaşlı bakımevlerinin aylık giderlerinin büyük bir oranı sabittir. Bu giderler, kira, personel maaşları, mutfak giderleri, elektrik, su faturaları gibi giderlerdir. Aylık gelirleri ise çoğu zaman hastaların verebileceği miktar ile sınırlıdır.

   Bakımevinde kalan yaşlı ve hastaların birçoğu yoksul ve kimsesiz olduğu için Sosyal Hizmetler Dairesi’nden aldıkları ve asgari ücretin çok altında, küçük bir maaşları vardır. Bu maaş, aylık bakım ücretini karşılamadığı halde birçok bakımevi, hastalarını, bu maaş karşılığında kabul etmişlerdir.

   Fakat artan hayat pahalılığı ve maddi sıkıntılarından dolayı yaşlı bakımevleri de artık sosyal yardım dairesinden maaş alan ve başka bir geliri olmayan yaşlıları kabul etmemeye başladıklarını ifade etmişlerdir.

   Bu da özel sektörde bakılamayacak kadar yoksul olan yaşlı ve hastaların, ya devlet yaşlı bakımevlerinde bakılmasını, ya da özel bakımevlerinde bakılabilmeleri için sosyal yardımdan aldıkları maaşların üstünü tamamlamaları gerekmektedir.

Sosyal hizmetlerin emrivakisi

   Fakat bakımevleri ile yaptığımız görüşmelerde, Sosyal Hizmetler Dairesi’nin özel bakımevlerine emrivaki yaparak bu gibi hastaları almak istemedikleri halde bakımevlerine zorla aldırttıkları ifade edilmiştir.

   Bu da devletin kendi yurttaşlarına karşı olan maddi sorumluluğu özel sektöre yansıtması yani özel bakımevlerinin devleti sübvansiyon etmesi demektir.

   Yaşlı bakımevlerinin bütçesinden azalan bu gelir de sonuçta yaşlılara yansıtılmaktadır. Gelir ve giderini denkleştirmek zorunda olan yaşlı bakımevleri, giderlerini de yaşlıların beslenme ve bakım gibi temel ihtiyaçlarından keserek azaltmaktadırlar.

   Çoğu bakımevinin binaları küçük olduğu için, yaşlı sayılarını artırıp gelirlerini arttırma imkânları da yoktur. Dolayısıyla gelirleri her zaman giderlerine göre daha sınırlıdır.

    Bunun yanında bakımevlerine zaman zaman bağışlar yapılsa da bu bağışların miktarı ve ne zaman gelecekleri belli değildir. Bakımevleri bu konuda şeffaf olmadığı için bağış miktarları ve bağışların toplam gelir içindeki payı bilinmemektedir.

   Şu anda kendi binası olmayan iki bakımevi, kendi bakımevi binalarını yaptırmak istediklerini, bu amaçla kredi için Kalkınma Bankası’na başvurduklarını fakat başvurularının kabul edilmediğini belirtmişlerdir.

   Bunun nedeni ise yaşlı bakımevi yapımı Devlet Planlama Örgütü’nün listesinde olmayışından dolayı bu sektörün teşvik veya uzun vadeli devlet kredisi alma hakkına sahip olamayışı olarak açıklanmıştır.”

Güncelleme Tarihi: 27 Mayıs 2019, 09:07
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner111

banner34

banner75

banner88

banner104