banner6

Çavuşoğlu: Geri adım atmayacağız

banner37

Eğitimde yaşanan sıkıntıları KIBRIS’a yaptığı özel açıklama ile değerlendiren Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu,  öğretmen sendikalarının grev ve eylemlerini değerlendirdi, bu konudaki tutumunu net bir dille ortaya koydu

Çavuşoğlu: Geri adım atmayacağız
banner150

banner150

banner99

“ÜZÜNTÜ VERİCİ BİR DURUM”... Bakan Çavuşoğlu, öğretmenlerin yasayla belirlenen çalışma saatlerini doldurmaları ve hizmet içi eğitim kurslarına katılmalarını zorunlu kılacak şekilde yasada değişiklik yaptıkları için grev yapan öğretmen sendikalarının tutumunu eleştirerek, “Öğretmenlerin yanıltılarak greve sürüklenmesi sendikacılık açısından üzüntü veren bir tutumdur” diye konuştu.

“AÖA KAPATILMAYACAK”… Atatürk Öğretmen Akademisi’nin kapatılmasının söz konusu olmadığını söyleyen Çavuşoğlu, “Akdemi’nin yasasını değişip burayı daha çağdaş bir noktaya getireceğiz. Ayrıca Türkiye’de okul öncesi öğretmenliği ve sınıf öğretmenliği okuyan KKTC vatandaşlarının belirlenecek kota doğrultusunda öğretmen olabilmelerini sağlayacak bir yasal değişiklik yapıyoruz” dedi.

“DAÜ AYAĞA KALKACAK!”… Eğitim Bakanı Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz Üniversitesi bütçesinin 600 milyon TL’lik açık vereceğinin hesaplandığını belirterek, “Üniversite yönetimi ve sendikalar oturup bir paket hazırlayacak. Fedakarlık yapılacak. Onların yaptığı fedakarlık oranında hükümet de gereken desteği verecek ve DAÜ’yü yeniden ayağa kaldıracağız” ifadelerine yer verdi.

“PERSONEL GİDERİ BÜTÇENİN YÜZDE 70’İNİ AŞMAMALI”... DAÜ’nün 7-8 yılda bir batma tehlikesi yaşadığını anımsatan Bakan Çavuşoğlu, DAÜ’de sürdürülebilir bir yapı kurulması gerektiğini ifade etti. Bütçe içerisinde personel giderlerinin yüzde 70 oranında kalması gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, sendika ve üniversite yönetiminin bunu sağlayacak tedbirleri alması gerektiğini kaydetti.

   Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, eğitimde yaşanan sıkıntılar ve yeni yasal değişiklikler ile Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin (DAÜ) durumu hakkında KIBRIS’ın sorunlarını yanıtladı.

   DAÜ’de yılsonunda 600 milyon TL’lik açık bekleniyor. Üniversitede gelirler giderleri karşılamaktan uzak.

   Öğrenci sayısındaki gerilemeye bir de üniversitedeki maaşların oldukça yüksek olması eklenince işin içinden çıkılması güç bir noktaya gelindi.

   Konuya ilişkin konuşan Bakan Çavuşoğlu, 4 yıl önce yaptığı uyarıda bugünlerin geleceğini söylediğini anımsatarak, zamanında tedbir alınmadığına dikkat çekti. Üniversite yönetimi ve sendikalarının birlikte bir plan hazırlamaları gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, hazırlanacak planda ne kadar fedakarlık yapılırsa devletin de o derecede fedakarlık yapacağını belirtti. Çavuşoğlu atılması gereken adımların atılması durumunda DAÜ’nün yeniden ayağa kalkacağını dile getirdi.

   Öğretmen sendikalarının grev ve eylemlerini değerlendiren Bakan Çavuşoğlu, öğretmenlerin haklarına zafiyet yaratacak bir yasal değişiklik üzerinde çalışmadıklarını kaydetti.

   Çavuşoğlu, “Atatürkçü öğretmen yapımız ve vizyonumuzla övünüyoruz ancak Atatürk’ün Kurtuluş Savaşını başlattığı bu özel gün bir hafta olarak kullanırken öğretmenin bu tavra girmesi kesinlikle kabul edilebilir değildir. Burada öğretmenlerin yanıltılarak greve sürüklenmesi sendikacılık açısından üzüntü veren bir tutumdur” dedi.

   Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KIBRIS Medya Grubu Genel Haberler Müdürü Aytuğ Türkkan’ın sorularını yanıtladı. İlk soru batak bir noktaya gelen DAÜ ile ilgiliydi.

“4 yıl önce uyarmıştım”

 

   Daha önce de Eğitim Bakanlığı koltuğunda olduğunu anımsatan Bakan Çavuşoğlu DAÜ ile ilgili tehlikeyi 4 yıl önce gördüğünü ve uyarı yaptığını ancak o dönem üniversite yönetimi ve sendikaların saldırılarına maruz kaldığını ifade etti:

   “Üniversite yönetimi senatoya bağlı olmakla birlikte nihai kararlar Vakıf Yönetim Kurulu’nda veriliyor. Maalesef gelir gider dengesini hedefleyen şekilde değil, günlük kararlar üzerinden şekillendi. DAÜ devlet üniversitesidir, kimse ses çıkarmasın denildi. Ama 7-8 senede bir DAÜ krizlere giriyor. Alınan tedbirler ve konjonktürel durumlarla yeniden düze çıkıyor. Sürdürülebilir bir nokta için gayretler ortaya konamadı. Toplu İş Sözleşmesi marifetiyle birikimler harcandı ve öğrenci sayısı da düşünce krize girildi. Bu durum sürpriz değil. 4 yıl önce ben yine Eğitim Bakanı iken, DAÜ’yü incelerken, gelirlerin aşağı doğru düştüğünü giderlerin ise arttığını görmüştüm ve 4 yıl önce DAÜ’nün en erken zamanda bütçede personel giderlerinin orantılanmasını maaşların da performansa dayalı oluşmasını bunun yapılmasının zorunlu olduğunu söyledim. Ama o dönemin VYK’sı, rektörlüğü gerekse çalışanları tek yumruk oldu ve o yumruğu bana sallamaya başladılar.”

“Bütçe açığı 600 milyonu da aşacak”

   Söylediklerinin doğru çıkmasından memnun olmadığını aksine üzüldüğünü söyleyen Çavuşoğlu, “DAÜ’nün 19 bin 800 öğrencisi var iken 92 profesörü vardı. Şu anda 14 bin 500 civarı öğrencisi var, bunun 10 bin 500’ü harç ödüyor yani bursları düşünce ve profesör sayısı 142. Bu piramit aşağı doğru şişmektedir. Burada tedbir alınması için maalesef zaman geçti. Tedbir alınmış olsa durum bu olmayacaktı. 600 milyon civarı bir bütçe açığı öngörülmekte. Ekim ayında öğrenci sayısının yükseleceği hesaplanmış olmasına rağmen 600 milyonluk bir bütçe açığı öngörülmektedir. Bana göre bu böyle de olmayacak ve açık daha büyük bir noktada olacak” dedi.

   Hükümeti temsilen kendisinin defalarca sendikayla, Vakıf Yöneticiler Kurulu (VYK), rektörlükle ayrı ayrı ve toplu şekilde görüştüğünü ve artık herkesin tablonun farkında olduğunu dikle getiren Bakan Çavuşoğlu, “Bu tablonun stabil hale gelmesi için alınması gereken tedbirlerin ne olduğunu herkes biliyor. Herkes kabul ediyor ki maaşlar performansa göre ödenmelidir, fakültelerin birim bütçesi olmalıdır, personel giderleri bütçenin yüzde 70’e orantılanması gerekir. Bunlar herkesin mutabık kaldığı noktadır. Ama ne kadar sürede buna ulaşılacağı noktasında ayrışıyorlar ve devletten bu noktada destek bekliyorlar” diye konuştu.

“Onlar ne kadar özverili olursa hükümet de o derecede özverili olacak”

   “Biz de 6-7 senede bir batma tehlikesi yaşayan DAÜ’nün kendi ayakları üzerinde duran öğrenci sayısı arttığında geliri artan, düştüğü zaman kurumun ayakta kalması için gideri azalan bir yapı için herkes bir çaba sarf etmeli. Her yıl DAÜ’nün 500 ya da 1000 öğrenci alması gerekiyor” diyen Çavuşoğlu sözlerine şöyle devam etti:

   “Bizim hiç bir hocanın aldığı ücrette gözümüz yoktur. Herkes çalıştığı oranda bir ücret almalı diyoruz ama özerk bir yönetimi olan DAÜ’nün gelir gider dengesindeki makas açılırsa üniversite yaşayamaz. Yüzde 70 noktasında bunun sabitleşmesi gerekiyor. VYK şu anda bu konuları çalışıyor. Bu hafta içerisinde bize bir paket sunmalarını istedik. Hükümetin bunu uygun görmesi sonrasında hükümet de elinden gelen her türlü desteği yapacaktır. Açığın kapatılması manasında değil, destek olunması anlamında bir destekten bahsediyoruz. Hükümet 600 milyonluk açığı kapatamaz. DAÜ’nün ayakları üzerinde durma sözümüz vardır. Onlar fedakarlıklarını ortaya koyacaklar bütçenin toplam gelirinden personel gideri yüzde 70’in üzerine çıkmayacak şekilde bir yapı oluşacak ve devlet de burada verdiği destekle yüzde 70’in içine girilmesini sağlayacak. Üniversite ne kadar özverili ise hükümet de o kadar özverili olacak.”

“120 bin TL emekli maaşı var!”

   DAÜ’nün elden çıkarılacağına yönelik eleştirileri şiddetle reddeden Bakan Çavuşoğlu, “DAÜ’nün herhangi birine verilmesi ya da elden çıkarılması hiçbir hükümet mensubunun aklının ucundan bile geçmemiştir. Ama şu an ki alışkanlıklarla üniversite geleceğe taşınamaz” dedi.

   Çavuşoğlu, “Kurucu bir hocanın 120 bin TL emekli maaşı aldığı bir kurumda çalışan profesörler için de 80-90 bin TL net maaşlar ki bunların üniversiteye maliyeti 140 bin TL’dir.  Bu ücretlerle üniversitenin yaşayabilmesi için bu kurumun her yıl 1000 yeni öğrenci getirmesi gerekir. Getirsinler hiçbir sıkıntı yok ama her yıl 1000 öğrenci azalırsa bu maaşlar nasıl ödenecek?” diye sordu

   Başarının da başarısızlığında bir kişiye mal edilemeyeceğini ifade eden Nazım Çavuşoğlu, “Bir başarısızlık varsa VYK, rektörlük, hocalar. Herkesin bir payı vardır. DAÜ’nün yeniden ayakları üzerine durabilecek noktaya gelmesi için bu bir fırsat olabilir diye düşünüyorum. Biz her türlü desteği vermeye hazırız ama DAÜ yeniden bu duruma düşmemeli, kalıcı tedbirler alınmalıdır” ifadelerine yer verdi.

“Çözüm DAÜ’nün içindedir”

   2016’dan bu yana üniversitede bir gerilemenin var olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, kendilerinin üniversite yönetiminin değişimi ile ilgili bir taleplerinin olmadığını belirterek, tüm suçu sadece bugünkü yönetime yüklemenin doğru olmadığını dile getirdi. Öğrenci birim maliyetini aşağı çekecek tedbirlerin alınmasının şart olduğunu anlatan Çavuşoğlu, öğretmenlerin ders saatlerinin de  gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

   Sendikalara göndermede bulunan Çavuşoğlu, “Bu benim hakkımdır bundan vazgeçmem denirse biz bunu çok gördük. KTHY’de gördük, ETİ’de gördük… Verimli bir noktaya geçilmezse kurum çok ciddi sıkıntıya gider daha da radikal bir noktaya gidilir. Çözümler bellidir, bunu yapacak olan irade DAÜ’nün içindedir. Bizim yapmamız çok şık olmaz. Gemiyi yüzdürecek bir plan ortaya koyacaklar ve biz de destek vereceğiz. Bu plan doğru düzgün bir plan olursa hükümet olarak elimizden gelenin en iyisini onlar için yapmaya hazırız. DAÜ’yü kesinlikle ayağa kaldıracağız” şeklinde konuştu.

“Sendikaların talepleri doğrultusunda değişiklikler yapıldı”

 

   Kıbrıs Türk Öğretmen Sendikası ve Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası’nın grev ve eylemlerini de değerlendiren Bakan Çavuşoğlu, bu tutumun kendini üzdüğünü söyledi.

   Öğretmen Yasası’nda yapılacak değişlik konusunun daha önce teknik kurulda çalışıldığını, buradan geçtiğini, daha sonra Yüksek Danışma Kurulu’na gittiğini söyleyen Çavuışoğlu, sendikaların o zaman da defalarca eylemler yaptığını anımsattı. “Öğretmenlerin en çok rahatsız olduğu konu A ve B sınıf öğretmen konusuydu. Öğretmenin hassasiyetine kulak verdik ve bunu geri çektik” diyen Çavuşoğlu, “Sendikaların ikinci bir talebi de 36 ay geçicilikten ilkokula kadrolanan öğretmenlerin diğer yerlerde geçici çalışıldığında kadro hakkı elde edilmediği gibi onlar da o hakkı elde etmesin şeklinde bir talepleri vardı, buna da kulak verdik. 30 Haziran 2030’dan sonra geçicilik yapacak insanların hiçbir koşulda kadrolanma hakkı elde etmemesi konusunda sendikanın talebi doğrultusunda düzenleme yaptık” diyerek yapılan değişiklikleri anlattı.

“Hizmet içi eğitime karşı çıkıyorlar”

   Bunun dışında yapılan bazı düzenlemelere sendikaların karşı olduğunu belirten Çavuşoğlu örnekler verdi:

   “Hizmet içi kurslara katılımın zorunlu olmasını istedik. Buna karşı çıkıyor sendika. Oysa hizmet içi kurs öğretmenin kendini geliştirmesi demektir, buna nasıl karşı çıkılır anlayamıyorum. Daha önce yaptığımız kurslara katılım yüzde 10 civarında kalıyordu. Bunu zorunlu hale getiriyoruz.”

“AÖA kapatılmayacak”

   Atatürk Öğretmen Akademisi (AÖA) ile ilgili yapılan değişiklik konusunda da bilgiler paylaşan Bakan Çavuşoğlu akademinin kapatılmasının söz konusu olmadığını belirtti:

   “Akademinin kapatılacağına yönelik söylemler kesinlikle doğru değil. Bizim dönemimizde her yıl 80 öğrenci alınıyor Akademi’ye.. Oradaki eğitimin niteliğini geliştirme noktasında öğretmenimizin aldığı eğitimi daha nitelikli olması noktasında Akdemi’nin yasasını da değişip burayı daha çağdaş bir noktaya getireceğiz. Sendikanın bu konudaki söylemleri doğru değil.”

   Bakan Çavuşoğlu ayrıca “Türkiye üniversitelerine Bakanlığımızın belirleyeceği kontenjan sayısı kadar sınıf öğretmenliği ve okul öncesi öğretmenliğini kendi vatandaşımızın okuması durumunda işe girebilmesi için Bakanlar Kurulu’nda diplomalarını onaylıyorduk. Yasa değişikliği ile Bakanlar Kurulu’nu burada saf dışı bırakıyoruz. Çeşitlilik getiriyoruz, burada sendikacılar tutuculuk yapıyorlar” diye konuştu.

“Müdür muavinlerine 4 saat derse girin diyoruz”

   “Biz öğretmenin var olan haklarında zaafiyet yarattığımız hiçbir madde yoktur” diyerek yasada yapılan diğer değişiklikler konusunda bilgiler paylaştı:

   “Müdür muavinlerine 4-7 saat arasında derse girilmesi var ancak yıllardır derse girilmiyordu bunu zorunlu hale getirdik. Bir müdür muavinin haftada 4 saat derse girmesini istiyoruz, öğretmenlerin yasalardaki ders saatlerini bir tamam tamamlamasını istiyoruz buna da karşı çıkıyorlar. Okul öncesi öğretmenleri ile sınıf öğretmenlerinin ders saatlerini 25 saate göre eşitledik. Mesela öğretmenin 15 saat derse girmesi gerekiyor ama alışkanlık haline gelmiş 12 saat giriliyor. Biz bunu 15 saatini dolduracak şekilde çalışmasını zorluyoruz, buna da karşı çıkılıyor.”

“Geri adım yok!”

   Grevlerin devam etmesi halinde dahi geri adım atmayacaklarını anlatan Çavuşoğlu, sendikaların tavrının kendisini üzdüğünü söyledi:

   “Biz bu eğitimi öğretmenlerimiz ile birlikte yürüteceğiz. Grevler bir haktır ama öğretmen öğrenci varsa öğretmenlik yapabilir. 4 bin 550 öğretmenimiz varsa devlette onlara ihtiyaç vardır demektir. 19 Mayıs haftası içerisindeyiz, dün meşaleyi yaktık ama maalesef sendikal eylem çerçevesinde bu törenlere katılmadılar. Bundan büyük bir üzüntü duyuyorum Atatürkçü öğretmen yapımız ve vizyonumuzla övünüyoruz ancak Atatürk’ün Kurtuluş Savaşını başlattığı bu özel gün, bir hafta olarak kullanırken öğretmenin bu tavra girmesi kesinlikle kabul edilebilir değildir. Burada öğretmenlerin yanıltılarak greve sürüklenmesi sendikacılık açısından da üzüntü veren bir tutumdur. Biz geri adım atmayacağız. Grev baskısı altında öğretmenin birikiminden faydalanmamış azaltılıyorsa, devletin imkanları burada en iyi şekilde kullanılmasına engel olunuyorsa buna müdahil olmak zorundayız.”

“Her bölgede yeni okullar için arazi topluyoruz”

   Yeni okul projeleri hakkındaki soruyu yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’deki deprem sonrasında ülkemizdeki hayırsever kişilerle protokol imzaladıklarını anımsattı, “4 adet okul için imza attık. Temel atma hazırlığımız var” dedi. Bunun yanında mevcut okulların durumu ile ilgili İnşaat Mühendisleri Odası ile birlikte çalıştıklarını ve ileri tetkiklerin tamamlanmasını beklediklerini söyleyen Çavuşoğlu, “Bu tetkikler tamamlandıktan sonra ortaya bir tablo çıkacak. Ona göre hareket edilecek. Türkiye Cumhuriyeti’nin 26 yeni okul müjdesi vardı. Bu çalışmalar devam ediyor, tamamlanınca tam olarak netleşecek” ifadelerine yer verdi. Çavuşoğlu, son 4 yıl içerisinde 20 okula imza attıklarını ifade ederek bunun gurur verici olduğunun altını çizdi.

   Şu anda Eğitim Bakanlığı olarak çok ciddi arazi çalışmaları yaptıkları bilgisini paylaşan Bakan Çavuşoğlu, “Her bölgede bulduğumuz boş arazileri bakanlığa kaydırmak için çalışıyoruz. Bunları aldıktan sonra gerek devletin desteği gerekse hayırseverlerle yeni okullar yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Özel okulların durumu

   Özel okulların sahipleri ile görüşmeler yaptığını ancak harçların indirilmesine ilişkin bir noktaya gidilemediğini anlatan Nazım Çavuşoğlu, “Özel okul sahipleri giderlerinin çok yükseldiğini ve gelirlerini artırmak zorunda olduğunu söylüyorlar. Bizim amacımız insanımızı özel okullara muhtaç etmemektir” dedi.  

   Çağdaş ülkelerdeki öğrenci - sınıf sayısına ulaşmaları gerektiğine vurgu yapan Çavuşoğlu, öğretmen sayısı konusunda zaten çağdaş ülkelerden daha iyi durumda olduklarını dile getirerek, “Alt yapısı güçlü okullar yaratarak önümüzdeki yıl da tam günü haftada 2 güne çıkararak yen projelere imza atacağız” dedi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner111

banner34

banner75

banner88

banner104