“Tüketilmiş yollardan gitmenin faydası yok”… Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreter Yardımcısı Jenca’ya aktardıkları üzere,“Türkiye’nin de tam destek verdiği bizim tutumumuz, vizyonumuz ve pozisyonumuz nettir; Kıbrıs konusunda hakkaniyete dayalı, gerçekçi, yaşayabilir, kalıcı bir anlaşma olması için şimdiye kadar denenmiş ve tüketilmiş yollardan gitmenin bir faydası yoktur. Kalıpların dışına çıkarak Kıbrıs meselesine çözüm aramak lazım” ifadelerini kullandı.

“İki devletli çözüm gerçekçi”… İngiltere Dışişleri eski Bakanı Jack Straw’un, bir makalesinde, Rum kesiminin çözüm olmadan AB üyesi olmasının o zamandan durdurulması gerektiğini belirtmesi ve garantör ülke İngiltere’nin iki devletli özümü masaya koyması gerektiğini söylemesi hakkında konuşan Ersin Tatar, “İki devletli çözüm, Sayın Straw’un da işaret ettiği için gerçekçidir. Umarız İngiltere, Doğu Akdeniz’de meydana gelen gelişmeleri ve gidişatı doğru değerlendirir ve bir an önce gereğini yapar” dedi.

KIBRIS Özel

   Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, GKRY Başkanı Nikos Hristodulidis’in, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul çalışmaları, kendisi ve Genel Sekreter Gutettes’le gerçekleşmesini talep ettiği ‘üçlü görüşme’ haberlerini yorumladı.

   “Tutum ve pozisyonumuz nettir” vurgusu yapan Tatar, Doğu Akdeniz’de barış ve istikrarın hakim olmasına ve Türkiye ile Yunanistan arasında güzel, yararlı ve olumlu işbirliğinin gelişmesine katkıda bulunmaya hazır olduklarını kaydetti.

   İngiltere’nin tutumunu da değerlendiren Tatar, “İngiltere’nin garantör ülke olarak şimdi yapması gerekenler ve yapabilecekleri var. İngiltere artık AB üyesi değildir. Dolayısı ile AB politikalarına bağlı kalma zorunluluğu yoktur. Garantör ülke olarak harekete geçerek en başta bize uygulanan insanlık dışı ambargolara son verebilir” şeklinde konuştu.

   Tatar, İngiltere’nin ‘iki devletli çözüm’ perspektifine de destek vermesi gerektiğini vurguladı.

   Tatar’ın, KIBRIS’ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

   KIBRIS: Sayın Cumhurbaşkanı, GKRY Başkanı Nikos Hristodulidis, Birleşmiş Milletler Genel Kurul çalışmalarının New York’ta başlaması öncesinde Genel Sekreter Gutettes’e bir mektup göndererek sizinle, kendisi ve Genel Sekreter’in üçlü bir görüşmede bir araya gelmeniz konusundaki durumu sordu; ayrıca Genel Sekreter’den Güvenlik Konseyi adına bir Kıbrıs Özel Temsilcisi atanmasını istedi. Ne diyeceksiniz? Sizin Genel Sekreter’e bir mektup yazmanız söz konusu mu?

   Cumhurbaşkanı Tatar: İfade ettiğiniz konulara ilişkin görüşlerimizi geçtiğimiz hafta adayı ziyaret eden Genel Sekreter Yardımcısı Jenca’ya aktardım. 17 Eylül’de ben de New York’a hareket ediyorum. Sayın Genel Sekreter’le de görüşmem olacak. Bilahare görüşme tarihimizi açıklayacağız. O toplantıda elbette bir değerlendirmemiz olacaktır ama Türkiye’nin de tam destek verdiği bizim tutumumuz, vizyonumuz ve pozisyonumuz nettir; Kıbrıs konusunda hakkaniyete dayalı, gerçekçi, yaşayabilir, kalıcı bir anlaşma olması için şimdiye kadar denenmiş ve tüketilmiş yollardan gitmenin bir faydası yoktur. Kalıpların dışına çıkarak Kıbrıs meselesine çözüm aramak lazım.

   Biz, Rum komşularımızla ekonomik, sosyal, siyasal ilişkilerimizi geliştirmeye, Doğu Akdeniz’de barış ve istikrarın hakim olmasına, Türkiye ile Yunanistan arasında güzel, yararlı, olumlu işbirliğinin gelişmesine katkıda bulunmaya hazırız. Bunun için de müktesep haklarımız, egemen eşitlimizin tescilini ve Rum tarafı ile eşit uluslararası statümüzün kabul edilmesini talep ediyoruz.

   Ya buna olumlu yanıt verilecek ya herkes yolunda yürümeye devam edecek. KKTC bir gerçektir, bu gerçek görmezden gelinemez. Devletimiz sonsuza kadar yaşamaya devam edecek ve inanıyoruz ki çok uzun olmayan bir süre sonra uluslararası kabulü gerçekleşecektir.

   Rum komşularımız bir an önce bunu anlarlarsa gerçeklik zemininde bir yere varabiliriz. Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün teyit edilmesiyle ancak yeni ve resmî bir müzakere süreci başlayabilir.

“Genel Sekreter durumu çok iyi biliyor”

   Bize göre, Sayın Genel Sekreter Kıbrıs konusuna dair durumu çok iyi biliyor. Onun dışında bir atama yapmaya hele hele Güvenlik Konseyi’nden atama için bir talepte bulunmak yanlıştır.

   Bilindiği üzere halihazırda “Ortak zemin var mı yok mu?” çalışması BM Genel Sekreteri’nin Yardımcıları tarafından sürdürülüyor ama şu bir gerçek ki her geçen gün, her geçen dakika Rum uzlaşmazlığı artıyor. Bunun da başlıca sorumlusu 1964 yılında BM Güvenlik Konseyi tarafından alınan ve haksız ve hukuksuz şekilde Kıbrıs Rum devletine adayı temsil statüsü veren karardır.

   KIBRIS: İngiltere Dışişleri eski Bakanı Jack Straw, geçtiğimiz günlerde Politico adlı bir web sayfasında yayınlanan makalesinde, Rum kesiminin çözüm olmadan AB üyesi olmasının o zamandan durdurulması gerektiğini belirtti ve gelinen aşamada garantör ülke İngiltere’nin iki devletli çözümü masaya koyması gerektiğini söyledi. Ne diyeceksiniz?

“Umarız İngiltere gidişatı doğru değerlendirir”

   Cumhurbaşkanı Tatar: Sayın Straw ilk defa bu çıkışları yapmıyor ama doğruları söylemeye devam etmesi çok önemlidir. Herkesin bildiği üzere kendisi Annan Planı sürecinde İngiliz Dışişleri Bakanı olarak görev yapıyordu. Eğer o dönemde Rum kesimine “Sen ancak ve ancak BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu çerçevesinde yürütülen görüşmelerde Türk tarafı ile uzlaşırsan tam üye olursun” denilseydi bu mesele çoktan çözülürdü. Neyse onlar geride kaldı…

   İngiltere’nin garantör ülke olarak şimdi yapması gerekenler ve yapabilecekleri var. İngiltere artık AB üyesi değildir. Dolayısı ile AB politikalarına bağlı kalma zorunluluğu yoktur. Garantör ülke olarak harekete geçerek en başta bize uygulanan insanlık dışı ambargolara son verebilir. Bu Kıbrıs meselesinin halledilmesine inanılmaz olumlu katkı yapacaktır. İki devletli çözüm Sayın Straw’un da işaret ettiği için gerçekçidir ve İngiltere bu çözüm şeklini bizzat kendisi masaya koyabilir. Biz açıkçası İngiltere’den bunu bekliyoruz.

   Bir kere daha ifade etmekte yarar görüyorum ki İngiltere’nin Kıbrıs’taki Yüksek Komiseri’nin Kıbrıs konusundaki açıklamaları, Türkiye’nin Barış Harekâtı’nın ikinci kısmını torak kazanmak için yaptığını iddia etmesi ilişkilerimize büyük zarar vermiştir. Nitekim Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan da son açıklamasında İngiltere’yi Kıbrıs’ta Türk tarafının ayağına çelme takmaya çalışmakla suçlamıştır.

   Umarız İngiltere Doğu Akdeniz’de meydana gelen gelişmeleri ve gidişatı doğru değerlendirir ve bir an önce gereğini yapar.