Ahmet İLKTAÇ

Mağusa İnisiyatifi sözcülerinden Dr. Okan Dağlı, tarihi Canbulat Kapısı’na sürekli yüksek araçların takılması nedeniyle kapıda ciddi tahribat oluştuğunu söyledi.

Geçmişte “Tersane Kapısı” olarak da adlandırılan Canbulat Kapısı’nın UNDP ve Kültürel Miras Teknik Komitesi’nin ileriki dönemde yapacağı Canbulat Burcu restorasyonu kapsamında restore edilmesini beklediklerini kaydeden Dr. Okan Dağlı, Othello ve Deniz Kapısı arasında bulunan 3 adet kapıdan en azından birinin açılarak limanla kentin birbirine bağlanabileceğine vurgu yaptı.

Dağlı: Canbulat Kapısı’nda ciddi tahribat oldu

Mağusa İnisiyatifi sözcülerinden Dr. Okan Dağlı, son zamanlarda birçok otobüs ve TIR’ın Canbulat Kapısı girişinde alçalan kapıya takıldığına şahit olduğumuzu söyledi.

Dağlı, Canbulat Kapısı’nın “Deniz Kapısı” ve “Kara Kapısı’nın” yanında kentin bir 3’üncü orijinal kapısı olduğunu kaydetti.

Küçük gemilerin ve sandalların içeriye alınıp içerde bakımlarının yapıldığı geçmiş tarihte de “Tersane Kapısı” olarak bilinen Canbulat Kapısı’nın, günümüzde kapıya takılan otobüs ve TIR’lar nedeniyle ciddi biçimde tahribata uğratıldığının görüldüğünü anlatan Dağlı, Canbulat Yolu restorasyon projesinde ne yazık ki bu kapının da restorasyonun projeye dahil edilmediğini belirtti.

Dr. Okan Dağlı, UNDP ve Kültürel Miras Teknik Komitesi’nin ileriki dönemde yapacakları Canbulat Burcu restorasyonu çalışmasına Canbulat Kapısı’nın da dâhil edilmesini beklediklerini bildirdi.

Canbulat Kapısı’nda yükseklik sınırının sorun olarak karşımıza çıktığını, çünkü geçmişte yapılan asfaltlama çalışmaları nedeniyle kapının yüksekliğinin azaldığını belirten Dağlı, mevcut yüksekliğin de şuanda kapının üzerinde belirtilmediği için kapıya gelen otobüs ve TIR’ların bu kapıya haklı olarak takıldıklarını açıkladı.

Dr. Okan Dağlı, kapı tamir edilirken, muhakkak asfalt seviyesinin aşağı çekilmesi ve ideal bir yüksekliğe de ulaştırılmasının gerekmekte olduğunu dile getirdi.

Limandan çıkan büyük araçların aslında Mağusa Suriçi’ne ulaşabilecekleri en önemli noktanın, İngiliz Dönemi’nde açılan ve limanla Mağusa arasındaki bağlantıyı sağlayan Othello Kalesi ve Deniz Kapısı arasında bulunan 3 büyük kapı olduğuna değinen Dağlı, günümüzde maalesef bu kapıların kapalı olduklarını ifade etti.

Dağlı, geçmişte bu kapılardan birinin açık olduğunu ve limanla kentin birbirine bağlanmasını sağladığına dikkat çekti.

Söz konusu kapının açık olduğu dönemde limana gelen gemilerden inen insanların kente yürüme mesafesinde ulaşımlarını sağlaması nedeniyle bölgedeki esnafın da canlanmasını sağladığını anlatan Dağlı, limandan çıkan yüksek araçların da eğer kente bir malı indirme faaliyeti olacaksa kente direk olarak girebilmelerinin de mümkün olduğunu bildirdi.

Dr. Okan Dağlı ancak günümüzde bu kapıların kapalı olmaları nedeniyle araçların Canbulat Kapısı’na takılıp, kapının doğal yapısına verdiğini bu nedenle de bu kapıların muhakkak yeniden devreye konmaları gerektiğinin altını çizdi.

Söz konusu kapıların olduğu yerde önemli bir turistik aktivite olduğunu ve bu kapıların en azından birinin dahi açılmasının turistik aktiviteye olumlu katkı yapacağına değinen Dağlı, bu kapıların liman tarafına bakan kısımlarının ve özellikle Deniz Kapısı’nın limana bakan kısmının gerçekten bir şaheser özelliği taşımakta olduğunu, ancak kapalı olmasından dolayı TIR’ların park yerine dönüşmesi nedeniyle maalesef korkunç derecede bakımsız durumda kaldıklarını açıkladı.

Dr. Okan Dağlı, bu kapıların açılması halinde bu bakımsızlığın da ortadan kalkacağına vurgu yaptı.