Özel Haber - Cemre CEMALİ
TAKİP SİSTEMİ ŞART…
YÖDAK Başkanı Prof. Dr. Turgay Avcı, öğrenci, işçi ya da çalışma izinli adı altında gelen yabancı uyruklu kişilerin ülkeye giriş anından itibaren takibinin yapılabilmesi için iç takip sisteminin kurulması gerektiğini ifade etti. Avcı, bu kişilerin yaşadıkları yer ve telefon numaralarının bilgi veri sisteminde görülmesi ve bunun bir sürekliliği olması gerektiğini vurguladı. Avcı, YÖDAK’ın veri tabanı, bilgisayar ve yazılım donanımı gibi teknolojik altyapısının öğrencileri takip edebilmek için yeterli olmadığını anlatarak, “Denetliyoruz ama bilgi işlem üzerinden her gün takibini yapamıyoruz” şeklinde konuştu.
e-VİZE ÇOK ÖNEMLİ BİR AŞAMA…
Turgay Avcı, İçişleri Bakanlığı’nın e-Vize sistemi çalışması olduğunu, öğrenci, işçi ya da turist fark etmeksizin yabancı uyruklu herkesin e-vize sayesinde ilk taramasının yapılacağını ve sakıncalı olanların ülkeye girişlerinin engelleneceğini belirterek, Başbakan Ünal Üstel’in de bu konu ile ilgili yaptığı açıklamayla çok doğru bir düşünce ve iradenin ortaya konulduğunu söyledi. e-Vize uygulamasının ülkeye girişlerde bariyer olacağını, bu sayede belli bir filtreleme yapılacağına dikkat çeken Avcı, e-Vize’nin çok önemli bir aşama olduğunu kaydetti.
Ülkemizde 21 aktif üniversite ve bin 600 program var.
Yükseköğretim için ülkemizi tercih eden 90 bini aşkın öğrenci olduğu belirtiliyor. Bu kişilerin öğrenci statüleri de son yıllarda oldukça tartışılıyor.
Öğrenci olarak geldiği halde okula devam etmeyen, yıllarca mezun olmadan başka üniversitelere geçiş yaparak adadaki varlığını yıllarca sürdüren ‘öğrencilerin’ takibinin yapılması için bir sistem ne yazık ki ülkemizde yok.
Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçtiğimiz günlerde görülen bir davada, suç işlemeye meyilli yabancı uyruklu kişilerin, eğitim kurumlarına kayıt yaptırıp bunu istismar ettiğine dikkat çekilmişti.
Başbakan Ünal Üstel de konu ile ilgili, KIBRIS Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, hükümetin, İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan çalışmalar kapsamında ülke güvenliği ve kamu huzurunun korunmasına yönelik attığı adımların en önemlisinin ‘e-Vize Otomasyon Sistemi’ olduğunu ifade etmişti.
Üstel, bu sayede ‘muhaceret sistemlerinin yenilenmesi, ülkede kayıtlılığın sağlanması, suç ve suça karışmış yabancıların deport edilmesi ve muhaceret sistemlerinin güncellemesine’ paralel, ülkeye girişlerin kontrol altına alınmasının amaçlandığını kaydetmişti.
KIBRIS’a konuşan Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) Başkanı Prof. Dr. Turgay Avcı ise ülkemizde aktif 21 üniversite, 90 bini aşkın öğrenci ve bin 600 program olduğunu belirtti.
Avcı, üniversitelerde ve programlarda yer alan 5 bin akademisyenin her dönemki değişimi-dönüşümünü, yeni açılanı-kapananını ve öğrenci giriş çıkışını, bilgi işlem olmadan takip etmenin çok zor olduğunu açıkladı.
Avcı, Milli Eğitim Bakanlığı, YÖDAK, polis ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı Muhaceret ve Çalışma Baklanlığı’nın bütün verilerini birleştireceği bir sistem olması gerektiğinin altını çizerek, YÖDAK’ın teknolojik altyapısı, veri tabanı, bilgisayar ve yazılım donanımının üniversiteleri bile tam olarak takip imkânına sahip değilken, öğrencileri takip etmenin zor olduğunu ifade etti.
“Yargının, eğitim sistemine uyarı hakkı var”
Turgay Avcı, yargı sisteminin bir süredir aldığı kararlarda, ülkemizdeki eğitim sistemi ile ilgili haklı görüşler ortaya koyduğunu ifade ederek, bu konuda süreklilik arz eden bir durum olması halinde yargının eğitim sistemine uyarı yapma hakkı olduğunu belirtti.
Yükseköğrenim amacıyla öğrenci adı altında ülkeye gelen ve belli kurumlar tarafından onayı verilen yabancı uyruklu kişilerin ülkeye giriş yaparken Yabancı Öğrenci Kabul Tüzüğü’ne göre incelenmesi gerektiğine işaret eden Avcı, tüzüğün, yabancı öğrencilerin puan, diploma ve dil seviyeleriyle ilgili koşullar içerdiğini söyledi.
Avcı, kurumlar ve üniversiteler tarafından eksik evrakı ya da eksik bilgisi olan öğrencilere onay belgesi verilmemesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Ülkede üniversitelerin yanı sıra üniversite olmayan ama sertifika programları veren kurumlar bir başka kaçak sızıntı yerlerdir.
Güzellik, kuaförlük uzmanlığı gibi sertifika programları Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylıdır.
Oldukça önemli sayıda yabancı uyruklu öğrenci de bu sertifika programları için ülkemize geliyor.
Yabancı öğrenciler bu kapsamda da incelenmeli, araştırılmalıdır.”
“e-Vize ile doğru bir düşünce ve irade ortaya konuldu”
Turgay Avcı, İçişleri Bakanlığı’nın e-Vize sistemi çalışması olduğunu, öğrenci, işçi ya da turist fark etmeksizin yabancı uyruklu herkesin e-Vize sayesinde ilk taramasının yapılacağını ve sakıncalı olanların ülkeye girişlerinin engelleneceğini belirterek, Ünal Üstel’in de bu konu ile ilgili yaptığı açıklamayla çok doğru bir düşünce ve iradenin ortaya konulduğunu söyledi.
e-Vize uygulamasının ülkeye girişlerde bariyer olacağını, bu sayede belli bir filtreleme yapılacağına dikkat çeken Avcı, e-Vize’nin çok önemli bir aşama olduğunu kaydetti.
Avcı, daha önce sınır dışı edilmiş veya ülkesinde farklı noktalarda sabıkası olan kişilerin e-Vize taramasıyla ülkeye gelişlerinin engellenebileceğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
“Taramalardan geçtikten sonra hiçbir sıkıntı tespit edilmese de ülkede yabancı olan yabancı uyruklu kişilerden daha sonra kaçak duruma düşen, üniversiteye devam etmeyen ve ‘doğru öğrenci’ kavramının dışına çıkan kişilerin saptanabilmesi, takip edilebilmesi ve müdahale edilebilmesi için iç takip sisteminin de devreye girmesi gerekiyor.
Kaçak, süresi dolmuş, öğrencilik yapmayan, işçi olarak gelip de farklı amaçlar için burada olan kişilerin takibi içeride yapılmalı.”
Avcı, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de suç işlenebildiğine, bütün suç işleyenlerin üniversite bağlantılı olduğunu düşünmenin doğru olmayacağına da dikkat çekerek, ülkemize gelen işçi, öğrenci, çalışma izinli ya da turistlerin ülkeye girişlerinden sonra takibinin yapılabileceği bir sistemin ülkemizde olmadığını açıkladı.
Ülkeye gelen yabancı uyruklu herkesin, ülkeye giriş anından itibaren takibinin yapılabilmesi için takip sisteminin kurulması gerektiğini ve bunu hassasiyetle her platformda dile getirdiğini ifade eden Avcı, “Bu kişilerin yaşadıkları yer, kaldıkları yerin adresi ve telefon numaralarının, bilgi veri sisteminde görülmesi ve sürekliliği olması gerekiyor” dedi.
“Devletin ve kurumların birlikte çalışacağı sistem olmalı”
Turgay Avcı, her öğrencinin takibini yapabilecek bir polis olmasının imkânsız olduğuna dikkat çekerek, ancak bir olay olduğunda ya da suç işlendiğinde polis tarafından tespit edilerek konu ve kişilerin yargıya ulaşabildiğini belirtti.
Hiçbir olumsuzluk yaşanmasa bile öğrencilik için geldiği halde öğrencilik yapmayan, devamsızlığı olan, üniversiteden kaydını sildiren veya mezun olan kişilerin takibinin yapılması gerektiğini vurgulayan Avcı, “Olumsuzlukların azaltılarak minimum seviyeye düşmesi için devletin ve birçok kurumunun birlikte çalışacağı bir sistemin ortaya konulması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Avcı, şunları anlattı:
“Belli bir tarihten itibaren üniversiteye devamı olmayan öğrenciler ve sertifikasyon programı için gelen fakat programlara devam etmeyen öğrencilerin yanı sıra, iş için ülkeye gelmesine rağmen hiçbir yerde çalışmayan kişilerin bilgilerinin sisteme girileceği için sistem uyarı verecektir.
YÖDAK’ın teknolojik altyapısı, veri tabanı, bilgisayar ve yazılım donanımının üniversiteleri bile tam olarak takip imkânına sahip değilken, öğrencileri takip edebilmek zor.
Denetliyoruz ama bilgi işlem üzerinden her gün takibini yapamıyoruz. İçeriye girdikten sonraki kaçakların takip için böyle bir bilgi veri sisteminin bir an önce ortaya koyulması gerekiyor.”
Avcı, bilgi işlemin oluşturulabilmesi için 1,5 yıldır konuyu hükümete de dile getirdiklerini belirterek, sistem kurulması halinde YÖDAK’ın öğrencilerin takibini sistemden sağlayabileceğini ifade etti.
“Öğrenci belgesiyle 15 sene burada kalamayacaklar”
Turgay Avcı, eğitim sistemindeki bir başka sıkıntının, ada içindeki yatay geçişler olduğunu ifade ederek, bu geçişlerin bir tüzükle denetlenmediğini kaydetti.
Avcı, şu an bu konu için üzerinde çalıştıkları ve şubat ayında tamamlamayı hedefledikleri bir ‘Yatay Geçiş Tüzüğü’ olduğunu söyleyerek, Yatay Geçiş Tüzüğü’nün sadece yabancılar için değil tüm üniversite öğrencilerinin kabulünü denetleyeceğini açıkladı.
Avcı, şöyle devam etti:
“Öğrenci olarak gelip de üniversitelere kayıt yaptırdıktan 6-7 yıl sonra kaydı silinen ya da başarısız sayılan öğrenci, başka bir üniversitede de 6-7 yıl devam edemeyecek çünkü öğrenci, mevcut üniversitesinden ayrılıp yine ada içindeki diğer üniversiteye geçebiliyordu.
Bu tüzük sayesinde birileri öğrenci belgesiyle 15 sene burada kalamayacak. YÖDAK kurulalı 17 yıl oldu, 18. yılında bunu hayata geçireceğiz.
Bu tüzük, yargıda karşılaştığımız olumsuz durumları azaltmak için önemli bir aşama.”
Güncelleme Tarihi: 02 Ocak 2023, 13:30