Ebru Ecem Balcı’nın sunduğu Gün ortası programının konuğu CTP Eski Genel Sekreteri Kutlay ERK oldu. Hükümete karşı yapılan eylemleri değerlendiren Erk, Kar-İş ve hükümetin ortak noktada buluşması gerektiğini kaydetti. Sınır kara kapıları ile ilgili açıklamalarda da bulunan Erk, olası bir ikinci dalgada Güney tarafından değil Türkiye’den endişelendiğini kaydetti. Kapıların açılması konusunda hükümetin Akıncı ile bir yarış içine girdiğini iddia eden Erk, ‘Bu hükümetin Akıncı ile kim daha uzağa tükürür yarışı’ dedi.
Kar-İş’in lokavtta haklı olduğu yerler olduğunu kaydeden Erk, hükümet ile uyum içerisinde uzlaşı sağlanmasını temenni etti, “Hükümetin o yönde birtakım koşulları var. Araç içerisinde şoför, biletçi dezenfekte maskeli olacak, yolcular seyreltilmiş olacak. Otobüs yarı kapasitesinde çalışacaksa fiyatları da artırması gerekir. Ama bu fiyatları ayarlayan hükümet onun için Kar-İş’in haklı olduğu yerlerde vardır. Bunu hükümetle iyice bir tartışmak gerekir ama abartmamak gerekir. Özellikle toplum sağlığı yönünden abartmamak gerekir. Bu aşamada Şubat ayı gibi olamayız mümkün değildir. Nisan ayı gibi de olmasın ama daha aklı başında olmamız lazım. Bilim Kurulu ve uzmanların tavsiyelerine uyan şekilde olması gerekir” dedi.
HÜKÜMET AKINCI İLE TÜKÜRÜK YARIŞINA GİRDİ
Güney kara sınır kapılarının açılmaması konusunu değerlendiren CTP Eski Genel Sekreteri Kutlay Erk, “Güney’de çalışan işçilerimiz, güney hastanelerine gidip gelen hastalarımız ve Güney Okulları’nda okuyan öğrencilerimizin. Bunların geçmesi mümkün olacaktı daha sonra kitlesel açışlar aşamalı olarak yer alacaktı. İki tarafın sağlık uzmanı da bir araya gelerek liderlere 8 Haziran’a belirli koşullar altında önemli konularda açılımın mümkün olduğunu belirttiler. Hükümet bu konuyu daha fazla seçim yatırımı olarak düşündü. Bu konuda Akıncı mı söz sahibi ben miyim söz sahibi gibi bir söz sahipliği yarışına girdi. Hükümet, Akıncı ile kim daha uzağa tükürür yarışına girdi. Bu doğru bir yarış değil. Madem ki sizin kendi uzmanınız bu şekilde olabiliyor diyor ve hep dersiniz biz sağlıkçıların söylediklerini uyguluyordu onun için başardık derseniz, bunu da uygulamanız gerekir ama Akıncı böyle bir mutabakata vardı diye onun için tarihi saptırmaya çalışıyorlar. Yapacakları farklı bir şey yok. Açtıkları tarih tutun ki 18 Haziran olur. Bugün de açsa, 18’inde de açsa hükümetin yapacağı şey aynıdır. Hükümet bilecek ki halkın çoğunluğu bu kapıların açılmasından yanadır. Bunu siyaset için yapıyorsunuz ama siyasette de destek kaybediyorsunuz. İşçiler var, öğrenciler hastalar vardır. Seçmen aileleri ile birlikte 10 bin kişi kadar olabilir. İki tarafın ticaret odası da bu kapılar bir an önce açılmalıdır dedi. Yani İş kesimi de bu kapıların açılmasından yanadır. Böyle bir beklentileri de vardır. Bunu her geciktirdiğimizde Kıbrıs Türk işçi kesimi de bunun vebalini seçimlerde sorar. Sen ekonomiyi, iç pazarı, bizi düşünmüyorsun. Akıncıyla yarışasın diye bizi, işçileri, öğrencileri iç kesimini eziyorsun. Muradı nedir? Bu ispatı seçimlere gittiğimizde ne olduğunu hükümete gösterir.
UMARIM KKTC’DEKİ MİLLİYETÇİLER DE TEPKİ GÖSTERMEZ
İkinci bir dalga gelmesi durumunda KKTC’nin durumuyla ilgili ön gördüklerini aktaran Erk, Güney’den değil Türkiye’den yana endişeli olduğunu şu sözlerle aktardı, “Benim içi esas tehdit havaalanlarının ve limanların açıldığı zamandır. Güney’de vakalar çok düşük. Ama Türkiye’de vakalar hala daha çok yüksek oranda. Dolayısıyla siz havaalanlarını açtığınızda ben esas ikinci dalgayı oradan gelecek diye endişe ediyorum. Güney’de olaylar düşük olaydadır. Umarım o tedbirleri Türkiye çok sıkı bir şekilde uygular. İşin pratiğine baktığınızda endişelerim vardır. Türkiye’de bazı şeyler gözden bilinçli bilinçsiz kaçabiliyor.
Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde camilere yapılan saldırıları da değerlendiren Erk, ‘normal halk’ olarak nitelendirdiği kesimin bu tahrik unsurlarına kapılmayacağını ancak Türk tarafındaki ‘milliyetçilerin ’de tahrik olmaması gerektiğini kaydetti. Erk, “Türkiye’de Ayasofya’ya da Yunan bayrağı astılar. Bunlar faşist yöntemlerdir. Güney’de de bir takım faşist unsurlar, daha fazla toplumsal destek ya da toplumsal dikkati kendilerine çekebilme için milliyetçi duygularını, şoven duygularını daha fazla canlandırmak için bu şekilde hareketlerde bulunuyorlar. Bunlar yanlış şeylerdir. Hiçbir şekilde iki halk için ada da barış içerisinde yaşamaya katkısı olan şeyler değildir. Ama bütün Rumlarla genellemek doğru değildir. Bunlar Rum faşistlerin yaptığı olaylardır. Umarım KKTC’de de bizim aşırı milliyetçilerimiz de onlara tepki diye benzer şeyler yapmasın. Bu tahrik unsurları bizdeki Türk milliyetçilerini tahrik eder ama normal halkımızı çok da tahrik etmez. Geçmişte de biz bu tür eylemlerini daha öncede yaşadık. Güney’deki yönetenler bunun önlemini alabilsinler. Ceza alabilsinler. Yapacaklar mı derseniz orada çok iyimserliğim yok.”