Özel Haber - Cemre CEMALİ

• “BU ANLAYIŞIYLA ÖĞRETMENLİK OLMAZ”… Vatandaşlar, KTOEÖS’ün okullarda başlattığı grev ve eylemlere ateş püskürüyor. Gökhan İnik isimli vatandaş, öğretmenlerin yaptığı eylemlerin her şeyden önce çocuklara yapılan bir haksızlık olduğunu belirterek, “hak ararken, hak yeme gibi bir duruma düştüler” vurgusu yaptı. İnik, “Okulların durumu gündeme getirilsin, tadil edilsin, modern okullar olsun, bunda hemfikiriz ama kendi istekleri olacak diye ‘ben isterim, ben yaparım’ anlayışıyla öğretmenlik olmaz” dedi

• KARNE VERİLMEYECEK DE NE DEMEK?...Fatma Bullici de, sendikaların bu konuda bencilce davrandığını ifade ederek, “Bizim çocuğumuz büyüdü ama empati yapıyoruz. Gerekirse karne verilmeyecek de ne demek? Çocukların eğitimi ile oynuyorlar. Çocuk aynı seneyi tekrar mı okuyacak yani, ne demek istiyorlar?” diyerek, öğretmenlerin okullarda yapmış olduğu greve yönelik tepkisini dile getirdi

• EĞİTİMDEN GERİ KALIYORLAR… Bakiye Yıldırır ise çocukların imtihan döneminde okullarda yapılan grevleri doğru bulmadığının altını çizerek, çocukların eğitimden geri kaldığını belirtti. Yıldırır, “okulların kapanmasına 2 hafta kaldı, imtihanlar bitsin de o zaman ister okulun yapısı ile ilgili çalışın, isterseniz eylem yapın” diyerek, çocukların eğitimlerine ara verilmemesi gerektiğini ifade etti

   Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası’nın (KTOEÖS), örgütlü olduğu tüm okullarda uzun süredir yaptığı grev ve eylemlere, çocuğu olan aileler kadar, çocuğu olmayan vatandaşların da tepkisi büyüyor.

   Sendikanın, orta dereceli okullarda, sınav haftasının başlayacağı dün itibarıyla örgütlü olduğu tüm okullarda 08.30-12.30 saatleri arasında greve gitmesi büyük tepki topladı.

   Öğretmen sendikalarının “Gerekirse karne verilmeyecek,  sınavlar yapılmayacak, yeni dönemde okullar da açılmayacak. Her eylem çeşidi denenecek ama biz kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz” söylemi, vatandaşı çileden çıkardı.

   KIBRIS, vatandaşların, öğretmen sendikalarının grev ve eylemlerine bakış açısını öğrenmek amacıyla sokağa çıktı.

   Konuyla ilgili KIBRIS’a konuşan vatandaşlar, sendikaların eylemini desteklemediklerine dikkat çekerek, çocukların hem eğitiminden geri kaldığını, hem de motivasyonunu yitirdiğini söyledi.

   Öğretmenlerin yaptığı eylemlerin her şeyden önce çocuklara yapılan büyük bir haksızlık olduğunu belirten vatandaşlar, “hak ararken, hak yeme gibi bir duruma düştüler” vurgusu yaptı.

Vatandaş ne dedi?

Aktaş: Çocuklara yazık oluyor

   Ahmet Aktaş, memlekette bir kaos olduğunu ifade ederek, bunları düzeltecek bir merciye ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

   Aktaş, eğitim, sağlık ve ekonominin çok önemli bileşenler olduğunun altını çizerek, hepsinin bir zincir halinde birbirine bağlı olduğunu, okuldaki grevlerin çarşıya bile yansıdığını belirtti.

   Okullarda yapılan grevlerin öğrenciler için yitirilen zamanlar olduğuna işaret eden Aktaş “çocuklara yazık oluyor, her geçen gün eğitimleri geriye gidiyor. Daha önce Kıbrıslı öğrenciler Türkiye’de dereceler alırdı, şu anda öyle bir şey de yok” vurgusu yaptı.

“Eğitim kurumlarında grev olmaz”

   Aktaş, bu konuları sürekli takip ettiğini, depremden dolayı eğitime ara verilen okulların durumunun ne olacağını hakkında da soru işaretleri olduğunu ifade etti.

   Eğitim kurumlarında grev olmasının doğru olmadığına dikkat çeken Aktaş, aileler ve öğrencilerin psikolojilerinin olumsuz etkilenmemesi için greve son verilmesi gerektiğini söyledi.

  

Bullici: Çocukların eğitimi ile oynuyorlar

   Fatma Bullici, sendikaların bu konuda bencilce davrandığını belirterek, “Bizim çocuğumuz büyüdü ama empati yapıyoruz. Karne verilmeyecek de ne demek? Çocukların eğitimi ile oynuyorlar. Çocuk aynı seneyi tekrar mı okuyacak, yani ne demek istiyorlar?” diyerek, öğretmenlerin okullarda yapmış olduğu greve yönelik tepkisini dile getirdi.

   Grev nedeniyle çocukların sınava girememesinden dolayı not verilemeyeceğini, dolayısıyla da karne alamayacaklarını söyleyen Bullici, “Çocukların sene kaybetmemesi için pandemi döneminde olduğu gibi sınava girmeden de çocuğun sınıftaki durumuna göre genel kanaat notu verebilirler” dedi.

“Sendikaların eylemi olumsuzluk yaratıyor”

   Bullici, sendikaların eyleminin olumsuzluk yarattığına işaret ederek, çocuğun hem eğitiminden kısıtlandığını, hem de motivasyonunu yitirdiğini vurguladı.

   Zamanında sınava giremeyen öğrencilerin daha sonra çalışmak için motivasyonlarının olmayacağının altını çizen Bullici, “Bu nedenle çocuklar büyük bir ihtimalle tekrardan sınava çalışamayacak. Eğitim sistemine inançları kalmayacak. Sendikalarla bakanlığın oturup anlaşması lazım” şeklinde konuştu.

İnik: Hak ararken, hak yeme gibi bir duruma düştüler

   Gökhan İnik, öğretmenlerin yaptığı eylemlerin her şeyden önce çocuklara yapılan bir haksızlık olduğunu belirterek, “hak ararken hak yeme gibi bir duruma düştüler” vurgusu yaptı.

   Ortaokula giden bir çocuğun velisi olan İnik, “Oğlum Güzelyurt’ta ortaokula gidiyor. Her gün sınavları iptal ediliyor. Sendikaya üye olmayan öğretmenler, okullar kapalı olduğu için sınavları küçük alanlarda yapıyor. Bu çocuklar aşina olduğu sınıfta değil de başka sınıfta sınava girecek ve ilerleyen süreçlerde bu çocuğa yansıyacaktır” diye görüş belirtti.

   İnik, öğretmenlerin üzerlerine düşen vazifenin öncelikle çocukların eğitimi olması gerektiğinin altını çizerek, KKTC’de ki öğrencilerin eğitim durumuna bakılması ve okul bittiği zaman kaç tane öğrencinin hangi üniversitelere yerleştiği ile ilgilenilmesi gerektiğine dikkat çekti.

“Eylem adı altında baskı uyguluyorlar”

   Son zamanlarda öğretmenlerin daha çok siyasi alana kayma durumunda olduğunu anlatan İnik, şöyle devam etti:

  “Siyaseti, devleti idare edebilme ve istedikleri her şeyi yapabilmek için eylem adı altında baskı uyguluyorlar. Bu doğru değil. Okullarla eğitimle alakalı hak arıyorlarsa, vatandaş olarak destek verebilirim, fakat bunun başka noktalara taşınmasına destek vermem. Şu an başka bir boyut aldı ve vatandaş olarak ben bundan rahatsızım.

    Her kurumun kendi işini yapması lazım. Zaten bir yılda çocuklarımız kaç gün eğitim görüyor? Belli günleri eylemlerle geçiyor. ”

“Ben isterim, ben yaparım’ anlayışıyla öğretmenlik olmaz”               

   İnik, bunun bir hak olduğunu düşünmediği için bu eylemi desteklemediğini ve bir an önce grevlerin son bulması gerektiğini belirterek, çocuklara yönelik eğitim stratejilerin geliştirilmesi ve eylem yapılacaksa bu yönde yapılması gerektiğini açıkladı.

   Türkiye’de yaşanan depremden sonra ülkemizdeki okulların durumunun gündeme geldiğini söyleyen İnik, “Okulların durumu gündeme getirilsin, tadil edilsin, modern okullar olsun, bunda hemfikiriz ama kendi istekleri olacak diye ‘ben isterim, ben yaparım’ anlayışıyla öğretmenlik olmaz” vurgusu yaptı.

Yusufoğulları: Olmaz öyle şey, buna karşıyız

   Nihat Yusufoğulları, okullarda grev yapılması ve öğretmenlerin ‘gerekirse karne verilmeyecek, gerekirse sınavlar yapılmayacak’ söylemleri ile ilgili “Öğretmenler grev yapacak ve çocuklara karne verilmeyecekmiş, olmaz öyle şey, buna karşıyız” dedi.

   Yusufoğulları, kendi torunları da olduğunu belirterek, “Burada değiller ama buradaki çocukların eğitimi açısından böyle bir şey doğru değil. Haksızlar, çünkü her şeyden önce çocuklar gelir, öğretmenler anlayışlı olmalılar” ifadesini kullandı.

Dayı: Yapılan yanlıştır

   Nilgün Dayı, okullarda yapılan grevlerin yanlış olduğunu ifade ederek, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda doğru karar aldığını söyledi.

   Dayı, özel okulların fiyatlarının çok yükseldiğini, bu nedenle ailelerin çocuklarını devlet okuluna göndermek istediğini belirterek, ailelerin çocuklarını özel okula göndermek için imkânları olmadığını söyledi.

   Öğretmenlerin bu eylemleri gerçekleştirmelerini haklı bulmadığını, yapılanın yanlış olduğunu ifade eden Dayı, “Çözüm bu olmamalı, tam gün eğitime geçilmesi daha mantıklı” dedi.

   Dayı, okullarda devam eden grevin kaldırılması gerektiğini, buna bir an önce çözüm bulunmasının önemli olduğunu kaydetti.

Yıldırır: İmtihan öncesinde okullarda yapılan grevler doğru değil

   Bakiye Yıldırır, çocukların imtihanları öncesinde okullarda yapılan grevleri doğru bulmadığının altını çizerek, çocukların eğitimden geri kaldığını belirtti.

   Eylemden öce okullarda düzenlemelerin yapılmasının önemine işaret eden Yıldırır, “Çocuklara yemek yedirmek için yemekhane var mı? Uzaktan gelen çocukların ulaşımları nasıl olacak? Bunlar düşünülmelidir” şeklinde konuştu.

   Yıldırır, torununun okuldan geleceği saatte annesinin yolda beklediğini kaydederek, çocuğun okuldan geldiği saatte etrafın karanlık olduğunu ifade etti.

“Eğitime ara verilmemeli”

   Ailelerin çocuklarını okuldan almanın her gün için mümkün olmayacağını belirten Yıldırır, anne- babası çalışan çocukların düşünülmesi ve öncelikle okulların yapısı ile ilgili değişikliklerin planlanması gerektiğini açıkladı.

   Yıldırır, “okulların kapanmasına 2 hafta kaldı, imtihanlar bitsin de o zaman ister okulun yapısı ile ilgili çalışın, isterseniz eylem yapın” diyerek, çocukların eğitimlerine ara verilmemesi gerektiğini ifade etti.