“SUYUN DEĞERLENDİRİLEBİLMESİNİ SAĞLAMAYI HEDEFLİYORUZ”… Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, yeni göletlerin, yer altı barajlarının ve bentlerin yapılmasının gündemlerinde olduğunu ve ayrıca şu anda da aktif olmayan dere yataklarını aktif hale getirip, doğaya kazandırmak için çalıştıklarını anlattı. Oğuz böylece hem taşkın riskini önleyeceklerini hem de bu suların değerlendirilmesini sağlayacaklarını anlattı.
“KÖPRÜ GÖLETİ DOLARSA, SUYU ÇANAKKALE GÖLETİ’NE YÖNLENDİRECEĞİZ”… Oğuz, Oocak ayı itibariyle Gönyeli Göleti’nin, Haspolat Göleti’nin ve Hamitköy Göleti’nin dolduğunu söyledi. Tüm bunların Kanlıdere ile beraber Köprü Barajı’na ulaştığını kaydeden Oğuz, Köprü Barajı’nın dolması durumunda da oradaki suyu Çanakkale Göleti’ne yönlendirmeyi hedeflediklerini söyledi.
Ceren ÖZBİL
Ülkeyi etkisi altına alan sağanak yağış su taşkınlarına ve baskınlarına neden olurken, devletin bu konuda ne gibi önlemler aldığı, bu suların değerlendirilebilmesi için de gerekli alt yapı ve üst yapı çalışmasını yapıp yapmadığı merak konusu oldu.
Konuyla ilgili KIBRIS Gazetesi’ne konuşan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Oğuz, yeni göletlerin, yer altı barajlarının ve bentlerin yapılmasının gündemlerinde olduğunu ve ayrıca şu anda da aktif olmayan dere yataklarını aktif hale getirip, doğaya kazandırmak için çalıştıklarını anlattı.
“Haspolat, Gönyeli ve Hamitköy Göleti doldu”
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, Ocak itibariyle Gönyeli Göleti’nin, Haspolat Göleti’nin ve Hamitköy Göleti’nin dolduğunu söyledi.
Tüm bunların Kanlıdere ile beraber Köprü Barajı’na ulaştığını kaydeden Oğuz şu şekilde konuştu:
“Kanlıdere Mesarya’nın ortasından geçerek Köprü Göleti’ne gidiyor. Biz onunla ilgili de bazı çalışmalar yaptık. Lakşa Deresi dediğimiz Nergisli-İnönü arasındaki derede de bent inşa ettik. Bunun amacı da suyu yavaşlatmak ve anayolu basmamasını sağlamaktı. O bentten gelen su da maalesef Pirhan bölgesindeki tarım arazilerinden taşarak geliyor. Ama Dörtyol, Korkuteli ağıllar bölgesindeki kanal düzenlemesini yapıp, meyil akışını verdiğimiz için suyun akışında sorun yaşanmasını önledik.”
“Köprü Göleti dolarsa, oradaki
suyu Çanakkale Göleti’ne aktaracağız”
Dursun Oğuz, Köprü Göleti’nde bir gözlem yaptıklarını ve orada da bir yükselme, bir risk olması durumunda oradaki suyu Çanakkale Göleti’ne yönlendirmek için açılım yapmak durumunda kalabileceklerini belirtti.
Mesarya’nın ortasında olan suları bir şekilde kontrol altında tuttuklarını belirten Oğuz, en büyük dezavantajın ise bazı bölgelerde tarımsal faaliyetler olmadığı için o bölgelerde bulunan göletlerdeki suyun kullanılmaması olduğunu anlattı.
Oğuz, bunun ekonomik bir kayıp olduğunu belirtti ve “yaz sezonunda yapılabilecek tarımsal üretimler var, bu su bunun için kullanılabilirdi. Ancak geçmişte 3-4 yıl kurak gelinmesi bu faaliyetlerle uğraşan insanların ve bu faaliyetlerin devre dışı kalmasına sebep oldu” dedi.
Bu nedenle de Kaymakamlıklar vasıtasıyla sulama birliklerini canlandırmaya çalıştıklarını kaydeden Oğuz, bu şekilde de arazilerin ekilip, bu suların kullanmasını hedeflediklerini belirtti.
“Temizlik çalışmaları sürüyor”
Dursun Oğuz özellikle Tatlısu bölgesinde geçmişte yapılan göletler olduğuna dikkati çekti ve şu şekilde konuştu:
“Ne yazık ki bu göletlerin birçoğunun içi dolu… Bir temizlik çalışması yapılıyor. Güzelyurt Lefke tarafında da Güney’den gelen su sonucu taşmalar oldu. Dere yatakları içinde bazı işgaller vardı. Aşırı yağışların gelmesinden dolayı Gemikonağı-Yeşilyurt derivasyonunda bir patlama meydana geldi. Onunla ilgili çalışmalar başladı. 15 gün içinde tamir olmasını bekliyoruz. Güzelyurt Barajı’ndan Lefke bölgesine 28 kilometrelik bir derivasyon projesi var. Derivasyonun da yaklaşık 24-25 kilometresinin temizlenmesi gerekiyor. Birkaç yıldan beri temizlenmemiş, içi dolu… O da bizden hizmet bekliyor. Ayrıca Elye Deresi denilen ve güneyden gelen bir dereden Taşpınar ve Angolem’e su geldi. Basına da çıktı ve bu su, yolu da aldı götürdü. Orada Karayolları Dairesi’nin menfez yapması gerekiyor. Maalesef büzleri yerleştirmişler ve su aşırı gelince de akış yönünü kapatıyor ve oradan taşmaya başlıyor. O nedenle orada biz sadece mandıralara ulaşımla ilgili bir çalışma yaptık. Diğer yerlerle de ilgili akışları kontrol altında tutmak zorunda kaldık. Güney’den gelebilecek olası aşırı bir su karşısında Cengiz Topel Hastanesi’ni su basma tehlikesine karışı da alternatif bir dere yatağı yarattık ki su denize gitsin. Yeşilırmak’ta da Güney’den gelen dere köyün içine zarar verecekti. Onunla ilgili de tedbirler aldık. Gemikonağı ile de ilgili tedbirler aldık. Bir de Cengizköy’de denizin dalgalı olmasından dolayı, dalgalar anayola yakın bir yerde tahribat oluşturmuş ve anayolu tehdit ediyordu. Bunun içinde belediye başkanının taş konusunda bir talebi oldu onu da karşılayacağız. Önceki gün yine o bölgede deniz kenarında olan bir evin dalgalardan zarar gördüğü yönünde bir şikayet aldık, onu da karşılayacağız.”
“Yeni göletler yapılması gündemimizde”
Oğuz, yeni göletler yapılabilir mi konusunda da çalışmalarının olacağını belirtti ve şu şekilde konuştu:
“Özellikle Çamlıköy’deki dere yatağında DSİ tarafından daha önce bir gölet projesi yapıldı, ancak kamulaştırmaya köylü karşı çıktığı için bu proje yapılamamıştı. Köylü “arazi Türk koçanlıdır” diyerek buraya gölet yapılmasını engellemişti. Başka da uygun yer bulunamamıştı. Çünkü fiziki şartlara göre doğanın yapısına göre her yere gölet yapılamaz, belli bir özellik olması gerekir. Öyle sorunlar da var. Biz bununla ilgili çalışma yapıyoruz.”
“Yeni yer altı barajı ve bentler yapmayı hedefliyoruz”
Dursun Oğuz, üç, dört noktada yer altı barajı ve yer üstü su tutma bentleri yapmayı hedeflediklerini ifade etti ve bu konuyu DSİ ile de konuştuklarını belirtti.
Zemin etüdünün yapılmasının ardından bu yıl içinde bir yere yer altı barajı yapmayı planladıklarını kaydeden Oğuz, ama üstten de su tutuma bentlerinde birkaç şey yapmak için Jeoloji ve Su Dairelerinin çalıştığını söyledi. Dursun Oğuz, “amacımız yağmur sularını ne kadar çok tutabilirsek, tutmak. Ancak güneyden gelen suyla birlikte
bu kadar suyu karada tutmak mümkün değil, imkansız. Çünkü çok büyük bir miktarda su geldi” dedi.
“Ciklos’taki çalışma işe yaradı”
Dursun Oğuz, Karayolları Dairesi’nin Ciklos’ta yaptığı yol çalışmasının ardından bir kaynak yaratarak aralık ayı içerisinde bitirdikleri Cikols Değirmendere’deki göletin olası bir su basmasından selden bölgeyi koruduğunu söyledi.
Oğuz, o göletin şu an için ağzına kadar dolduğunu belirtti ve içerisinde de 30 bin metreküp su tutabildiklerini kaydetti.
“Eğer biz bu çalışmayı yapmasaydık, bu su tamamen şehir içine gidecekti” diyen Oğuz, belli bölgelerle ilgili çalışmalarının sürdüğünü söyledi.
“Bazı dere yatakları özelliğini kaybetti”
Mesarya’daki bazı dere yataklarının yıllar içerisinde özelliğini kaybettiğinden söz eden Oğuz, şu anda Kanlıdere’nin bir kolunun Kurudere’den başlayarak yaklaşık 21 kilometrelik bir kolunu yeniden hayata geçirdiklerini söyledi.
Oğuz, 3 kilometrelik bir etapları kaldığını belirtti ve “arazilerin içinde kaybolmuş, dere özelliğini yitirmiş bir dereyi yeniden canlandırıp, doğaya iade edeceğiz. Çünkü Kanlıdere orada ikiye ayrılıyor. Biri İnönü’nün yine aynı bölgeden geçiyor. Bir de 200 metre ilerde doğuya doğru bir dere yatağı vardı. Bu dere yatakları da İngiliz zamanında yapılan dere yataklarıdır. Hep sulama amaçlı yapılmıştı. Bu dere yatağını yeniden canlandırıyoruz. Böylece su daha geniş alana dere anlamında yük olarak yayılacak hem de üreticiler o suyu motorlar vasıtası ile de kullanabilecek.”