banner6

Her birey 18 yaşına kadar çocuktur

banner37

Evrensel Çocuk Hakları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Uzman Klinik Psikolog Zahide Aliusta, uğradığı şiddeti ifade etmesi gerektiğini bilmeyen ya da kendini ifade etmekten çekinen çocukların şiddete maruz kalmaya devam edebileceklerine dikkat çekti:

Her birey 18 yaşına kadar çocuktur
banner150

banner150

banner99

Özel Haber - Cemre CEMALİ

“FARKINDALIK YARATILMALI”… Uzman Klinik Psikolog Zahide Aliusta, çocukların bedensel, zihinsel ya da ruhsal sağlığına zarar verecek herhangi bir durum ile karşı karşıya kalması halinde o durumu nasıl algılayacaklarının her çocukta değişiklik gösterebileceğini belirterek bu bağlamda çocukların çevresindeki herkesin bilinçli olması ve çocuklarda bu farkındalığın yaratılması gerektiğini kaydetti.

   Günümüzde çocuklar televizyonda, internette, akranları arasında ya da aile içerisinde çok kolay yollarla ‘şiddet’ ile karşı karşıya kalabiliyor.

   Farkındalığı gelişmemiş, özel gereksinimi ya da kendini ifade edemeyen çocuklar maruz kaldığı şiddeti dile getiremeyeceği için fark edilmesi de oldukça zaman alabiliyor.

   Çocuğun gelişimini engelleyecek herhangi bir tutum ve davranışa maruz bırakılmaması adına çocukların ebeveynlerinin ve devletin korumasına ihtiyacı olduğu ifade ediliyor.

   Konu ile ilgili KIBRIS’a konuşan Evrensel Çocuk Hakları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Uzman Klinik Psikolog Zahide Aliusta, çocukların herhangi bir sözel, fiziksel ya da psikolojik açıdan şiddete maruz kaldığı durumlarda şiddeti dile getiremediği durumlarda şiddetin anlaşılmasının zaman alacağını söyleyerek okul öncesi, ilkokul ve ergenlik dönemlerinin çocukların yaşantılarında iz bırakan dönemler olduğunu açıkladı.

   Aliusta, böyle durumlarda çocuklarda hırçınlık içe kapanıklık, öfke krizleri, ağlayarak uyanma gibi davranış değişikliğinin gözlemlenebileceğine dikkat çekerek 18 yaşına kadar çocuk olan her bireyin ebeveynleri ve devlet tarafından korunma hakkına sahip olduğunu kaydetti.

“Travmatik bir sonuç yaratır”

   Uzman Klinik Psikolog Zahide Aliusta, çocukların bedensel, zihinsel ya da ruhsal sağlığına zarar verecek herhangi bir durum ile karşı karşıya kalması halinde o durumu nasıl algılayacaklarının çocuktan çocuğa değişiklik gösterebileceğini ifade ederek çocuğun yaşı, ailenin ve öğretmen tutumuna göre de sonucun farklılık gösterebileceğini belirtti.

   Bu gibi tutum ve davranışların çocuğun gelecekteki hayatını kesin olarak olumsuz etkileyeceği gibi travmatik bir sonuç yaratacağının da altını çizen Aliusta, okul öncesi, ilkokul ve ergenlik dönemlerinin çocukların yaşantılarında iz bırakan dönemler olduğunu açıkladı.

   Aliusta, çocukların kendini çok fazla ifade edemediği dönemlerde herhangi bir sözel, fiziksel ya da psikolojik açıdan şiddete maruz kaldığı durumlarda şiddeti dile getiremeyeceği için anlaşılmasının zaman alacağını işaret ederek böyle durumlarda çocuklarda hırçınlık içe kapanıklık, öfke krizleri, ağlayarak uyanma gibi davranış değişikliğinin gözlemlenebileceğine dikkat çekti.

   Kendini ifade etmekten çekinen, özel gereksinimli ya da böyle şeyleri ifade etmesi gerektiğini bilmeyen çocuklarda şiddetin devam edebileceğini vurgulayan Aliusta, bu bağlamda çocukların çevresindeki herkesin bilinçli olması ve çocuklarda bu farkındalığın yaratılması gerektiğini kaydetti.

“Her birey 18 yaşına kadar çocuktur”

   Aliusta, çocuğa şiddeti uygulayan aile ise şiddeti fark etme görevinin öğretmenlere düştüğünü belirterek “Benim oğlum beden dokunulmazlığı ve zorbalık davranışlarını bilen bir çocuk. Öğretmeni teneffüse çıkmama cezası verse bile öğretmenine ‘bu bizim hakkımızdır’ diyebilen bir çocuktur. Çocukların haklarını bilmesi çok önemlidir” şeklinde konuştu.

   Çocuklara şiddet uygulayan kim olursa olsun dava açılabileceğini, fiziksel bir belirtisi varsa da en önemli noktanın darp raporu almak olduğunu belirten Aliusta, her bireyin 18 yaşına kadar çocuk olduğunu ve devlet tarafından korunma hakkına sahip olduğunu kaydetti.

   Aliusta, çocukların ebeveynlerinin ve devletin korumasına ihtiyacı olduğunun altını çizerek birincil olarak ailelerinin çocuklarını koruması gerektiğini, bununla birlikte yasalara göre çocukların devlet koruması altında olduğunu hatırlattı.

   Eğitim fakültelerinde uzmanlaşma/branşlaşma anlamında eğitim verilirken pedagojik açıdan eksikliklerin söz konusu olabildiğine dikkat çeken Aliusta, şöyle devam etti:

   “Eğitim içeriğinde önemli bilgiler vardır ama nasıl davranılması gerektiği ile ilgili yeterince bilgi yok, olması bir şeyi değiştirir miydi bilmiyorum asıl önemli olan hizmet içi eğitimlerin daha etkin güncel olmasıdır. Öğretmenlerin okullara yaşadığı sıkıntılarla ilgili başvurarak bilgi alabilecekleri bir merci olmalı. Okulları gezip gördüğüm için pedagojik olarak yaklaşım şekilleri, eksikliklerin olduğunu söyleyebilirim. Nasıl davranacağını bilmeyen çok fazla öğretmen var.”

   Aliusta, ruhsal gelişim açısından hiçbir çocuğun cezayi ehliyeti olmadığına da değinerek ‘Suçlu çocuk’ kavramı olmadığını, korunmadığı ve ihtiyaçları yerine getirilmediği için ‘suça itilen çocuk’ olduğunu belirtti.

   Genel anlamda bazı kuralların çocuklar için önemli olduğunu fakat fiziksel olarak hiçbir ceza uygulanmaması gerektiğini ifade eden Aliusta, eğitim sistemimizin en temelinde çocukların enerjilerini atabilecekleri yeterli sosyal faaliyetler olmadığını vurguladı.

Güncelleme Tarihi: 25 Aralık 2022, 18:09
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner111

banner34

banner75

banner88

banner104