KSP Merkez Komitesi tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’nin uluslar arası temayüle uymayarak kış saatine geçmemesi ve bu kararı Kıbrıs’a dayatması sonucunun, kuzey Kıbrıs’ın kendi kararlarını alamamasının bir sonucu olduğu belirtilerek, sorunların temelinde 1974 yılından beri ülkede NATO planlarıyla Türkiye, Yunanistan, İngiltere ve bunların yerli işbirlikçilerinin yarattığı statükonun ve bunun sonucunda adanın kuzeyinde oluşturulan sömürge yapının olduğunu ifade edildi.
KSP, Değirmenlik - Girne dağ yolunda meydana gelen kazada bu gerçekle bir kez daha yüzleşildiğine de işaret ederek, kazaya yol açan birçok neden arasında yaz saati uygulamasının devam etmesinin yanında iradesiz KKTC hükümetlerinin kendi yaptıkları yasaların uygulanmasını sağlamaktan aciz oluşları ve denetim yapamamaları olduğu belirtildi.
“08:00 ısrarı yanlış bir karar oldu”
KSP Merkez Komitesi açıklamasında şunlar kaydedildi:
“Bu iradesizlik Kuzey Kıbrıs’ı idare ettiğini iddia edenlerin yaptıkları birçok yasanın sadece kâğıt üstünde kalmasında da görülebilir. İmar yasalarına uyulmaması, sahillerin kamuya ait olduğuna ilişkin anayasa hükümlerine uyulmaması gibi… Talihsiz kaza karşısında liseli gençliğin protestoları, “Katil Devlet” vurgusuyla özünde iradesiz sömürge yapıya karşı haklı bir tepkiyi dillendirmekteydi.
Gençlere sahip çıkma adına eylemlere katılan Sendikal Platform’un ‘sivil itaatsizlik’ kararı ne kadar doğru ise, sivil itaatsizlik olarak, hükümetin saat 08.30’da işbaşı yapma kararına karşı, saat 08.00’da ısrarı o denli yanlış bir karar oldu.
“Kaostan çıkış yolu olarak teslimiyete başvuruldu”
Bunun yerine, sivil itaatsizlik; “ya kış saatine dönülecek, ya da saat 09.00’da işbaşı yaparız” kararlılığıyla yapılmalıydı!
Sendikal Platform’a ait sendikalar alınan yanlış karara bile sahip çıkamadılar ve bunu hayata geçiremeyip iş yaşamında ciddi bir kaos yarattılar. Şimdi de yarattıkları kaostan çıkış yolu olarak teslimiyete başvurdular.”
Hükümetle Sendikal Platform’a üye sendikaların yaptığı ve adına “toplumsal uzlaşma” dedikleri anlaşmanın teslimiyetten başka bir şey olmadığı da belirtilen açıklamada “toplumsal uzlaşma”nın iş hayatındaki kaosa son vermediği ifade edildi.
KSP Merkez Komitesi tarafından yapılan açıklamada, özel sektör halen sabah sekizzde, hatta bazı iş kollarında saat yedide, yani gece karanlığında işbaşı yapıldığı da ifade edilerek, varılan uzlaşmanın hükümet tarafından teklif edilen ‘saat 08.30’da işbaşı’ önerisinin bile gerisinde olduğu, Ankara’nın dayatma uygulamasına daha yakın bir işbaşı kararı olduğu belirtildi.
“Sivil itaatsizlikle saat 9’da işbaşı yapılmalı”
Varılan uzlaşı ve Ankara yönetimi tarafından dayatılan yaz saatleri uygulamasının kabul edilemez olduğu da belirtilen açıklamada, kış saatine dönülmesi talebinde ısrar edilmesi gerektiği ve bu talep yerine getirilene kadar sivil itaatsizlik uygulayarak saat 9’da işbaşı yapılması gerektiği kaydedildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu amaçla tüm sendikalar ve demokratik kitle örgütlerinin birlikte hareket edebilmesi için çaba sarf edilmeli ve olabildiğince toplumsal bir katılımla sivil itaatsizlik yöntemiyle halkımıza ve ülkemize dayatılan bu haksız uygulamaya karşı mücadele edilmelidir.
Sendika yönetimleri ülkeyi yönetenlerden her gün demokrasiye saygılı olmalarını talep ederken kendi sendikaları içinde demokratik davranmamaktadırlar.
Sendikal eylemlerle ilgili kararları sendika yöneticileri değil, sendikaların üyeleri almalı, yönetim kararları icra etmekten sorumlu olmalıdır. Bu yöntem eylem yapma kararlarında olduğu gibi eylemleri sonlandırma kararlarında da uygulanmalıdır.
Ne yazık ki neredeyse tümü kamuda örgütlü öğretmen ve memur sendikaları kitlelerinin talep ve isteklerine kulak asmamakta ve sendika yöneticilerinin kararlarıyla yönetilmektedirler. Bu durum kitlelerin sendikalarına sahip çıkmamasına, sendika yönetimlerinin eylem kararlarına uymamasına yol açmaktadır.”
“Sendikalarımızı güçlendirmeliyiz”
Açıklamada, uluslararası sermayenin kapitalist-emperyalist politikalarla hedeflerinden birinin de çalışanları sendikasızlaştırmak olduğu belirtilirken, üye kitlelerinin, özellikle karar süreçlerinde etkin katılımını sağlamayan sendika yönetimlerinin de ister istemez, kapitalist-emperyalist politikalara hizmet eder duruma düşmekte olduğunu ve sendikaların zayıflatılmasına zemin hazırladığı belirtildi.
“Mücadele edilmelidir”
KSP Merkez Komitesi tarafından yapılan açıklamaya şu şekilde son verildi:
“Sendikaların hataları karşısında sendikaların ve sendikacılığın bitirilmesini, etkisizleştirilmesini talep edenlerin ekmeğine yağ sürmek yerine, sendikalarımızı demokratikleştirmek suretiyle, katılımı sağlayarak ve üyeleri daha etkin hale getirerek güçlendirmeliyiz.
Sendikalar derhal kendi içlerinde doğrudan demokrasi uygulamaya başlamalı, ülkemizde demokrasi mücadelesinde öne çıkmalıdırlar. Hem kendi içlerinde doğrudan demokratik yöntemlerin hayata geçirilmesini sağlamalı, üyelerinin taleplerini dikkate alarak kararlar üretmeli, hem de “bu memleket bizim, biz yöneteceğiz” anlayışıyla ülkemizdeki sömürge yapıya karşı “egemen, bağımsız, birleşik ve demokratik bir Kıbrıs’ın yaratılabilmesi için mücadele etmelidirler!”
Güncelleme Tarihi: 21 Aralık 2016, 11:28