Özel Haber
İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, KIBRIS TV’de yayınlanan Haluk Yerli’nin hazırlayıp, sunduğu ‘Sabah Sabah’ programına konuk olarak soruları yanıtladı.
İçişleri Bakanlığı olarak belediyelerin özerk yapılarının farkında olduklarını vurgulayan Bakan Öztürkler, “Danışma noktasında değil, belediyelerin özerk yapıları var ve biz denetleme noktasında olacağız. 51’e 95 sayılı belediyeler yasası da aslında bize denetim noktasında yetki veriyor. Bu alınan artış miktarları belediye başkanlarının ve meclis üyelerinin yapmış oldukları toplantılar sonucunda ortaya çıkacak” dedi.
“1995 yılından bugüne kadar bu yasaya hiç dokunulmamış”
Hükümet olarak 51’e 95 sayılı yasayı tüm paydaşlarla birlikte hayata geçirdiklerini aktaran Bakan Öztürkler, “En son 1995 yılında 51’e 95 sayılı belediyeler yasası yürürlüğe girmiş ve bugüne kadar da bu yasaya hiç dokunulmamıştı. İki noktaya dokunduk biz. İlk olarak belediyelerin birleştirilme yasasına dokunduk ve 28 belediyenin 18 belediyeye düşüşü ile ilgili birleştirme kararları ürettik. İkincisi de belediyelerin ana yasası olarak bilenen ve 1995 yılından beri hiç güncellenmeyen ve içerisine miktarlarının somut bir şekilde konulduğu, çağın çok gerisinde kalan ve belediyelerinde birçoğunun artık iflas etme noktasına geldiği veya rutin işlemlerini yaptığı ve bölgelerinde hiçbir hizmet ortaya koymadığı noktalarında kalıyorlardı. Bundan dolayı 51’e 95’i hükümet olarak tüm paydaşlarla birlikte hayata geçirdik” şeklinde konuştu.
“Asgari ücretin binde üç miktarı toplumu sarsmayacak”
Yapılacak artışın uzun bir süredir ortaya konmadığını aktaran Bakan Öztrükler, “Alacakları noktasında ve güncellenmeyen miktarları bir anda çok yukarıya çekersek bu da farklı sıkıntılara neden olabiliyor. Su ile ilgili bir miktar artışına gidileceğinde asgari ücretin aylık binde üçü en üst limittir. Bu noktada bir artışa gidilebilir ama bu artış bir çeyrek asırdır ortaya konulmamış. Bu dengeye girdikten sonra asgari ücretin aylık üst limiti binde üç miktarı zaten toplumu sarsmayacak ve sıkıntıya sokmayacak bir artış noktasında duracaktır. 1995 yılından bugüne kadar bunların tam anlamıyla güncellenmemiş şekilde hepsini aynı anda ortaya koymaya çalışırsak bu sefer sıkıntılar olabilir. Bu yetkiyi biz belediyelere bıraktık, bu noktada bir belediyemiz ben hiç arttırmayacağım diyebilir. Bir belediye bu sefer en üst limiti kullanmaya çalışabilir” sözlerini kaydetti.
“Belediyelerin alacakları kararlar kendilerini birebir bağlayacak”
Belediyelerin çalışma alanlarının özerk olduğuna vurgu yapan Bakan Öztürkler, “Özellikle halkın seçtiği belediye meclis üyelerine sorumluluklar ortaya koyduk ama belediyelerin ciddi sorumlulukları var ve alacakları kararlar kendilerini bundan sonraki süreçlerde birebir bağlayacak. Hem halka hizmet noktasında hem de atacakları adımlar noktasında belediye başkanlarının ve meclis üyelerinin sorgulanacağı bir noktadadırlar” ifadelerine yer verdi.
“Sürecin esas sorumlusu belediyeler olacak”
Yeni yasa ile hesap verilebilirlik noktasında belediyelere daha fazla yetki ve özerklik verildiğine dikkat çeken Bakan Öztürkler, “Denetim noktasında olacak ama buradaki alt ve üst sınırlara göre hareket etme, yönetme sürecinin esas sorumlusu belediyeler olacaktır. Belediye başkanları ve doğal olarak belediye meclis üyeleri olacaktır. Bu almış oldukları kararlarla olumlu ya da olumsuz tartışma süreçleri daha fazla ortaya çıkacaktır. Hesap verilebilirlik noktasında yeni yasa kendilerine daha fazla yetki ve özerlik veriyor. Artık merkezi hükümet şunu yaptı, bunu yaptı noktalarından daha sıyrılarak kendi performansları ve alacakları kararların tartışılacağı bir döneme giriyoruz” dedi.
“Performansların değerlendirileceği bir süreç olacak”
Bakanlık olarak denetleme hususunda yasal çerçeveyi izah eden Bakan Öztürkler, “Biz binde üçlük kısmı ve harçlarla ilgili yasanın bize verdiği 133 ve 134 maddedeki maliyet artışı ve İstatistik Kurumunun vermiş olduğu verilere göre yapılan vergi ve harçlardaki tüzükler noktasındaki yetkileri denetleyebiliriz. Bu bağlamda süreç içerisinde hem bu tartışmaların ortaya çıkacağı hem de bu performansların değerlendirileceği bir süreç olacak” şeklinde konuştu.
“6 Şubat’tan sonra birçok şey tartışılmaya başlandı”
Türkiye’de yaşanan deprem felaketi sonrasında birçok şeyin tartışılmaya başlandığını ifade eden Bakan Öztürkler şunları kaydetti: “6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinden sonra birçok şey daha ciddi bir şekilde tartışılmaya başlandı. 6 Şubat’tan sonra hükümetimiz hızlı bir şekilde hareket ederek, Şampiyon Meleklerimizin olduğu bölgeye kurtarma çalışmalarına veya çeşitli yerlerdeki kurtarma çalışmalarına katıldı. Burada Sivil Savunma Teşkilatı’nın teçhizat açısından eksiklikleri ortaya çıktı. Bunun dışında okullarımızın eski olması ve depreme dayanıklılığı gündeme geldi”
Doğal afetlerin zamansız ve ani bir şekilde gelebileceğini aktaran Öztürkler sözlerine şöyle devam etti:
“Deprem olduğu için herkes bu yasayı deprem olarak nitelendiriyor ama yaz aylarında bu ülke çok ciddi orman yangınları ile karşılaşmış, ani yağışlarla birlikte çok kurak bir mevsim yaşıyoruz ama bir gün çok ani bir şekilde gelen yağışlarla birlikte baskınlar ortaya çıkıyor. Onun için doğal afetlerin hepsine hazırlıklı olmamız gerekir”
CTP döneminde maaş kesintileri olduğunu anımsatan Bakan Öztürkler şunları söyledi:
“CTP’nin iktidar olduğu bir dönemde ülkemizde çok ciddi bir orman yangını gerçekleşmişti 1995 yılında. CTP’nin döneminde gerçekleşen bu doğal afetlerle ilgili maaş kesintisine gidilmişti ormanların tekrar canlandırılması ve yeşillendirilebilmesi adına”
Elde edilecek kesintilerin sağlık ve okullar kalemleri için kullanılacağını kaydeden Öztürkler şunları kaydetti:
Güncelleme Tarihi: 23 Mart 2023, 12:51“Yasanın içerisinde bulunan iki unsur çok önemli. Bir tanesi maaş kesintileri. Maaş kesintileri şu anda gönüllülük esasına bağlı bir noktadadır. Tam hangi noktadan nasıl kesileceği ile ilgili durum bugün ve yarın netleşecektir çünkü bazı görüşmelerde yapılacak. Buradan elde edilecek kesintiler iki temel noktaya kullanılacak. Bunlardan bir tanesi okullarımıza, bir tanesi sağlık alanına”