Ezgi ÇELİK

   Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği (KTEB) Başkanı Umut Öksüz, Kıbrıs TV canlı yayınına telefon aracılığıyla bağlanarak reçete skandalı konusunda değerlendirmede bulundu.

   Skandalın mali boyutu konusunda bir bilgi sahibi olmadıklarını kaydeden Öksüz, 20 eczanenin adının bu skandala karıştığına dikkat çekerek “Biz de bu 20 eczane kimdir diye sorguluyoruz. Hiçbirinin adını resmi olarak dedikodular dışında tarafımıza bildirmedi. Şu an tahkikat başladığından dolayı tahkikat sürecine  bir etki olmaması için tarafımıza iletilmesinin doğru değildir, konu polistedir” dedi.

   Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği’nin adı geçen 20 tane eczaneyle ilgili herhangi bir resmi, somut, kesin hiçbir bilgisi olmadığının altını çizen Öksüz, şöyle devam etti:

   “Bahsedilen rakamlar bir günde olmadı. Belli ki yıllar içerisinde oldu. KTEB faturalar ve ödemeler konusunda Sosyal Sigortalar Dairesi ile düzgün çalışan tek devlet kurumudur. Ancak iki gün önce basına yansıyan bu olayın uyarılarını biz yıllar önce yaptık. KTEB, 64 yıl sonra 2 Eylül 2023 tarihinde gerçek anlamda birlik olmuştur. Biz 2 Eylül itibariyle kendi üyelerimizi denetleme yetkimizi elimize aldık.”

“Bize denetim hakkı 2 Eylül 2023’te verildi”

   Daha önceki süreçte denetleme yetkisinin sadece İlaç Eczacılık Dairesi’nde olduğuna değinen Başkan Öksüz, daireye yeterli istihdam yapılmaması nedeniyle bu olayın yaşandığını savundu “Dairedeki 10 kişilik işi bir meslektaşımızın yapmak zorunda olmasından dolayı yani yetersiz eczacı istihdamından dolayı denetimlerin olmadığını söyledik” diyen Öksüz, Eczacılar Birliği’nin 2 Eylül 2023 tarihi itibariyle denetleme yetkisine sahip olduğunu vurguladı.

   Öksüz, “Geçmişte bizim bu konulara tam olarak müdahale edememe sebebimiz budur çünkü yetkimiz yoktu. Geçmiş yıllardan bugüne iddia edilen bir yolsuzluk var şu anda. Sahte hastalar, sahte reçetelerden bahsediliyor.  Hekimlerin belli eczanelere aynı gün 700-800 reçete yazdığını söylüyorlar. Bunlar ciddi rakamlar. Fakat sistemde de ciddi bir açık var. İstediği kadar sistem açık olsun, ister hekim ister eczacı kimse bu açığı suiistimale çevirme hakkına sahip değildir” diye konuştu.

“İlaç takip sistemi olsaydı…”

   Süreç boyunca Eczacılar Birliği’nin bakanlığın yanında olduğuna değinen Öksüz, ilaç takip sisteminin önemine vurgu yaparak şöyle konuştu:

  “Elma ve armudu hiç kimse karıştıramaz. Esas soru neden bugüne kadar bir şey yapılmadı? Bu sorunun cevabı yetkili merciler olması gerekir.  Yıl oldu 2023 hala bu ülkede ilaç takip sistemi geçmedi. İlaç takip sistemi geçseydi ne olacaktı bu sistemde? İlaç takip sistemi bir ilacın üzerinde bulunan karekod ile ilacın takibini sağlar. Karekod  bir ilacın kimlik kartıdır. O kimlik kartı sayesinde ilaç takip sistemine ilaçlar kaydedilir ve ilaçların tüm takibi yapılır. İlaç takip sistemi; İlacın ülkeye girişinden ve hastanın eline ulaşıncaya kadar devletin takip edeceği sistemdir. 2020’den 2023’e kadar kamuoyunda tam 22 defa gündeme getirdik. Basında 18 defa, bakanların bulunduğu organizasyonlarda 4 defa.  Kanser hastası ilacını bulamadığı zaman da gündeme getirdik, MS hastası ilacını bulamadığında da getirdik. Vatandaşın vergileri ile tarihi geçmiş tonlarca ilaç çöpe gittiğinde de dile getirdik. Yeşil reçeteli ilaçların kontrolünde de dile getirdik.”

“Kamu hekimleri de sigorta reçetesi yazabilmeli”

   Yıllar önce ilaç takip sistemi ile ilgili Türkiye’de ihaleye çıkıldığını anımsatan Umut Öksüz, “Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı himayelerinde bulunan bir tane firma bunun ihalesini aldı ve yıllardır çalışıyordu. Sonuç yok.  İlaç Eczacılık Dairesi için mecliste bütçe belirlenirken ellerinde doğru veriler olmadığından ilaç ihalelerine aktarılan paralar düşük olduğunda da dile getirdik. İlaç takip sistemi hayati bir şeydir” dedi.

   Kamu hekimlerine bir an önce sosyal sigorta reçetesi yazma yetkisinin önünün açılması gerektiğini söyleyen Öksüz, ilaç fiyatlarının yüzde 150’ye yakın oranda arttığını ancak  birliğin ya da KKTC’nin hiçbir makamının ilaç fiyatlarını belirlemediğini anlatı. Fiyatların Türkiye’deki ilaç fiyatlarına endeksli olduğunu söyleyen Başkan Öksüz, “O da Ticaret Dairemizin emirnamesi içerisinde gerçekleşen bir olaydır. Sosyal sigorta reçetesine talep son bir buçuk senedir enflasyon, hayat pahalılığı ve ilaçların fiyatlarının yükselmesi ile arttı. Sigortalı hastanın ilacı uyguna almak hakkıdır” ifadelerine yer verdi.

Karpaz’da sigorta reçetesi yazan bir hekimin olmadığını anlatan Öksüz, Karpaz’daki ilacını alabilmesi için hastanın ayda iki defa Mağusa’ya, İskele’ye göndermek zorunda kaldığını bunun yanında kronik hastaların ilacına uzun süreli reçetelerle ulaşımının kolaylaştırılması gerektiğini ifade etti.