Özel Haber
CTP Milletvekili Salahi Şahiner Kıbrıs TV ekranlarında Haluk Yerli’nin hazırlayıp sunduğu ‘Sabah Sabah programında soruları yanıtladı. CTP’li Şahiner, ülkemize eğitim için gelen öğrencilerin de ülkede yaşanan elektrik kesintilerinden dert yandığını ve bu durumun yükseköğretime ciddi zararlar vereceğini belirterek, “Elektrik kesintilerini artık öğrenciler dillendirmeye başladı. Yurt dışından gelen öğrencileri kaybetmek nasıl bir ekonomik çöküntü yaratacak esnafta?” dedi.
“400 – 450 MİLYON LİTRE YAKIT KULLANIYORUZ”
Elektrik altyapısında eksikliklere dikkat çeken Şahiner, “Avrupa Bilirliği yeşil mutabakatıyla bir hamle yaptı. Yüzde yüz yenilenebilir temiz enerji dedi. Bunla ilgili bütün AB devletleri yüz milyonlarca belki de, milyarlarca dolarlık yatırımla birlikte bunu planlıyor. Önümüzdeki dönemde bir başka risk var. Önümüzdeki dönemde bir başka risk elektrikli araçlar. İçten yanmalı araçlar artık üretilmeyecek ve araçlarımızda benzin yerine artık elektrik kullanılacak. 400 – 450 milyon litre akaryakıt kullanıyoruz biz bu ülkede. Artık bunları kullanmayacağız ve bunları da elektriğe dönüştüreceğiz. Bunların planlanması gerekiyor ama burada hiçbir şey yok” dedi.
“YÜKSEKÖĞRETİMDE SINIFTA KALDIK”
Yükseköğretim de niceliğin değil, niteliğin aranması gerektiğini savunan Şahiner, “Nicelik mi? Nitelik mi? Kesinlikle nitelik olması gerekiyor. Türkiye’de bir ODTÜ’ye bakın, ODTÜ’nün açmış olduğu kontenjanı doldurmama gibi bir ihtimal var mı? Bir bölüme 200 kontenjan açıyor, 200 kontenjan için o bölüme 300 bin kişi başvuruyor. Bizde ise durum tam tersi biz kontenjan açıyoruz, 200 tane dolmuyor 120 tane doluyor, kalan 80 taneyi de zorlama topluyoruz. Oysa nitelik arttırılsa, çıkan öğrenci kalitesini ortalama seviyenin üzerine çıkartırsak. O gelen 100 bin öğrenci kalıcı olur, devamlı olur. Güney Kıbrıs Rum kesiminde bizim 3’de birimiz, 4’de birimiz kadar bir öğrenci sayısı var ama bu 30-40 bin öğrenci kalıcıdır. Çünkü eğitim seviyesini bir seviye kadar getirdiler ve akreditasyon almayan bölümleri neredeyse yok. Biz burada yükseköğretimde sınıfta kaldık ve bu beni korkutuyor. Ülkenin sorunları için bir fiil çalışabilecek alanlar, teknoloji araştırma merkezlerinin kurulması gerekiyor ama bunlar için tek bir adım atılmadı” şeklinde konuştu.
“ELEKTRİK KESİNTİSİNDEN DOLAYI ÖĞRENCİ KAYBEDECEĞİMİZ BİR POZİSYONDAYIZ”
Yaşanan elektrik kesintilerinin yükseköğretim için de bir sonucu olduğunu dile getiren Şahiner, “100 bin öğrenci bizde ki bu nitelik seviyesiyle kalıcı değildir. Elektrik kesintisinden dolayı öğrenci kaybedebileceğimiz bir pozisyondadır ülkemiz. Oysa ODTÜ’de bir yıl boyunca elektrik olmasa bile o okulu bırakmazdım çünkü oradaki eğitimin bana vereceklerine muhtaçtım. Başka yerde bulamazdım o kaliteyi. Bu nedenle artık hedef 100 bini 200 bine çıkarmak olmamalı, hedef buradaki 100 bin öğrenciye nitelik yönünden dünya standartları ortalaması üzerinde bir eğitim kalitesine ulaştırmak olmalı” ifadelerine yer verdi.
“OFF-LİNCENCE GİBİ HER KÖŞE BAŞINDA ECZANE”
Kıbrıslı Türk gençlerin bilinçsiz bir şekilde üniversite bölüm tercihi yaptığına dikkat çeken Şahier, “Eczacılık ve Hukuk bölümlerindeki artan sayıları görüyoruz. Kıbrıslı Türk öğrenciler gidiyor eczacılık ya da hukuk bölümlerimden mezun oluyor, bir bakıyoruz Off-Lincence gibi her köşe başında açılan bir eczane ya da hukuk bürosu. Napacak bu çocuklar? Bir fırsat buluyorlar ve akmasa da damlar diyerek bir eczane açıyorlar ama bu durumda eczacı başına düşen gelir bir asgari ücretten daha düşük noktalara düşebiliyor” dedi.
“HP OLUŞTUYSA BU EKONOMİ YÖNETİMİYLE İLGİLİDİR”
Hayat pahalılığı oluşmasının ekonomi yönetimiyle alakası olduğunu belirten Şahiner, “Bir hayat pahalılığı oluştuysa bu ekonomi yönetimiyle ilgilidir. Neden hayat pahalılığı ödeneğini biz kamu personeline yansıtmak zorundayız. Maaşlara en azından asgari seviyede, enflasyon oranının üzerinde bir artış yapılması söz konusu olabilir. Yapılan hayat pahalılığı artışı sadece ve sadece yaşanan hayat pahalılığı karşısında kamu çalışanlarını ezdirmemek adınadır. Keşke bunu asgari ücretliye de yapabilsek, özel sektöre de yapabilsek. Fakat ülkenin ekonomisi o pozisyonda değil. 6 ayda bir bu hayat pahalılığı veriliyor ama sendikaların ve kamu çalışanlarının beklentisi bu 6 ayın çok uzun olduğu yönündeydi. Özellikle bu kriz dönemlerinde yüzde 40 aldıysam, yüzde 40 maaşımı almadan cebimden çıktı. Sen devlet olarak harçlarını yükselttin, hayat pahalılığına yaptığın artışla her türlü vergiyi arttırarak sen bunu aslında benim cebimden aldın. O yüzden 6 ayda bir değil, ayda bir veya 2 ayda bir uygulanması gündeme geliyordu” şeklinde konuştu.
“REKTÖRLÜK BUNA YANAŞMIYOR”
LAÜ’de yaşanan grev konusu hakkında da konuşan Şahiner, “LAÜ’de mevcut düzende yılda 1 kere artış vardı. LAÜ’de 12 yıllık çalışan bir idari kadro personeli 1 Ocak 2023 itibariyle aldığı maaş 11 bin TL ve bu eline geçen net maaş. Gelecek olan artışla birlikte 20 bin TL olacak ama bir yıl boyunca bu insanlar 11 bin TL’ye veya asgari ücretten aşağıya çalıştılar. LAÜ çalışanları ve rektörlük arasında gündeme gelen konuda bu bir yıllık hayat pahalılığının maaşlara yansıtılması konusu 6 ayda bir olacak şekilde gündeme gelmişti. Bu konu sendikaya konuşacağız denmişti ama şimdiki mütevelli heyeti buna yanaşmıyor” ifadelerine yer verdi.