Emine DAVUT YİTMEN
Kıbrıs sorununa çözüm bulma amacıyla sürdürülen müzakerelerin ikinci turu Mont Pelerin’de yeniden başlıyor. İki tam gün sürecek görüşmelerde toprak kriterlerinde uzlaşı sağlanması durumunda her iki tarafın kendi haritasını hazırlayarak, aynı anda beşli konferansın tarihini de BM huzurunda tespit etmesi bekleniyor. Bu iki gün süreç açısından en belirleyici ve kritik günler olarak kabul ediliyor.
İki tam günde çetin pazarlıkların yaşanması ve sonunda bir de basın açıklaması yapılması öngörülüyor. Taraflar toprak kriterlerinde ilk tur görüşmelerde toprak dahil tüm başlıkları, birbiriyle bağlantılı görüşmüştü.
Bugün başlayacak olan görüşmede ilk olarak Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis basına görüntü verecek. Basın etkinliğinin ardından görüşmelere kaldığı yerden devam edilecek.
Müzakerelere Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasidis’ten gelen talep üzerine ara verilmişti. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Anastasiadis’in bu talebini kabul etmişti. Anastasaidis’in, Türk tarafının açılımlarını Güney Kıbrıs’taki siyasi partiler ve Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras’la değerlendirme yapmak için istediği açıklanmıştı.
Akıncı endişeli
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ikinci tur görüşmelere katılmak üzere adadan ayrılmadan önce yaptığı açıklamada, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis'in bu arayı nasıl kullandığını, geleneksel çizgisini güncellemesi bakımından yeterli olup olmadığını bugün öğreneceklerini söylemişti. Akıncı, bu bir haftalık arada Rum tarafı ve Yunanistan'dan gelen haberlerden endişeler taşıdığını da aktarmıştı.
Anastasiadis, Çarşamba günü görüştüğü Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın, ülkesinin çoklu konferansa katılmayı kabul etmesi için konferansın başarıyla sonuçlanacağının garanti altına alınması gerektiği mesajını ilettiğini belirtmişti. Anastasiadis’in, Yunanistan’daki siyasi parti başkan ve yetkilileriyle görüştü ve bu temaslardan memnun ayrılmıştı
Anastasiadis, Güney’de Başpiskopos Hrisostomos başta olmak üzere parti başkanlarını bilgilendirdi. Başpiskopos bilgilendirme sonuncuda müzakerelerle ilgili olarak “daha iyimser” oluğunu açıklamıştı.
Toprak kriterleri üzerinden çetin pazarlık
Taraflar toprak kriterleriyle ilgili pozisyonlarının yer aldığı bir zemin üzerinden yoğun görüşmelerde bulundu.
Tarafların, planlanan son aşamaya geçmek için kriterler üzerindeki mutabakat arayışı, bu sürede zarfında bir sonuca bağlanamadı. Toprak kriterleri, harita ve yerleşim adı olmaksızın sadece müzakere edildi.
Toprak kriterlerinde, mümkün olduğunca az sayıda kişinin yer değiştirmesi, kurucu devletlerin toprak oranı, kıyı şeritleri gibi noktalar yer alıyor.
Rum tarafı için en önemli kriter olarak, Kıbrıs Rum Yönetimi altında dönecek olan Kıbrıslı Rum sayısı öne çıkıyor. Rum tarafı, bu sayının 100 bin olduğu yönünde bir pozisyona sahip. Kriterler görüşülürken, bu rakam üzerinden pazarlıklar yürütüldü.
Diğer önemli noktada da kurucu devletlerin oranı. Kıbrıs Türk tarafının bugüne kadarki pozisyonunun yüzde 29 + olduğu biliniyor. Rum tarafı ise bu rakamın yüzde 25 + olmasını istiyor.
Dört başlıkta ilerlemeler sağlandı ancak detay yok
İsviçre’de ilk tur görüşmelerde Yönetim ve Güç Paylaşımı, Mülkiyet, Avrupa Birliği ile İlişkiler ve Ekonomi başlıklarında her iki taraf da ilerleme kaydedildiğini açıkladı. Türk tarafı bu ilerlemeleri “hatırı sayılır ilerleme” olarak kabul ettiğini duyurdu. Ancak sağlanan ilerlemeler konusunda detay verilmedi.
Mülkiyet başlığında Kıbrıs'taki müzakerelerde sağlanan uzlaşılar üzerinden kısmi ilerlemeler kaydedildi. Mülkiyet başlığı tam olarak kapanmasa da elde edilen yakınlaşmalar, biraz daha ileri götürüldü. Yönetim ve Güç Paylaşımı altındaki açıkta kalan noktaların görüşülmesine ve ek ilerleme kaydedilmesine rağmen, bu konuda başlığın kapatılamadığı, halen bazı ayrılıkların devam ettiği kaydedildi.
Dönüşümlü Başkanlık “olmazsa olmaz”
Liderlerin dört başlıkta uzlaşamadığı konulardan birisi Dönüşümlü Başkanlık. Rum tarafı dönüşümlü başkanlığı kabul etmezken, bu konu Türk tarafının olmazsa olmazları arasında bulunuyor.
Kıbrıs Türk tarafı eşitlik talebinde, dönüşümlü başkanlık ve kararlara etkin katılımın önemine vurgu yapıyor.
Güvenlik ve garantilerde kritik yaklaşımlar
Beşli konferans tarihinin saptanması halinde bu kez de yöntem konusu gündeme gelecek. Kıbrıs Türk tarafı bunun, Annan Planı’nın görüşüldüğü Bürgenstock toplantılarında izlenen yöntem çerçevesinde gerçekleşmesini hedefleniyor. Böyle bir formatta, tüm başlıklarda sayısı azalmış çözüm bekleyen konuların paralel olarak ele alınması ve sonuçlandırılması öneriliyor. Dört başlıktaki bazı konuların ise toprakla haritanın son şekli ve güvenlik- garanti konuları farklı masalarda görüşülerek karara bağlanması yaklaşımını benimsiyor.
Güvenlik ve garanti konuları, iki tarafın ve garantör ülkelerin yer alacağı bir konferansta görüşülüp karara bağlanacak. Rum tarafı ise BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin de konferansta bulunması istiyor.
Kıbrıs Türk tarafı garantilerin 2016’nın koşullarına göre uyarlama yönünde bir pozisyona sahipken, Rum tarafı AB üyesi olacak Federal Kıbrıs’ın garantilere ve garantörlere ihtiyaç olmadığı görüşünü savunuyor.
İngiltere devrede
İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, hafta içinde Cumhurbaşkanı Akıncı ile görüştü. Moore’un, Kıbrıs müzakerelerinde kritik bir döneme girildiği hafta içinde adayı ziyaret etmesi, birtakım soru işaretlerine yol açtı. Kıbrıs’ta İngiliz Yüksek Komiseri Matthew Kidd varken, neden Türkiye’nin Ankara Büyükelçisi’nin Cumhurbaşkanı Akıncı ile görüştüğü bu soru işaretlerinden biri olarak ortaya çıktı.
Diğer bir soru işareti de zamanlamadan kaynaklandı. Garantör ülke olan İngiltere’nin, İsviçre görüşmelerinin ikinci turu öncesinde Kıbrıs’ta üst düzeyde temaslarda bulunması, nabız yoklaması şeklinde değerlendirildi.
Öte yandan İngiliz Yüksek Komiseri Kidd de Anastasiadis’i ziyaret ederek, Londra'nın çok uluslu konferansa destek vermeye hazır olduğunu iletti. Hatırlanacağı üzere İngiltere, son dönemlerde yapmış olduğu açıklamalarda, Kıbrıs'taki üslerinden bir kısmını devretmeye sıcak bakıyor.
Rusya masada olmak istiyor
Rusya’nın Güney Kıbrıs Büyükelçisi Stanislav Osatchiy, hafta içinde yapmış olduğu açıklamada, ülkesinin “Beşli değil çoklu konferanstan yana olduğunu” açıklayarak, Rusya’nın da masada yer almak istediğini resmi olarak duyurdu. Osatchiy, Kıbrıs sorununun çözümünün adadaki iki tarafça, takvimler ve dış baskılar olmaksızın bulunması gerektiğini söyledi.
BM Daimi üye ülkelerinden olan Fransa ve Çin de dönem dönem Kıbrıs müzakerelerine destek veriyor. Fransa'nın Kıbrıs'a yönelik ilgisi bir taraftan doğalgazdan , diğer taraftan da Baf'taki Askeri havaalanını Suriye'ye yönelik operasyonlarında kullanmasından kaynaklanıyor.
Çin ise özellikle son dönemlerde sadece Güney Kıbrıs değil bölgede de tarihi İpek yolunun canlandırarak, ticari işbirliklerini geliştirmeye çalışıyor. Bu bağlamda Çinli üst düzey yetkililer geçtiğimiz yıl Güney Kıbrıs'ta ikili işbirlikleri konusunda temaslarda bulunmuşlardı.
Güncelleme Tarihi: 20 Kasım 2016, 10:12