“KOMPLEKSE GEREK YOK”… Gizem Alışkan ve Hüseyin Ezgin, böylesi organizasyonlara, KKTC’nin bütçesinden ‘10 misli’ fazla ciroya sahip şirketlerin katılımının, ülkemizde faaliyet gösteren bazı firmaların direktörlerinin kafasında “Bizi ciddiye alan çıkar mı?” sorusunu getirdiğini söylerken, Japonya’dan ABD’ye kadar ihracat yapabilen bir ülke olduğumuzu, dolayısıyla ihracat konusunda iş insanlarında böylesi ‘komplekslere’ yer olmaması gerektiğini kaydetti.
“GÜNEY KIBRIS RAHATSIZ OLDU”…Gizem Alışkan ve Hüseyin Ezgin, Güney Kıbrıs’ın, KKTC firmalarının böylesi platformlarda görücüye çıkmasından son derece rahatsız olduğunu ve bunu engellemek için ‘epey uğraştığını’ kaydederken, bu tavrın ise Kuzey Kıbrıs orijinli firmaların mal satması veya iş ilişkileri kurmasından ziyade ‘KKTC’nin uluslararası organizasyonlarda boy göstermesi’ olduğunu aktardı; bunun da böylesi etkinliklerde yer almanın ‘ne denli önemli’ olduğunu göstermeye yeterli olduğuna dikkat çekti.
Ali ÇATAL
Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO) Sanayi Geliştirme Uzmanı Gizem Alışkan ve İletişim-Basın Sorumlusu Hüseyin Ezgin, oda olarak 2007 yılından bu yana yurt dışı fuarlarda yer aldıklarını kaydederken; KKTC menşeli katılımcı firmalardan ise şu ana kadar bu fuarlardan ‘memnuniyetsiz ayrılanın’ olmadığını söyledi.
Uluslararası fuarların hem ülkenizi hem firmalarınızı hem de ürünlerinizi görücüye çıkardığınız birer ‘vitrin’ olduğu bilgisini de veren Alışkan ve Ezgin, ‘rakiplerin neler yaptığının’ da en sağlıklı ve ‘kestirme’ şekliyle öğrenilmesinin yolunun da bu tarz organizasyonlardan geçtiğini belirtti.
Alışkan ve Ezgin, “Ürünler vitrine, ülkemiz ise görücüye çıkıyor” dedi.
Almanya’nın Köln şehrinde her iki yılda bir düzenlenen dünyanın en önemli, Avrupa’nın ise en büyük gıda fuarı Anuga 2021’e de 9 Ekim itibarıyla katılım sağladıklarını aktaran Alışkan ve Ezhin, bahse konu fuarda, KTSO şemsiye standı altında dört ve bireysel katılımla da iki olmak üzere altı firmamızın stant açarak ülkemiz ürünlerini dünyayla buluşturduğunu kaydetti.
Toplamda 156 bin metrekarelik devasa bir alana sahip Kolnmesse Fuar Alanı’nda düzenlenen etkinliğe, bu yıl yaklaşık 100 ülkeden bin 4 bin 600’ün üzerinde firma katılım gerçekleştirirken; fuara 200 ülkeden 600 binde ziyaretçi geldiğini söyleyen KTSO uzmanları, Sanayi Dairesi Müdürü Mustafa Yeşil’in de bu yıl ilk defa KTSO kadrosu ile birlikte fuardaki yerini aldığına vurgu yaptı.
Fuarın sektörlere göre ayrılması nedeniyle farklı dört holde yer alan Kuzey Kıbrıs stantlarını, fuarın ilk gününde Türkiye Cumhuriyeti Köln Konsolosu Turhan Kaya ile Türkiye Cumhuriyeti Düsseldorf Başkonsolosluğu’ndan Ticaret Ataşeleri Anıl Gürtuna Kaya ve Turhan Kaya ziyaret ettiğini ve kendilerinin, ürünler hakkında bilgi aldığını açıklayan Alışkan ve Ezgin, KKTC stantlarının fuarın son gününde ise KKTC Berlin Temsilcisi Beniz Uluer Kaymak ve KKTC Köln Fahri Temsilcisi Hasan Karabiber tarafından ziyaret edildiği bilgisini de verdi.
“Dubai’nin ‘gediklisi’ olduk”
Dubai’de düzenlene ve Orta Doğu’nun en büyük sektörel forumu olarak kayıtlara geçen ‘Gulfood’ fuarına 2007’den bu yana katılım sağladığımızı hatta bu fuarda bir de alanımızın olduğunu söyleyen Alışkan ve Ezgin, bu fuarda KKTC’ye ayrılan yeri de “Dubai’nin gediklisi olduk. Buradaki bize tahsis edilen alan, ‘ABD Manhattan’da bir arsamız varmışçasına’ önemli” ifadeleriyle özetledi.
Böylesi organizasyonlara, KKTC’nin bütçesinden ‘10 misli’ fazla ciroya sahip şirketlerin katılımının, ülkemizde faaliyet gösteren bazı firmaların direktörlerinin kafasında “Bizi ciddiye alan çıkar mı?” sorusunu da getirdiğini söyleyen Alışkan ve Ezgin, Japonya’dan ABD’ye kadar ihracat yapabilen bir ülke olduğumuzu, dolayısıyla ihracat konusunda ülkemiz iş insanlarında böylesi ‘komplekslere’ yer olmaması gerektiğini kaydetti.
Yurt dışında ciddi anlamda rağbet gören çok sayıda ürünümüz olduğunu hatırlatan Alışkan ve Ezgin, rekabet edebileceğimiz alanlarda yakaladığımız mevcut kalitenin de Güney Kıbrıs ve hatta Türkiye’nin dahi ilerisinde olduğunu savundu.
Ada ülkesi olmamız hasebiyle ‘ağır sanayi’ gibi çok yüksek sermaye gerektiren yatırımlara ihtiyacımız olmadığı ve ihracattaki başarının da ‘konteynerler dolusu’ mal satmakla ölçülemediği gerçeğine de parmak basan uzmanlar, Kuzey Kıbrıs’ın lokomotif sektörleri turizm ve yükseköğrenime eklemlenecek vagonların da ‘niş ürünlerimizden’ oluşması gerektiğine işaret etti.
Güney Kıbrıs’ın, KKTC firmalarının böylesi platformlarda görücüye çıkmasından son derece rahatsız olduğunu ve bunu engellemek için ‘epey uğraştığını’ da kaydeden uzmanlar, zamanla ‘bunun mümkün olmadığını’ anlayınca Güney’in de tutumunun değiştiğini ve ‘durumu kabullenmek zorunda kaldığını’ söyledi.
Güney Kıbrıs’ın bu sekter tavrının ise Kuzey Kıbrıs orijinli firmaların mal satması veya iş ilişkileri kurmasından ziyade ‘KKTC’nin uluslararası organizasyonlarda boy göstermesi’ olduğunu da aktaran Alışkan ve Ezgin, bu durumun dahi böylesi etkinliklerde yer almanın ‘ne denli önemli’ olduğunu göstermeye tek başına yeterli olduğuna dikkat çekti.
Alışkan ve Ezgin, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Güney Kıbrıs’ın açtığı ‘Cyprus’ standının tam karşısına ‘North Cyprus’ adıyla bir stant da biz açtık. İnsanlar gelip ‘Arada ne fark var?’ diye sormaya ve bizler de Kıbrıs’ta bir de ‘Türk ve Müslüman’ halkın yaşadığını anlatmaya başladığımızda, komşularımız bu durumdan ciddi anlamda rahatsız oldu fakat zamanla bunun bir faydasının olmadığını anladılar; hatta birbirimize ikramda bulunmaya bile başladık.”