Haravgi’nin haberine göre Rum Meclisi İçişleri Komitesi’nin dünkü toplantısında, üçüncü ülke vatandaşlarına yatırım karşılığı vatandaşlık konusu ele alındı. Komite üyeleri, başvuru kabul eden ve çoğu avukatlık ofisi olmak üzere sayıları 255’i bulan ve bu işlemlerden yüz milyonlarca gelir elde eden yetkili ofis ve kişilerin hangileri olduğunu, bugüne kadarki toplam başvuru sayısını öğrenmek istedi.
Bu bağlamda, yatırım karşılığı vatandaşlık uygulamasında, AB’de tepki çektiği ve yurtdışında Güney Kıbrıs aleyhine kötü reklam kampanyası başlatıldığı için dikkatli hareket edilmesi gerektiğine işaret eden Ekologlar Hareketi Vatandaşlar İşbirliği Başkanı Yorgos Perdikis, yatırım karşılığı vatandaşlık plan ve tüzüklerinin bilgilendirme ve onay için meclisten geçirilmesini önerdi.
Rum İçişleri Bakanlığı, Komite’ye; AB’nin Rum yönetimine yönelik eleştirilerinin baskısı altında yeni ve katı bir plan onaylandığı, vatandaşlık başvurularının bu yılın sonuna (2018 için) 2 bine ulaşmasının beklendiği ancak yeni planda, verilen vatandaşlıklara tavan sınırı getirildiği ve Rum Bakanlar Kurulu’nun yılda sadece 700 vatandaşlığa onay vereceği bilgisini aktardı.
Gazete “Üçüncü Ülkelerden Yatırımcılara Vatandaşlık Planı’nın adının, AB’nin baskısı üzerine Mayıs ayında “Kıbrıs Yatırım Programı” olarak değiştirildiğini haberine ekledi.
Politis’in “Pasaportlarda Rol İstiyorlar” başlıklı haberine göre, Rum yönetimi Perdikis’in, üçüncü ülke vatandaşlarına onursal ya da yatırım karşılığı vatandaşlıkların verilmesi kriterlerinde Rum meclisinin de söz sahibi olmasını sağlayacak yasa önerisini benimsemedi.
Dünkü toplantıda “Yatırım Karşılığı Vatandaşlık Planı”nın adının “Kıbrıs Yatırım Programı” olarak değiştirildiğini söyleyen İçişleri Bakanlığı temsilcisi,bu planın Rum yönetiminin yüksek yatırım pozisyonundaki yatırımcıları cezp etmeyi hedefleyen ekonomik politika çerçevesinde olduğunu anlattı.
Bu programın Rum yönetimine, gerekli gördüğü yerlerde esnek değişiklikler yapma olanağı tanıdığını kaydeden temsilci, (Perdikis’in) yasa önerisi onaylanır ve programın işleyiş tüzüğünün meclis onayından geçme zorunluluğu getirilirse, Rum yönetiminin bu karar esnekliğine sahip olmayacağını söyledi.
