banner6

Yok olup gitmeyelim

banner37

Karpaz bölgesindeki hayvan üreticileri, yüksek maliyetler, parasızlık, kuraklık, fiyatı giderek artan hayvan yemleri gibi yığınla sorun yaşıyor. Hayvan üreticileri, yetkililerden destek bekliyor:

Yok olup gitmeyelim
banner90
banner99

ÖZEL HABER - Ayşe BULUT

“SIKINTI ÇOK”…

“Sıkıntı çok. Arpa yok, saman yok, para yok, ot yok. İşimiz çok zor. Bu yıl çok az yağış oldu” diyerek dert yakınan hayvan üreticileri, “Yetkililerden istediğimiz, biz hayvancının yanında olmaları ve destek çıkmaları. Yoksa yok olup gideceğiz. Devletin, hayvancıya yardım etmesi gerekir. Yoksa sata sata hayvan kalmayacak” şeklinde konuştu.

“HAYVANCIYA DESTEK YOK”…

Tepkilerini dile getiren hayvan üreticileri, “Hayvancının sıkıntısı çok. Yağmur yok, ekin yok, bir kısmı zaten kurudu, hiçbir şey yok. Bir kısmını suladık, kurtardık. Olan da 10-15 santimde başağa bindi. Ondan da hiçbir şey çıkmaz. Ne tohum olur ne sap olur. Hayvancı bitiyor. Destek yok” ifadeleriyle, hükümetleri eleştirdi.

   Karpaz bölgesindeki hayvan üreticileri çok dertli. Yükselen maliyetlerle baş edemez duruma gelen üreticiler, hayvancılıktan vazgeçmenin eşiğinde.

   Hayvanlarına bakamayacak hale gelen üreticiler, hükümetten destek bekliyor.

   Bu yıl yağışların da az oluşundan dolayı hayvanlarına ovada yedirecek ot bulamayan üreticiler, yem almak için de maddi güçlük çektiklerinden yakınıyor.

   KIBRIS’a konuşan Karpaz bölgesi hayvan üreticileri, hayvanlarına bakabilmek için elindeki hayvanlarını satmak zorunda kaldığını belirterek, böyle giderse yok olacaklarını söyledi.

   Çarkın dönmesi için sürekli bankalardan borç almak zorunda olduklarını anlatan hayvan üreticileri, yetkililerin seslerine kulak verip sorunlarına çözüm üretmesini istedi.

Hayvan üreticileri ne dedi?

Ümit Türkakar:

   “Yağışların gecikmesi nedeniyle hayvanlarımız içeride kaldı. Hayvanlar doğum yaptı. 400 baş hayvanımız oldu. Hayvanlarımızı yerdirmekle baş edemiyoruz. Mağduruz. Hayvanlarımız bakımsızlıktan düşük yapıyor. Ovaya çıkarsak ot yok. Ovaya giden hayvan aç gelir. Bir torba yem 500 TL. Bir torba yetmez ki. Biz ezilip eleniriz, kasaplar bu işten kârlı çıkar. Bizden 75 TL’ye alırlar, kilosunu 250-300 TL’den satarlar. Bu yıl saman da bulamayacağız, ekin yok ki, halimiz ne olacak? Bu koyunlar ayda bir kamyon arpa ister. Bir kamyon arpa 120 bin TL’dir. Bunu almak için kaç tane kuzu satacaksın? İki araba saman kaldı. O da bitince hayvanlar aç kalacak. Hayvanlarımı yedirebilmek için günde bin 500 TL isterim. Alamıyorum. Yedirmeyince süt de olmaz. Kış bitiyor ve devletten bir yardım alamadık. Devletin, hayvancıya yardım etmesi gerekir. Yoksa sata sata hayvan kalmayacak.”

İrfan Kaptangil:

   “Sıkıntı çok. Arpa yok, saman yok, para yok, ot yok. İşimiz çok zor. Bu yıl çok az yağış oldu. Türkiye da para vermezse bittik. Sadece bu mandıranın yanında biraz ot var. Ovada ot yoktur. Hayvanlarımı doyurmak için günde 20 torba arpa isterim. 20 torba arpa 10 bin TL’dir. 580 tane hayvan vardı, 180 tanesini satmaya mecbur kaldım ki kalanlara bakayım. 100 bin TL kredili arpa aldık devletten, o da bitti. Herkesin hayvanı elinden gidecek. Şimdi bankadan 100-150 bin TL borç almaya gideceğim ki arpa alabileyim de hayvanlarıma üç ay daha bakabileyim. Bu durumda parası olan hayvancı ayakta kalacak, geriye kalan yüzde 70’i gidecek. Hükümet destek de vermez. 2,5 sene önce bir koyun 5 bin 500 TL idi. Bir sene önce 2 bin 300 TL. Şimdi kaça düşecek. Eğer kuraklık olursa 500 TL olacak. Keçi 3 bin 500 TL’ydi, şimdi 500 TL’ye bile almazlar. Oğlağı 70 TL kilosundan alıp 290 TL’ye bize satarlar. Yani biz hiçbir şey kazanmıyoruz. Kasaplar kazanır. Yetkililerden istediğimiz, biz hayvancının yanında olmaları ve destek çıkmaları. Yoksa yok olup gideceğiz.”

Sumray Mani:

   “ “Kadın üretici” diyorlar ama maalesef kadın üreticileri desteklemiyorlar. Benim tarlam yok. Devletten tarla kiralamak isteriz. Bize, hayvancıya kiralayacaklarına, devlet memurlarına kiralarlar. Biz de mal sahibinden kiralarız. Ya para ya da hellim veririz karşılığında. Denetim yok. Torpilli olanlara devlet arazilerini kiralarlar çünkü denetim yok. Ben bu işin içinden çıkamaz duruma geldim. Her şey dünya parası. Bu seneyi çıkarayım, seneye herhalde hayvan kalmayacak. Zaten bu yıl zar zor tarlalarımızı ektik. Gerek mazot gerek gübreden dolayı, sene de kurak geldi, yağmur yağmadı. Zaten ekerken borç alarak çektik. Onlar da olmadı. Yani hayvancının sonu hüsran. Hayvancılık bitti. Ben hayvancılığı severek yapıyorum. “Kadına destek” diyorlar ama ben hiçbir destek almadım. Hayvanlarım aç kalmasın diye borçla hayvan bakarım. Hiçbir zaman hayvanlarımı çoğaltamadım. Devamlı sattığım için çoğaltamıyorum. Ben bu yıl yem yediremedim hayvanlarıma çünkü alamıyorum. Alabildiğim kadar arpa yedirmeye çalışırım, bu defa da süt alamıyorum istediğim gibi. Yetkililerden bize destek çıkmalarını istiyorum.”

Ahmet Göz:

   “Hayvancının sıkıntısı çok. Yağmur yok, ekin yok, bir kısmı zaten kurudu, hiçbir şey yok. Bir kısmını suladık, kurtardık. Olan da 10-15 santimde başağa bindi. Ondan da hiç bir şey çıkmaz. Ne tohum olur ne sap olur. Hayvancı bitiyor. Destek yok. Süt paramızı düzgün alamıyoruz. Don zararımız var. Bu gidiş iyi değil. Gerçekten sıkıntılı bir sene. Ayrıca tarım arazileri hep ağaçlandırılıyor. Bu gidişle hayvancılık da yapılmayacak, çiftçilik de bitecek. Eğer ağaçlandırılacaksa, ağaca elverişli araziler ağaçlandırılsın, Tarım Bakanlığı’nın bu işe bakması lazım. Şu anda günlük giderimle kazancıma baktığımda ekside gidiyorum. Bankalardan borçlanıyoruz, idare ediyoruz. Nereye kadar böyle gideceğiz? Yetkililerin bize çözüm bulmasını istiyoruz. Maliyetlerimizin düşmesi şart.  Üretici ne kadar uygun üretirse, tüketici o kadar uygun yer. Yani döngü yanlış. Eskiden büyükbaş hayvancılıkta 25 üretici vardı, şimdi yok, sadece ben kaldım. Hayvancıya sürdürülebilir bir destek yok. Çoğu insan hayvanlarını satma taraftarı. Sıkıntılar büyük, çözmek isteseler çözerler ama çözmek istemiyorlar.”

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner111

banner34

banner75

banner104