Nokta atışları

   GELİŞİGÜZEL İŞLERİMİZ: 5 saat süreyle Ercan Devlet havaalanının çalışamaz duruma getirilmesi, yolcuların perişan edilmesi ne demek?.. Gelişigüzel kazı yapma sorumsuzluğunun devamından kaynaklanan bir sorundu bu!.. Erülkü Market civarında Değirmenlik Belediyesi ekipleri tarafından yapılan kazı sırasında Ercan Havaalanına giden Fiber hattında iki ayrı noktada kopma olunca Ercan Hava Alanı saatler boyu internetsiz ve bilgisayar çalışmasız kaldı... Sıkça rastlanan gelişigüzel kazıların olumsuz sonuçlarına bir yenisinin daha eklenmesiydi bu olay… Kazı yapacak resmi ekiplerin elinde neden yeraltı durumlarının haritası yoktur?.. Böyle "kaz gitsin" olmuyor işte... Plansız programsız gelişigüzel kazılar kimi zaman da yer altındaki elektrik kablolarını ve su borularını zarara uğratıyor… Gelişigüzelliğin bedeli ise halka, ekonomiye ve devlet saygınlığına çıkmakta…
                                                   ***
   YÜKSEK TANSİYON TEHDİDİ: KKTC’de diyabet konusunda ciddi ve verimli bir örgütlenme var… Ama yüksek tansiyon konusunda yok… Her 3 kişiden birinin tansiyon hastası olduğu, Güney Kıbrıs’ta yapılan bir sağlık taramasında ortaya çıkan gerçektir… Aynı coğrafyanın, aynı iklimin ve aynı beslenme kültürünün insanlarıyız… Benzeri bir sağlık taraması yapılsa KKTC’de de tansiyon hastalığı konusunda ortaya çıkacak sonuç pek de farklı olmaz…
   Tansiyon, başka hastalıkların da tetikleyicisi olan ölümcül bir sağlık sorunudur… Toplumsal bir sağlık afeti… Bu nedenle önlemlerinin alınması ve halkın aydınlatılması gerekir… Ki, böylesi bir aydınlatma etkinliği ortaya çıkan tarama sonucundan sonra Güney Kıbrıs’ta başlatılmıştır…
   Yüksek tansiyonu oluşturan ve daha da ölümcül duruma getiren etkenlerden biri de tuzlu beslenmedir… Birçok ülkede restoranlar ve gıda üreticileri artık ürünlerinde tuz kullanmıyorlar… Restoranların servis  masalarındaki tuzluklar kaldırılmıştır…  “Az tuzlu” seçeneği var olmakla birlikte, KKTC’de hellim ve peynir gibi süt ürünlerinde aşırı tuz kullanılmaktadır…
   “Az tuzlu” yüksek tansiyonla mücadelede yetersizdir.. Ürün “tam tuzsuz” olmalı… Ve de marketlerde diyabetik ürünler reyonları gibi “tam tuzsuz” gıda reyonları da bulundurulmalı… Tüketici tuzsuz ürünlere ulaşabilmekte hayli zorlanıyor…
                                                                ***
   KAÇAK ETİN ZARARLI SERÜVENİ: Bir restoranımızın müşterilerine servis için Güney Kıbrıs'tan kaçak olarak getirttiği onlarca kilo etin tüketim süresinin de dolmuş olduğu yargı huzurunda açıklandı... Etin bizdeki astronomik fiyatı Güney'den kaçakçılığı kışkırtıyor... Çok iyi bilinen bir şey…
   Bu kaçakçılık serüveninde bakalım insanlara orada - burada neler yediriliyor!... Ve halâ daha sağlıklı soğuk zincir içinde ithal edilmesi mümkün olan daha ucuz et için start verilemiyor... Et ithali kararında hâlâ belirsizlik var, kesinleşme yok...
                                                      ***
   BİLİMİN BEDELİ YÜKSETİR, AMA: Borç – harç içinde batmakta olan DAÜ'deki öğretim üyelerinin maaşlarının açıklanması ülkemizde önemli gündem oluşturdu… Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu Kıbrıs gazetesinin manşetinden verilen demecinde bir profesörün DAÜ ye maliyetinin 140 bin TL brüt olduğu, net profesör maaşının ise 80 bin TL olduğu, emekli bir kurucu profesörün emekli maaşının 120 bin TL olduğu duyuruldu… Sendikanın da maaş yüksekliğini kabul ettiğini belirten Çavuşoğlu, bunun nedeni olarak dövizdeki yükselişin gösterildiğini, sendika ile yönetimin maaşları düşürmek için görüştüğünü söyledi…
   Bilimin bedeli tabii ki yüksektir… Ama o bedel sürdürülebilir olmalı… Bilim insanları sadece maaşlarına ve özlük haklarına değil, o maaşı ödendikleri, o özlük haklarını elde ettikleri kurumun sürdürülebilir bir ekonomiye ve huzura sahip olabilmesine de odaklanabilmeli... Hele KKTC gibi bir krizler ülkesinde, bilim durmamacasına çareler üretebilmelidir... KKTC, üniversitelerinin ve bilim adamlarının bolluğuna karşın kronik sorunlarını çözemeyen bir ülke... Sahi ama, bilim ne işe yarar ülkesel ve lokal kronik sorunları çözemedikten sonra?..
                                                                       ***
   BİLİNMESİNDE YARAR VAR: Hükümetin deprem fonu için maaşlardan kesinti yapması gündeme gelince bu tasarı örgütlü bir direnişle karşılaştı ve maaş kesintileri uygulamaya konulamadı… Kira stopaj vergilerine ve banka mevduat faizleri vergilerine  Mayıs ayı itibarıyla ek deprem vergisinin getirilmesi uygulamaya konulabilen yöntem oldu… Mevduat ve mal sahiplerinin direniş gösterecek örgütleri olmadığından bu işlem yağdan kıl çekercesine gerçekleştirilebildi…
   Tabii amacında harcanacaksa helal olsun da… Bunu neden mi yazmak gereğini duydum?..
   Deprem fonunun tasarruf bilincindeki insanlarımızın kara günler adına yaptıkları parasal birikimlerinden ve bütçesini denkleştirebilme adına konutunu kiraya verenlerimizin kira gelirlerinden yapılan kesintilerle oluşturulmakta  olduğunun bilinebilmesi için!.. Örgütlülerle örgütsüzler arasındaki farkın anlaşılabilmesinde de yarar vardır elbet…
  

YORUM EKLE

banner111

banner34

banner75

banner88

banner104