Letimbiotis şunları söyledi:

“Hristodulidis başkanlığında yapılan ilk Ulusal Konsey toplantısı idi, Konsey hem faydalı hem de çok yararlı ve çok üretken olabilen bir kurumdur, Hristodulidis Ulusal Konsey’e bu şekilde yaklaşıyor. Yapıcı bir toplantıydı, Hristodulidis siyasi liderlere, Brüksel’deki temasları, Rosemary diCarlo ile yaptığı görüşme, aynı zamanda AB’nin çıkmazın aşılması, müzakerelerin yeniden başlaması ve Kıbrıs sorununun mutabık kalınan çerçeve temelinde çözülmesine ilişkin çabalara daha aktif katılım önerisi hakkında bilgi verdi. Hristodulidis, kendisine sorulan soruları eksiksiz, net ve ayrıntılı bir şekilde yanıtladı. İçinde bulunduğumuz zaman, büyük ulusal sorunumuz konusunda aşikar şekilde dayanışma içinde olmamız gereken zamandır. Hristodulidis, tüm taraflar için karşılıklı yarar sağlaması ve Kıbrıs sorununun çözümüne ulaşılması için, AB’nin sürece daha aktif katılımına ilişkin çabalarına, tüm siyasi güçlerden destek istedi. Bu önerinin AB’nin, BM’nin yerini alması için yapılmadığını da bir kez daha netleştirdi.”

Rum Sözcü bir soruya cevaben, “Hristodulidis’in görevi devraldığı günden itibaren, gerek açıklamalarıyla gerekse üstlendiği girişimlerle yaratmış olduğu olumlu atmosfer ve olumlu dinamik toplantıda derinlemesine tartışıldı” dedi.

Sözcü devamla şunları ifade etti:

“Şu anda önemli olan, AB aracılığıyla, Kıbrıs sorununun çözümünün hepimizin çıkarına olduğu konusunda hem Kıbrıslı Türk vatandaşlarımızı hem de Türkiye’yi ikna etmektir. Kıbrıs Hükümeti’nin önceliği budur. Buna ek olarak Hristodulidis siyasi parti liderlerine, bir Milli Güvenlik Kurulu oluşturulması niyeti hakkında bilgi verdi. Hristodulidis bununla ilgili olarak önümüzdeki günlerde siyasi parti liderlerine daha fazla ayrıntı gönderip böyle bir Kurulun oluşturulması konusunda onların görüşlerini alacak. Milli Güvenlik Kurulu, sahip olacağı yetkilerle Ulusal Konseye yönelik de danışmanlık rolüne sahip olacak.”

AB’nin sürece daha aktif bir şekilde katılmaması halinde, çıkmazın aşılıp aşılmayacağı ve sorunun çözümüne varılıp varılmayacağına ilişkin bir soru üzerine Rum Sözcü “Hristodulidis’in önerisi, çıkmazı aşabilmek ve müzakereleri kararlaştırılan çerçevede yeniden başlatabilmemiz için, siyasi bir şahsiyetin atmanmasıdır. Müzakereler, temsilci atanmadan yerinden başlarsa, tabii ki müzakerelere devam edeceğiz. Müzakere masasındayız ve müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için karşı tarafı, bizim gösterdiğimiz samimi iradenin aynısını göstermeye çağırıyoruz” yanıtını verdi.

Ankara’dan bu öneriye gayri resmi de olsa bir tepki olup olmadığı sorusuna Rum Sözcü,          

“Elimizde bir şey yok. Seçim döneminde olduklarını biliyorsunuz. Şu anda odaklanmamız gereken, Türkiye’deki seçimler bitene kadar bu önerilerin bir an önce hayata geçmesi için zemin hazırlamaktır” dedi.

Kıbrıs bandıralı gemilerinin limanlarına yaklaşmasının Türkiye tarafından yasaklaması konusu sorulduğunda Rum Sözcü, bunun Hristodulidis’in Türkiye-AB ilişkileri  “sepetine” koyduğu konulardan biri olduğunu söyledi.

Letimbiotis şunları kaydetti:

“Tam da bundan dolayı Hristodulidis’in, AB’nin daha aktif katılımına yönelik önerisi, AB’nin, hem Türkiye’nin hem de Kıbrıslı Türk vatandaşlarımız yararına olabilecek teşviklere sahip olduğu gerçeğine atıfta bulunuyor ve inanıyoruz ki Türkiye bu öneriye sağduyulu ve samimi bir iradeyle yaklaşırsa, çıkmazdan çıkıp müzakerelere kaldığı yerden devam edebilir ve Kıbrıs sorununu çözebiliriz.”

DİSİ’nin, Güney Kıbrıs’ın Uluslararası Denizcilik Örgütü Genel Sekreterliği adaylığı önerisi hakkında yorum yapması istenen Rum Sözcü, “Hükümet, belirlenen süre dolana kadar tüm olasılıkları değerlendiriyor. Yunanistan’ın Türkiye’ye verdiği desteği ve Türkiye’nin Yunanistan’ın Güvenlik Konseyi’nin geçici üyelik adaylığına verdiği desteği anlayışla karşılıyoruz. Yunanistan ve Türkiye arasındaki daha iyi ilişkiler, ancak memnuniyetle karşılayabileceğimiz ve mümkün olduğu kadar uzun süre kalmasını dileyebileceğimiz bir şeydir. Bu, bölgemizde güvenliği sağlayan, aynı zamanda Kıbrıs sorununu çözme çabalarımıza da yardımcı olabilecek bir şeydir” dedi.

Bir gazetecinin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk-Yunan ilişkilerindeki tutumunda bir değişiklik olduğunu hatırlatması ve bunun, Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki tutumunu değiştirmek için değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorusu üzerine Rum Sözcü şu yanıtı verdi:

“Açıklamaları biz de takip ediyoruz. Kıbrıs AB’ye, üye devlet statümüzün, Kıbrıs sorununun çözümüne yardımcı olma birincil hedefiyle katıldı. Katılım tüm Kıbrıs'ı ilgilendirmektedir ve bugün Kıbrıslı Türk vatandaşlarımız, AB ile ilgili birçok konudan faydalanmaktadır. Bizim her fırsatta ve Cumhurbaşkanımızın yaptığı her açıklama ile gönderdiği mesaj, AB'nin ortak evimiz olduğu, Kıbrıs sorununun çözümünden sonra da AB’nin ortak evimiz olacağı aynı zamanda AB’nin aktif olması yoluyla yalnızca kazanabileceğimizdir. Türkiye’deki seçimlerin nasıl gelişeceğini görmek için bekliyoruz ancak şu anda önemli olan, Türkiye’deki seçimlerden sonra siyasi bir şahsiyetin atanmasına dayanan ve çıkmazın aşılması amacıyla, BM’nin de çabalarına yardımcı olabilecek bu önerinin uygulanması için hazırlanmaktır.”  

Hristodulidis ile Ersin Tatar arasında sosyal bir görüşme yapılması konusunda yeni bir şey olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine Rum Sözcü, “Bekliyoruz. Hristodulidis iradesini, bu sosyal görüşmeyi yapmaya hazır olduğunu yineledi. Şu ana kadar yeni bir şey yok” ifadelerini kullandı.