Tünay MERTEKCİ
Yayla Sağlık Araştırma ve Geliştirme Merkezi Derneği (Yayla Sağ-Gel) Başkanı Aygün Aydıngün, As Başkanı Mahmut Hamdi ve Güzelyurt Sivil Toplum Platformu Sözcüsü Şinasi Özdeş, Güzelyurt’ta odun kömürü ocaklarının (gamini) yıkılmasını talep ederek sağlığa olan olumsuz etkilerine bir kez daha vurgu yaptılar.
Gaminilerin insan sağlığına olan olumsuz etkilerine dikkat çeken Aydıngün, Hamdi ve Özdeş, bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğine vurgu yaparak ilgililerin olayı sürekli olarak ertelediğini belirtti.
Aydıngün, Hamdi ve Özdeş, baz istasyonlarının da sağlığa olan olumsuz etkisinden bahsederek, bu istasyonların köylerin dışına çıkartılması için yoğun çaba sarf ettiklerini vurguladı.
“Karar alınmasına rağmen yıkım yok”
Yayla Sağ-Gel yetkilileri, bölgedeki söz konusu sorunların halledilmesi ve alınabilecek tedbirler hakkında, ilgili bakanlıklar ve dairelerle birçok kez temasa geçtiklerini vurgulayarak, sorunun çözülmeden devam ettiğini ve bölge halkının sağlığının tehdit altında bulunduğuna işaret etti.
Yaklaşık üç ay önce çok geniş kapsamlı bir rapor hazırladıklarını hatırlatan dernek yetkilileri, bölge siyasilerinin destek veren imzalı belgesini ve Yayla köy halkının yaklaşık 600 imzalı yazılı talebini, Başbakan’a, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı’na, İçişleri Bakanlığı’na, Çevre ve Turizm Bakanlığı’na, Sağlık Bakanlığı’na, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na, Güzelyurt Kaymakamlığı’na ve Güzelyurt Belediye Başkanı’na, elden teslim ettiklerini bildirdi.
Bunun neticesinde, 11 Eylül 2017 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından, odun kömürü ocaklarının yıkımıyla ilgili karar alındığını fakat, henüz bir gelişmenin yaşanmadığını vurgulayan dernek yetkilileri, amaçlarının insan sağlığını olumsuz etkileyen gaminilerin bir an önce yıkılması olduğunu söyledi.
“Kaymakamın olumlu ilgisi, olumsuz bir tavra dönüştü”
Dernek yetkilileri, Güzelyurt Kaymakamı’nın başlangıçta isteklerine destek vererek, olumlu bir tavır takındığını belirterek, Bakanlar Kurulu kararından sonra bu tavrın memnuniyetsizliğe dönüştüğüne dikkat çekti.
Kaymakamın, kendisine İçişleri Bakanlığı’ndan veya Başbakanlıktan yazılı belge ulaşması durumunda konuya itibar edeceğini söylediğini, kendilerinin de ilgili bakanlıklara, kaymakamın bilgisi doğrultusunda, konuyu aktardıklarını vurgulayan dernek yetkilileri, şöyle devam etti:
“İçişleri Bakanlığı Merkez Kaymakam tarafından, Güzelyurt Kaymakamı’na, Bakanlar Kurulu ekli yazılı talimat verildiği söylendi. Ancak, kaymakam şimdi de savcılıktan aldığı görüşleri içeren raporla karşı tarafın itirazı neticesi mahkeme kararını bekleyeceğini belirtiyor.”
Güzelyurt Kaymakamı’nın farklı görüşler ileri sürerek konuyu uzatmaya ve zamana oynamaya çalıştığını savunan dernek yetkilileri, bir kez daha Bakanlar Kurulu’nun, kömür ocaklarının yıkımı konusunda almış olduğu kararın geçerli olduğunun altını çizdi.
“Ne izin alındı ne de çalışma izni verildi”
Yayla Sağ-Gel yetkilileri, kömür ocakları kurulurken herhangi bir merciden izin alınmadığını ve çalışma izni verilmediğini vurgulayarak, bu durumun Çevre Dairesi Genel Müdürlüğü’nden de teyit edildiğini aktardı.
İşletme izni olmayan iş yerlerinin kapatılmasından kaymakamlıklar ve belediyelerin sorumlu olduğunun altını çizen dernek yetkilileri, bugüne kadar konuyla ilgili ciddi bir çalışmanın, kararlı bir tavrın ve insan sağlığının korunması için sorumluluk gerektiren herhangi bir çabanın yapılmadığını vurguladı.
Dernek yetkilileri, ilgililerin sorumluluğu birbirlerine attığını ve bir formül bulmaya çalışmadıklarını ifade etti.
İlgililerin, kanserden ölen vatandaşları uzaktan seyrettiğini bildirerek hasta olanların da görmemezlikten gelindiğini belirten dernek yetkilileri, kömür üretimiyle uğraşan iş insanlarının, işlerinin bozulmaması ve mağdur olmamaları için kendilerine daha düşük stopajla Türkiye’den kömür ithal izni verileceğini, Başbakan ve Başbakan Yardımcısı’ndan teyit ettikleri üzerinde durdu.
“Kansere bağlı ölümler %70 arttı”
Yayla Köyü ve etraf köylerde yaşayan halkın sabrının taştığını bildiren dernek yetkilileri, artık kanser gerekçeli ölümleri görmek istemediklerinin altını çizdi.
Ölüm vakalarında kanser oranının yüzde 70 arttığını belirten dernek yetkilileri, kanser nedeniyle ölen köylülerin acıları, ailelerin dramı, yetkililerin vicdanlarını hiç mi sızlatmıyor sorusunu sordu.
Siyasilere bu halkın sağlık ve huzuru için gereğinin yapılması çağrısında bulunan yetkililer, siyasilerden, göstermelik seçim vaatleri değil, kesin ve netice alıcı adımlar atmalarını talep etti.
Demokratik ve insanca bir yaşamın, halkın en doğal hakkı olduğunu savunan dernek yetkilileri, bunu sağlamanın devletin görevi olduğuna dikkat çekti.
Yaşanan sorunlar nedeniyle acı çeken halkın, el ele, omuz omuza, hep birlikte hareket ederek kesin bir iradeyle müşterek bir karar vermesinin zamanının geldiğini kaydeden Yayla Sağ-Gel yetkilileri, devlet makamlarının, çekilen sorunlardan dolayı bölge halkının hukuk dışına çıkmaması veya kaba kuvvete başvurmaması için harekete geçmesinin önemine işaret etti.
Özdeş: Makamlar arasında koordinasyon eksikliği var
Güzelyurt Sivil Toplum Platformu Sözcüsü Şinası Özdeş de Bakanlar Kurulu kararına rağmen neden ilgililerin bu sorunu çözmediğini sorarak, makamlar arasında ya koordinasyon eksikliğinin bulunduğunu ya da birinin yaptığı işten, diğerinin habersiz olduğunu söyledi.
Sorunun, makamlar arasında bu gidip geldiğini ama ortaya bir sonucun çıkmadığını bildiren Özdeş, Yayla köyündeki halkın, 1974’ten önce Rumlara karşı verdikleri direnişten sonra bu köye sapa sağlam geldiğini, bu halkın Rumlardan kurtulduğunu ama yanlış icraatlar sonucu kansere yenildiklerini anlattı. Özdeş, köydeki ölümlerin yüzde 70’inin kanser vakalarından olduğunu da hatırlattı.
İlgili makamlara seslenen Özdeş, köylülerin bu feryadını duyup duymadıklarını sorarak, ilgililerin ya bu kanser vakalarından zevk aldığını ya da görevlerini yerine getirmediklerini savundu.
“İnsan katliamına göz yumuyorlar”
Özdeş, yetkililerin, insanların feryadını neden işitmediğini sorarak, ortada alınan bir karar bulunduğunu fakat bu kararı devletin alt birimlerinin uygulamadığını vurguladı.
Yetkililerin vurdumduymazlığının devam etmesi durumunda halkla, ocak sahiplerinin karşı karşıya gelebileceğine dikkat çeken Özdeş, en büyük tehlikenin de bu olduğunu belirtti.
Özdeş, ilgili tüm makamların suç ortağı olduğuna dikkat çektiği açıklamasında, “insan ölümlerine, insan katliamına göz yumdukları için tüm ilgili makamlar suç ortağıdır” dedi.
Özdeş, hükümete vatandaşına sahip çıkması için çağrıda bulunarak, vatandaşların kanserden ölmelerine neden olacak, tüm anomalilerin giderilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Güzelyurt Sivil Toplum Platformu’nun, Yayla Sağ-Gel’in sonuna kadar yanında duracağını söyleyen Özdeş, sorun çözülene dek takipçisi olacaklarını ifade etti.
Aydıngün: Esas görevlerimizi yapamıyoruz
Yayla Sağ-Gel Başkanı Aygün Aydıngün de dernek olarak sosyal ve kültürel anlamda birçok projelerinin olduğuna vurgu yaparak, bu sorun yüzünden asıl ilgilenmeleri gereken konularla ne yazık ki ilgilenemediklerine dikkat çekti.
Özkan Murat’ın bakanlığı döneminde tüm kömür ocaklarının yıkıldığını hatırlatan Aydıngün, daha sonra zaman içerisinde bazı şahıslar tarafından, izinsiz olarak yeniden kömür ocakları inşa edildiğini ve bunların giderek çoğaldığını vurguladı.
Bazı keyfi bir tutum içinde izinsiz, odun kömürü ocağı oluşturduğuna vurgu yapan Aydıngün, devletin elinde bu ocaklarla ilgili resmi kaydın da bulunmadığını iddia etti.
Kaymakamlığın da İçişleri Bakanlığı’nın da kesin bir sayı bilmediğini savunan Aydıngün, bölgede yaklaşık 50 ocağın bulunduğunu bildirdi.
Hamdi: İkinci gamini olayını yaşayabiliriz
Yayla Sağ-Gel As Başkanı Mahmut Hamdi, Güzelyurt Belediyesi’nin sadece evlerin çöplerini Dikmen’e götürdüğüne, geriye kalan tüm molozları ise Yayla Köyü’nün batısında bir bölgeye döktüğüne dikkat çekti.
Birkaç gün önce, söz konusu bölgeye gittiklerini söyleyen Hamdi, inanılmaz bir enkaz ve çevre felaketiyle karşılaştıklarını vurgulayarak, belediyenin bölgedeki çevre sorunlarını daha da büyüttüğüne vurgu yaptı.
Molozların ve diğer atıkların, gaminilerden daha büyük zehir saçtığına işaret eden Hamdi, sorunların çözülmesi için ilgili tüm makamların bir an önce harekete geçmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Güncelleme Tarihi: 25 Kasım 2017, 10:49