Türkiye seçimlerinin son virajı

   Türkiye seçimlerinin ikinci turu için son virajına girildi... Herkes gergin, herkes stresli, herkes düşünceli...
   Her seçim gibi bu seçim de bitecek ve herkes yoluna devam edecek. Şimdi, zaman AKP’nin, CHP’nin ve diğer partilerin zamanıdır. Kimler kimler geçmedi ki bu siyaset köprüsünden. Süleyman Demirel’den tutun da, Turgut Özal’a, Necmettin Erbakan’a, Bülent Ecevit’e ve Deniz Baykal’a kadar tümü geçti o köprüden. Hani nerde o insanlar ve siyasiler? Tümü de göçtü bu dünyadan.  Hem de “Bu dünyada neyi paylaşamıyoruz?” sorusunu sormadan, kavga ederek, didişerek, mecliste yumruk yumruğa gelerek, meclis kürsüsünden acımasızca birbirlerini suçlayarak.
   İnsan o günleri düşününce bir tuhaf oluyor. Gerçekten bu insanlar yaşadılar mı, Türkiye’nin kaderine imza attılar mı, sorusunu geçiriyor kafalarından.
   Bütün bu saydığım siyasiler, gerçekten kendi dönemlerini dolu dolu yaşayarak, Türk siyasetine damgalarını vurmuşlardır.
   Zaman zaman söz eski politika ve politikacılardan açılınca, o eski siyasileri kendi özellikleri ile tanımlarız. Bu özellikleri her zaman komedi tiyatrolarına malzeme olmuştur. Sadece tiyatrolara malzeme olmadılar.  Gazetelerin mizah sayfalarına ve sütunlarına da girdiler.
   Şöyle kafamdan geçiriyorum onlarla ilgili anekdotları...
   Mesela Süleyman Demirel, her zaman o ünlü sözü ile anılıyor ve daha da anılacak...
  “Dün dündür, bugün bugündür.”
   Demirel o sözü, şimdiki zamanı yaşayın demek istediği için etmiştir. Siyasetin oynaklığını ve kıvraklığını anlatmıştı Demirel.
   Bununla ilgili pek çok fıkralar üretildi ve insanlar o fıkralarla zaman geçirdi.
   Mesela rahmetlik Hıncal Uluç’un köşesinden okumuştum bu fıkrayı.
   Süleyman Demirel ve diğer siyasilerin yasaklı dönemleriymiş... İlk önce kapatıldıkları evden çıkarılmışlar ve seçim yasaklı olarak hayatlarına devam etmişler. Azad edildikten sonra Demirel, eşi Nazmiye Demirel’le memleketi Isparta’ya gitmişler. Halk onları büyük bir heyecanla karşılamış... O coşku içinde bir vatandaş Demirel’e sokularak sormuş:
   “Sayın Demirel, siz hâlâ yasaklısınız. Yasaklar kalkarsa yeniden adaylığınızı koyacak mısınız?”
   O da şöyle cevap vermiş o vatandaşa:
   “Kardeşim!  Kalktı da koymadık mı?  Değil mi Nazmiye?” deyivermiş.
   İnsanı gülümseten bir anekdot...  Hatta güldüren...
   Rahmetli Necmettin Erbakan’ın uzatarak konuşmaları ve halka “Aziz ve muhterem vatandaşlarım” şeklindeki seslenişi hâlâ kulaklardadır.
   Bülent Ecevit, her zaman konuşmalarında öz Türkçe kelimeler kullanmasıyla ünlüydü.  Kıbrıs çıkarmasında bile gayet düzgün ve düzeyli konuşmaları hep vardı.  

   Deniz Baykal ise, Ecevit’le olan kavgaları ile ve porno kasetiyle ünlenmişti. Nedense bazı siyasiler uçkurlarını tutamazlar. O nedenle Deniz Baykal’ı da öyle anımsayacağız.
   Kemal Kılıçdaroğlu’nun da Ecevit’ten kaçar yanı yoktur, düzgün konuşmalarında. Doğruya doğru... Bay Kemal’in çok düzgün ve çok güzel Türkçe konuştuğunu kabul etmek zorundayız. Bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bay bay Kemal” deyişi var.
   Bir kısım Türkiye siyasilerinden söz ettik de Recap Tayyip Erdoğan’dan söz etmeyelim mi?
   Herhalde Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’ye yaptığı eserleriyle ve “one minute” sözleriyle anılacak. Bir de Allah’a tevekkülü ve sığınmasıyla... Ayrıca mükemmel hatipliği ve konuşmalarına kattığı şiirleriyle...
   Evet! Türkiye’deki Başkanlık seçimlerinin ikinci tur virajına girdik. Yüzde yarımdan az farkla birinci turu kıl payıyla kaybeden Erdoğan, herhalde bu turu alarak, zaferini ilan edecek. Aradaki fark büyük... Bütün anketler hep Kemal Kılıçdaroğlu’nu gösteriyordu birinci turda. Ama Erdoğan herkesi şaşırttı, rakibine büyük bir fark attı.
   Her neyse bu da bitecek ve hayatımıza devam edeceğiz. Siyaset devam eder ama, kafalar değişir. Haydi Türkiye’ye hayır getire bu seçimler de...
               
  

YORUM EKLE

banner111

banner34

banner75

banner88

banner104